7 Ağustos 2013 Çarşamba

Kanatlılarda Temizlik , Dezenfeksiyon ve Alınacak önlemler



Alınacak Önlemler
• Her bakımdan güvenilir damızlıkların civcivi alınır.
• Aynı kümeste aynı yaşta hayvanlar olmalıdır.
• Kümese yeni hayvanlar koyulmadan önce altlık ve gübreler atılmalı ,kümes ve ekipmanlar iyice temizlenip dezenfekte edilmelidir.
• Aynı çiftlikte sadece bir tür kanatlı yetiştirilmelidir.
• Kesim hane kümesten yeterince uzak olmalıdır.
• Kümesten çıkarılan,yabancılarla temas eden hayvanlar aynı kümese tekrar alınmazlar.
• Her türlüekipman hiçkullanılmamışta olsa önce dezenfekte edilmeden kümese sokulmaz.3
• Kuluçkahaneler tavuklardan tamamen ayrı yerde olmalıdır.
• Kümese kendi bakıcısından başkası girmemeli ve/veya gerekli önlemler alınmalıdır.
• Binaların girişinde dezenfeksiyon için gerekli önlemler alınmalıdır.
• İçme suyu güvenilir ve kaliteli olmalıdır(dezenfekte).
• Her bakımdan güvenilir fabrikanın yemi alınmalıdır.
• Kümesten kümese yem çuvalları vb. taşınmamalıdır.
• Ölenler imha fırınlarında yakılmalı veya derin çukurlara gömülmelidir.(necropsidensonra)
• Kemirgenler, yabaniler ve insektleriçin önlemler alınır.4
• Muntazam bir aşılama programı uygulanır.
• Gerektiğinde Vet.Hek. tavsiye edeceği uygun ilaçlar koruyucu amaçlı kullanılır.
• Hastalık tehlikesine karşı derhal gerekli önlemler alınır.(Dezenfektan,antibiyotik,anticoccidialvb…)
• Havalandırmaya rutubete önem verilmelidir.(örn.coccidosis)5
Tanımlar
Sanitasyon:Çiftliğe giren materyal ve ekipmanın temizlik ile dezenfeksiyonu faaliyetlerini içerir.
Dezenfeksiyon :Çeşitli mikro org.  öldürülerek zararsız bir seviyeye kadar azaltılması demektir.
Sterilizasyon: Her türlümikro org. dan arındırılmasıdır.
Dezenfestantlar:Ektoparazitlerekarşı kullanılan kimyasal maddelerdir.parazitisid,insektisid,pestisidolarak adlandırılırlar6

Temizlik
• Bütün altlık,yem,gübre…kümesten atılır.
• Tozlar süpürülerek mekanik temizlik sağlanır.
• Su tesisatı vb. boşaltılıp(pas,kir..)yıkanır.(basınçlı su verilir.)
• Bütün yüzeyler deterjan/dezenfektanla yıkanır.
• Yıkama materyali temizlenir. (buhar ve basınçlı su kullanılabilir.)Yem deposunda da artan yem çıkarılıp yapısına uygun dezenfektanla dezenfekte edilir.7

Sanitasyon
• Dezenfektan uygulanır.(duvarın zemine yakın kısmı,kümesin ~6m çevrsinede)
• Kuruması beklenir.(işlem tekrarlanabilir.)
• Yeni altlık serilir ve dezenfekte edilmiş olan suluk,yemlik ekipmanlar iyice durulanıp yerleştirilir.
• Sonra kümes en az 1 hafta boş bırakılıp,her şey yerleştirildikten sonra fumigasyonyapılır.8

Fumigasyon
• Kümes kapatılır,21°C’yekadar ısıtılır.Nem opt%70-80
• Her 1 m³e  34grKMnO4-40ml %40 formaldehit dökülür.(dikkatli kullanılmalıdır!)
• Tam 1 gün kapalı tutulur.
• 2 gün süre ile havalandırılır.Civcivler gelmeden 24 saat önce uygun dezenfektanla kümes tekrar dezenfekte edilir.9

Dezenfestasyon
• Gaz Yağı => bit ,pire ,kene
• Nikotin sülfat%40 => tüneyen tavukların bitleri için kullanılır.Tüneklere sürülür.
• Malathion=> bit ,pire ,kene ,akar%0.5 süsp. püskürtülür. Yada toz halinde serpilir.
• Sülfokinoksalin=>coccidia,akarlar.Yemle az miktarda verilir.
• DDT => böceklere karşı etkilidir.(tavuk yağ dokusunda birikebilir.Zaraları nedeniyle yasaklanmıştır!)
• Sıcak su veya alev ile (yangın tehlikesi unutulmamalıdır.)10
Kuluçkahanede Hijyen
• Personel ve özellikle seksörler Salmonella kontrolünden geçirilmelidir.
• Dezenfeksiyonu en aza indirmek için tek yönlütrafik akışına uyulur.
• Daima kilitli tutulmalıdır.
• İnkübasyonve çıkış odaları sadece taşıma için
kullanılmalıdır.
• İş akışına göre 3’e bölerek ,her bölüme ayrı renkte işÖnlüğü tahsis edilir.(*resim üzerinde anlatılacak)
• Her bölmede ayrı lavabo ve dezenfektan bulunmalıdır.11
• Kuluçkahane düzenli temizlenip dezenfekte edilir.(Çıkış,cinsiyet tayini,civciv odaları her çıkıştan sonraYumurta depolama,inkübasyonodaları en az haftada 1Hol,tuvaletler her gün temizlenip dezenfekte edilir.)
• Civciv kutuları bir kez kullanılmalıdır(karton).
• Kedi,köpek,fare.. Sokulmamalı ve önlem alınmalıdır.
• Damızlık işletmede hijyen koşullarına dikkat edilmesi sağlanmalıdır.1213
Temizleyiciler ,Dezenfektanlar ,Antiparaziterler,İnsektisidlerve Dezenfestantlar
• AGİLAN GREEN LABEL alkali çöz
• AGİLAN RED LABEL asit çöz
• AGRİ’GERM 2000 dezsol
•Lokasyon:  Kümeslerin kurulması aşamasında yeni kümeslerin diğer kümeslere 500-1000m mesafede kurulması mzellikle hava yoluyla bulaşan hastalıkların önüne geçilmesinde yarar sağlar.
•Hepsi-içeri/hepsi-dışarı yetiştiricilik: Aynı bölgede yetişirlen kanatlıalrın farklı yaşlarda olması kros-kontaminasyon için bir risk oluşturur ve bölgenin temizliğini ve toplam depopılasyonu elde etme fırsatını ngeler veya azaltır.
•Altlığın yok edilmesi: Yoğun üretim yapılan bölgelerde altlık önemli bir problemi teşkil eder ve altlık uygun bir şekilde  yok dilemeli ve üretim bölgesinden uzaklaştırılamalıdır.
•Bölge güvenliği:Efektif bir biyogüvenlik sisteminin oluşturulmasunda, yetilştiriiclik yapılan yerlere ziyaretçilerin girişinin engellenmesi önemli avantajlar sağlayacaktır.20

Dezenfeksiyon işlemleri
•Dezenfektanlar ve dezenfeksiyon işlemleri uzun yıllardan beri kanatlı endüstrisinde kullanılmaktadır. Doğal dezenfeksiyon ajanlar, örnek güneş ışığı, ısdı veya basit olarak dinlendirme gibi uygulmalar uzun süre aldıuklarından dolayı güünmüüz için çok kulnaışlı değildir. Birçok patojenin uzun süre canlı kalabilmesi, hızlı üretim için artan ekonomik baskı, kimyasdal dezenfektanların kulanımını artırıcı bir rol üstlenmiştir.21

KÜMES DEZENFEKSİYONU
 I-KURU TEMİZLİK
•Kümesteki altlık tamamen çıkarılmalı, altlık kümesten uzak bir bölgeye aktarılmalıdır.
•Kümes dışına çıkarılabilen ekipman dışarı çıkarılmalı ve  içinde dezenfektanlı su bulunan bir varil içine konmalıdır.
•Kümeste çıkarılamayan ekipman varsa  yıkama esnasında zarar görmeyecek şekilde düzenlenmelidir.
•Yıkama esnasında yıkamayı yapan kişilerin zarar görmesi engellenmelidir.22

 II-ÖN YIKAMA
•Yukarıdaki aşamalardan sonra ön yıkamayapılmalıdır. Bu aşamada dezenfektanın uygun konsantrasyonu ile yoğun kirlenmişbölgeler temizlenmelidir. Gerekiyorsa fırçalanmalıdır. 23

III-YIKAMA
•Bu aşamadan bir gün sonra yıkama işlemine geçilmelidir. Bu işlem, uygun oranda sulandırılmış dezenfektanın metrekareye 0.3–0.5 litre olacak şekilde püskürtülerek tüm kümesin yukarıdan aşağıya yıkanması ile yapılmalıdır24

IV-SU SİSTEMİNİN DEZENFEKSİYONU
•Su sistemini dezenfeksiyonu için öncelikle su depoları dezenfektanlı su ile iyice yıkanmalıdır. Daha sonra depolara dezenfektanlı su doldurulmalı ve tüm nipellerden dezenfektanlı su geçirilmelidir.25

V-DİĞER ÖNEMLİ HUSUSLAR
•Kümes içinde kalan yemliklerin yıkanabilir kısımlarıyıkanmalıdır.
•Yıkama esnasında ekipmanların üzerinde dışkı kalıntılarının kalmamasına özen gösterilmelidir.
•Kümesteki tüm tamiratlar yıkama işlemleri tamamlandıktan sonra yapılmalıdır.
•Kümes tamamen yıkanmamadan badana ve boya işlemleri yapılmamalıdır.
•Kümes, kümes içindeki ve dışarıdaki ekipmanlar yıkandıktan sonra kümes içine alınmalı ve sonrasında 
kümese girişler engellenmelidir.26

VI-ÇEVRE DEZENFEKSİYONU
•Kümesteki işlemler tamamlandıktan sonra kümes çevresi de basıçlı dezenfektanlısu ile yıkanmalıdır.27

VII-SON İŞLEMLER
•Yukarıdaki işlemler tamamlandıktan sonra kümes girişlerine dezenfektanlı su konur ve girişler kontrollu yapılır.
•Kümes kurumaya bırakılır.
•Son aşamada altlık konur, yemlik ve suluk sistemlerinde gerekli düzenlemeler yapılır. Bu aşamada kümes fumigasyonuyapılabilir28
•Bu işlemlere tamamlandıklatn sonra ileva koruyucu önlemlere devam edilmelidir.
Giriş ve çikişlera dezenfeksiyon havuzlara yapılara çizmeler batırılmalıdır. Ziyaretçiler içeri alınmamalı, eller için dezenfektanlar konulmalı, su  ve hava sanitizasonu uygulanmalıdır.29

NELERE DİKKAT EDİLİR ?
•Dezenfeksiyon yapacak kişi sağlığına dikkat etmelidir. Ve dezenfeksiyon esnasında maske takmalıdır.
•Dezenfektan uygun oranlarda sulandırılmalıdır. Ve genellikle prospektüsünde yazan tarife uygulanır.
•Dezenfeksiyon esnasında kümesin ısısı ve nemi önemlidir. Eğer formol ile fumigasyon uygulanacak ise 21 oC ve %55-60 lık bir nem oranı olmalıdır.  Bazı dezenfektanlar düşük ısıda etkili değildir.30

 KULUÇKA DEZENFEKSİYONU
•Damızlık entegrelerinde yumurtanın da dezenfeksiyonuna dikkat edilmelidir. Yumurtalar toplandıktan sonra en kısa sürede -ki bu süre 20-30 dk yı geçmemelidir-fumige edilmelidir. Formaldehit v.b. kanserojen etkili olduğu için ya formol ile fumigasyon azaltılmalı ya da fumigasyon esnasında özel elbiseler giyilmelidir. Son zamanlarda klor içeren dezenfektanlar kullanılmaktadır. Daha sonra da yumurtalar kuluçkaya gönderilir. 
•Kuluçka depolarında da otomatize fumigasyon yapılabilir.
•Kuluçka , damızlıklardan ayrı ise taşıyıcı arabalarda da fumigasyon yapılabilir.
•Çıkım makinasında ya da çıkımdan sonra da fumigasyon yapılabilir.
•Kuluçkalıklar ayda bir kontrol edilir. Bakteri-mantar artar ise önüne geçilmelidir ve kontaminasyon kaynağı kurutulur.  Buradaki kontaminasyon kaynakları; civciv kutuları,personel,kuluçkalıklar ve ya yanlış

havalandırmadır. 

Kanatlı Aşıları


•Verildikleri canlıda immun sistemi uyararak vücudu hastalıklara karşı aktif bağışık hale getiren maddelerdir.
•Bağışıklık vücuda giren immunojenlere karşı organizmanın hücresel ve humoral bir yanıt bir yanıt oluşturarak kısa veya uzun bir süre o immunojenin zararıetkisinden korunmasıdır. 3
•Hayvanları infeksiyoz hastalıklardan yapay yolla korumak amacıyla kontrollükoşullarda belli patojenlere karşıimmun yanıtın uyarılmasınaAŞILAMA denir.4

–AŞILAMA 2 mekanizma ile olur
•antijen ya da hastalık etkeni direkt olarak verilirse
Yapay Aktif Bağışıklık•başka hayvandan alınan bağışıklık elemanlarının verilmesi
 Yapay Pasif Bağışıklıkbelli bir infeksiyondan aşılama yoluyla korunmak için 4 önemli kriter vardır:
1.immun yanıtın hastalıktan korunmayı sağlayıp sağlamadığının bilinmesi gereklidir.
2.aşılama ile alınacak riskler, hastalığın vereceği zarardan fazla olmamalıdır.
3.aşı uygulamasından önce, populasyonun o hastalıkla karşılaşma riski göz önünde bulundurulmalıdır.
4.sürübağışıklığı göz önünde bulundurulmalıdır. (%70-80)6

ADJUVANTLAR
• İnaktif m.o.ların vücutta çok hızlı şekilde katabolize olmaları, immun yanıtı yeterince ve uzun süre uyaramamalarına neden olur. Bu nedenle inaktif aşıların etkinliğini arttırmak için,vücutta uzun süre kalmalarını sağlayacak ve immunolojik belleği uyaracak şekilde verilmeleri gerekir.  Bu amaçla kullanılan  maddelere ADJUVANT denir.

•antijenlerin injekte edildikleri yerde uzun süre kalmalarını,
•immun sistem hücreleri ile  daha iyi temas etmelerini
•hücreler üzerindeki ek uyarıcı moleküllerin artışını sağlar.
•Örn:aliminyum tuzları-su/yağ emulsiyonları-
bakteriyel fraksiyonlar....7

KLASİK = KONVANSİYONEL AŞILAR
•MİKROORGANİZMA AŞILARI
– İNAKTİF AŞILAR
–CANLI AŞILAR
»HETERELOG AŞILAR
»TAM VİRULENT AŞILAR
»ATTENUE AŞILAR
KÜLTÜR ATTENUE
KONAK ATTENUE
DOĞAL ATTENUE=MUTANT
•TOKSOİD AŞILAR
•SUBUNİT AŞILAR
BİYOTEKNOLOJİK AŞILAR
•REKOMBİNANT AŞILAR
•SENTETİK AŞILAR
•ANTİ-İDİOTİP AŞILAR
•DNA AŞILARI

Canlı aşılar: Hastalık etkeninin kendi konakçısı veya değişik konakçılarda olduğu gibi çeşitli besiyerleri, doku kültürleri ve embriyolu yumurtalarda uzun süre pasajları sonucu hastalık yapma yetenekleri kaybolmuş veya çok zayıflamış ancak, immunojenik yetenekleri korunmuş mikroorganizmalardan hazırlanırlar. Bu şekilde elde edilen suşlarla hazırlanan aşılara ATTENUE AŞILAR, işleme ise ATTENUASYON denir. Attenuasyon mikroorganizmaların kendi doğal konakçılarında üretilmesiyle gerçekleşebilir ve mutant suşlar elde edilebilir. 9
•Örnek: •Veteriner Hekimlikte;Antraks,Mavi dil, B. abortus S19,At vebası, Newcastle,Marek, Koyun çiçeği, Gumboro.
• İnsan Hekimliğinde;–Çiçek,Kızamık,Poliomyelit,Kabakulak, Influenza.10
Ölüaşılar: Bu aşılara “Bakterin”adı da verilir. Aşı suşları besiyerlerinde üretilerek toplandıktan sonra çeşitli yöntemlerle öldürülerek (ısı, formol, fenol, UV, vs.) ml’deki bakteri sayısı aşı FTS ile standardize edilir.
Aşıya koruyucu amaçla fenol veya merthiolat katılır.
•Örnek:
•Veteriner Hekimlikte;–Sığır P. multocida,Koyun vibriosisi, L.gryppotyphosa, Şap,Kanatlı korizası, Hindi erysipelası.
• İnsan Hekimliğinde ;Kolera,Tifo,Veba.11
•Toksin aşıları: Bu aşılar toksine karşı bağışıklamada kullanılır. Toksin oluşturan mikroorganizmaların kültür filtratlarının  süzülmesiyle elde edilen toksinin detoksifikasyonundan (genellikle formolle) sonra uygun sulandırmaları aşı olarak kullanılır (Toksoid).
•Örnek:
–Anaerob infeksiyon etkenlerine karşıhazırlanan aşılar(Clostridial aşılar)
•12

CANLI AŞILAR - İNAKTİF AŞILAR -
-Bağışıklık verme gücüfazla -Zayıf
-Meydana gelen bağışıklık uzun süreli-Meydana gelen bağışıklık kısa süreli
-Bağışıklamada tek doz yeterli-Genellikle çift doz uygulanır
-Dozun miktarı az verilir-Miktarı fazla verilir
-Genellikle adjuvant kullanılmaz-Adjuvant kullanılır
- İmmun defekti olanlarda kullanılmaz-Kullanılabilir
-Stres yaratır-Strese neden olmaz
-Canlı aşılar ile diğer infektif etkenler bulaşabilir-Bulaşma tehlikesi yok
-Latent seyirli hastalıkları aktive edebilir-Latent seyirli hastalıklar aktive  olmaz
-Canlı aşı virusları doğada pasaja uğrayarak -Kombine edecektir.-virulent olabililer ve çoğalma sırasında da spontan mutantlar oluşabilir13

Biyoteknoloji Yolu İle Elde Edilen Aşılar
1) Rekombinant DNA aşılarıRekombinant DNA teknolojisi yardımı ile E. coli’de hazırlanan biyosentetik aşılar (Örn. Şap) kullanılmaktadır. Yine Newcastle, İnfluenza, vesiculer stomatitis, kuduz, herpes simplex vs. viruslarının yüzey proteinlerini kodlayan genler (DNA, RNA virus) saptanarak bunlara karşı çeşitli mikroorganizmalarda aşı hazırlama çalışmaları vardır.
2) Mutant AşılarMikroorganizmaların herhangi bir antijenik determinantınıkodlayan genin kodlanması ile elde edilen aşılara Subunit aşılar denir.
3) Sentetik AşılarGelişen teknoloji ve moleküler kimya sayesinde antijenik karakterdeki yapıların açık kimyasal formüller ortaya konarak etkili aşıların hazırlanmasına bir basamak oluşturmaktadır.14
•Örnek: Str. pyogenes’in  “M”yüzey proteini (A grubu Streptokokların fagositoza olan dirençlerinin bu yüzey proteininden ileri geldiği sanılır). “M”proteininin yapılmasına uygun 35 aa’den kurulu sentetik peptit aşısı (SCB7) tavşanlara verildiğinde “M”proteinine karşı hem hücresel hem de humoral yanıt oluşturmaktadır.
•-Difteri toksini, difteriye karşı kobaylarda, difteri toksininin derideki nekrotik aktivitesi ve letel etkisini nötralize eden antikorları oluşturan 188-201 a.a.’den oluşan sentetik bir polipeptit aşısı da yapılmıştır.
•4) Anti İdiotip  Antikor Aşıları15Aşı hazırlamada dikkat edilecek noktalar
•-Suşun antijenik özelliği
•-Antijenik determinantların sağlam olması
•-Aşının canlı veya ölüoluşu
•-Adjuvant16

• AŞILAMADAN ÖNCE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN DURUMLAR:
•Hayvan sayısıÆ doz belirlemede önemlidir.
•Hayvanların yaşı Æ aşının  tipini belirlemede ve uygulama yolunun saptanmasında önemlidir.
•Ayrıca aşılanacak hayvanlar aynı yaş grubu içinde olmalıdır.
·         Hayvanlar yumurtlama periyoduna girmeden aşılama tamamlanmalıdır.
·         Her işletme için aşılama kartları tutulmalıdır.
·         Maternal antikor durumu
·         Revaksinasyondan önceki antikor durumu
·         Hayvanın yetiştirme yönü
·         Komşu çiftliklerde hastalık durumu
·         Sürünün sağlık durumu
·         Kümesteki hijyenik koşullar
·         Yemlik ve suluk durumu17


        • AŞILAMA SIRASINDA DİKKAT EDİLECEK DURUMLAR
•Prospektüse uyulmalıdır
•Aşı uygulayıcıları temiz başlık, tulum, eldiven ve çizme giymelidir.
•Aletler gözden geçirilmelidir.
•Kümesteki tüm hayvanlar aşılanmalıdır.
•Yarım kalan veya sulandırıldıktan sonra 3-4 saat geçmiş aşılar kullanılmamalıdır.
•Günügeçmiş ve şüpheli aşılar kullanılmamalıdır.
•Hayvanların yeterince aşılanmaları gerekmektedir.18
• AŞILAMADAN SONRA DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR
•Bütün stres faktörleri ve olumsuz etkiler ortadan kaldırılmalıdır.
•Hayvanlara iyi bakım ve besleme uygulanmalıdır.
•Aşı reaksiyonlarından meydana gelen ölümlerde, ölühayvanlar imha edilmelidir.
•Aşılamadan 15-20 gün sonra kan alınarak, hayvanların bağışıklık durumu incelenir.
•Yeterince bağışıklık oluşmamış ise uygun bir süre sonra aşılar tekrarlanmalıdır.19

Aşılamada Oluşabilecek Bağışıklık Duzeyine Etki Eden Faktörler
·         Aşının dozu
·         Aşının hazırlanması
·         Aşının titresi
·         Aşının muhafazası, liyofilizasyonu
·         Aşılama yolları
·         Aşılama adedi
·         Aşılanan canlının yaşı,vs.
·         Bireysel faktörler
·         Maternal antikor durumu
·         Adjuvantlar
·         Antibiyotikler20
·       
                 AŞI DOZU
•Her aşının yeterli bağışıklık verecek dozu, deneysel epruvasyon çalışmaları ile, sahada uygulanmadan önce saptanır.
•Mikroorganizmaları içeren ölüve canlı aşılarda bu doz, aşının içindeki m.o.sayısı ile belirlenir.
•Kullanıma hazır aşılar,standart dozda tüketime sunulur.
•Aşı dozu; vücut ağırlığıne ve yaşa göre formüle edilmez. Her bir hayvana verilecek aşı dozu aynıdır. Çünküaynı tür içindeki küçük ve büyük hayvanların  antijene duyarlı hücre sayılarıarasında önemli bir fark yoktur.21

AŞI UYGULAMA YOLU
•Aşıların uygulama yolları; –aşının tipine, –oluşturulması istenen immun yanıtın tipine –bağışıklığın etkili olması istene yere göre değişir.
•Örn: IM-SC...22

• Aşılama yolları
·         Deri altı
·         Deri içi
·         Subkutan
·         Derinin çizilmesi
·         IM
·         IP
·         IV
·         Intratracheal
·         İçme suyu ile
·         Taban yatağı yolu ile
·         Aerosol yol
·         Tüy folliküllerine sürme
·         Hava keseleri yolu ile
·         Kanat derisine batırma
·         Ağız yolu
·         İntra orbital23

AŞILAMA ZAMANI
•Her bir hayvan türüiçin; kesin bir aşılama takvimi vermek mümkün değildir. Ancak tüm aşılamalar için ortak olan bazı prensipler vardır.
•Yeni  doğan hayvanlar 2-4 ay maternal olarak bağışıktır ve bu dönemde aşılama gereksizdir. Yavrularda aşılama bu dönemin sonunda başlamalıdır.
•Doğacak olan yavrunun bağışık olması istenirse; anne gebe iken aşılanır. Fakat bazı aşıların gebelere uygulanması, aborta neden olur.
•Aşılamalar arasındaki süre aşı tipine göre değişir. Zayıf bağışıklık veren aşılar 6 ayda bir veya her yıl tekrarlanması gerekir. Daha uzun süre bağışıklık veren canlı aşılarda ise tek doz veya 2-3 yılda bir aşılama gerekir.24

MULTİVALAN AŞILAR
•Uygulama kolaylığı açısından , çeşitli m.o.ları içeren karışım tek bir aşı içinde uygulanabilir. Fakat burada dikkat  edilmesi gereken konu; aşıdaki antijenlerden biri diğerine karşı oluşacak yanıtıengellememelidir.
•Bu aşılar ile uygulama kolaylığı sağlanırken; belli hayvanlarda hiçsorun olmayacak  infeksiyonlara karşı gereksiz aşılama ile  doğacak israfa da dikkat edilmelidir.25

DİĞER NOKTALAR 
•Her aşının bir raf ömrüvardır ve son kullanma zamanı geçen aşılar, hayvanlara kesinlikle uygulanmamalıdır.
•Canlı aşıların üretiminden tüketimine kadar soğuk zincir altında olmaları gerekmektedir.
• İnaktif aşılar genellikle sıvı halde bulunurlar. Ve süspanse halde adjuvant içerirler. Dolayısı ile bunların dondurulmamaları ve uygulamadan önce iyice çalkalanmaları gerekmektedir. Liyofilize olanlar ise doğru sıvılar ile sulandırılmalıdır.
•Bazı aşılar çok sayıda hayvanda kullanılacak şekilde şişelenmiştir.  Aşılar bir kere açıldıktan sonra hemen kullanılmalıdır. Artan dozlar saklanamaz  ve tekrar kullanılamaz.26

Aşıların Kontrolu
•-Hazırlanan aşıların uygulamaya konmadan önce çeşitli kontrollerinin yapılmasıgerekir.
·         Kontaminasyon, sterilizasyon testi
·         Potens (etkinlik)testi
·         -Yabancı patojenler için test
·         Antijen içeriğinin kontrolu
·         Zararsızlık testi
·         Dayanıklılık testi27

İyi bir aşı
·         -Zararsız olmalı
·         -Etkili olmalı ve yeterince bağışıklık sağlamalı
·         -En az bir yıl süreyle bağışıklık sağlamalı
·         -Ekonomik olmalı
·         -Özellikle canlı aşılar bulaşıcı olmamalı
·         -Saklanması ve verilmesi kolay olmalı28

Aşı Reaksiyonları
·         •-Aşının genelleşmesi ve yayılması
·         •-Allerjik reaksiyonlar
·         •-Latent bakteriyel ve viral hastalıkların proaktivasyonu
·         •-Aşının hastalığın klinik tablosunu değiştirmesi29

AŞILAR VE İMMUNSERUMLARLA BAĞIŞIKLAMA
İnsanlar ve hayvanlar, canlı veya inaktif mikroorganizmalar veya bunların çeşitli urunleri ile hayatlarının belli dönemlerinde kısa veya uzun bir süre temas etmeleri halinde doğal aktif bir bağışıklık oluşur. Oysa, organizmaya etken  koruma veya sağaltım amacıyla aşı olarak verildiğinde yapay aktif spesifik bir bağışıklık meydana getirilir. Yani aşılama ile vücutta immunolojik sistemler uyarılarak humoral veya sellüler (veya her ikisi birden) yanıt oluşturulur.30
Oysa, başka bir şahısta bulunan veya hazırlanan antikorların (hiperimmun serum, antitoksik serum) hasta kişilere sağaltım amacıyla verilmesiyle pasif bir bağışıklıkoluşur. Ancak, böyle elde edilen bağışıklık uzun ömurlu olmaz ve genellikle 2-3 ay sonra sona erer. Pasif bağışıklık oluşturmak için verilen antikorların katabolize olma oranlarıda yüksek olduğundan kısa bir süre sonra etkinliklerini kaybederler.31
Yapay pasif bağışıklıkta, başka bir hayvandan veya insandan elde edilen hiperimmun serumun ya da antitoksik serumun korunma veya sağaltım amacıyla diğer hayvana veya insana verilmesi amaçlanır. Ancak, pasif bağışıklamada olumsuz sonuçlarla karşılaşılabilir. Bunlar: kısa bir bağışıklık oluşumu, serum hastalığı,
anaflaksi ve aktif immunizasyonun baskılanmasıdır.32

AŞI ETKİNLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Aşı etkinliği tercihen orjinal konaklarda  ve uygun deneme hayvanlarında veya in vitro ortamlarda test edilir.  Bunun için hayvanlar önce aşılanır.  Daha önce patojen m.o.ile  infekte edilir. Kontrol grubuna da sadece patojen m.o. verilir. İnfeksiyon sonucunda  aşılıve kontrol grubunda ölen veya spesifik belirti gösteren  hayvanların yüzde oranı belirlenir.  Ve Korunabilen Fraksiyon denilen formülle hesaplanır.KF = %ölen kontroller -%ölen aşılılar%ölen kontroller*** ELISA33

• Kanatlılarda kullanılan aşılar
• New castle aşıları
•canlı ve inaktif olarak 2 şekilde hazırlanır. Canlı aşılar; virulensi düşük oan HB1, La sota ve F suşları gibi suşlardan hazırlanır. Bu aşılar her yaştaki tavuklara içme suyu, göz ve buruna damlatma ve sprey yollarla uygulanabilir. Aşılar en erken 7-12. günlerde uygulanır.  Daha erken uygulama yapılacak ise  aerosol yol tercih edilmelidir.  15 gün sonra kanları alınarak antikor titreleri taspit edildikten sonra  2 aşılama zamanı belirlenir. (28-32.gün)
• Çiçek-difteri aşıları •tavuklarda tavuk veya güvercin çiçeği aşıları; hindilerde tavuk çiçek virusu aşıları;  güvercinlerde ise güvercin çiçek virusu  aşıları kullanılır.  3-4 haftalıklar aşılanır. Tüy folliküllerine sürme veya  kanat zarına batırılarak kullanılır.  Civcivlerde sprey yol ile uygulanır.  Hindilerde tüy folliküllerine sürme yolu ile uygulanır. Kanaryalarda kanat zarına batırma yolu ile uygulanır.  Güvercinlerde göğüs ve bacak tüylerine  sürülerek uygulanır.
• Avian encephalomyelitis
•yavrulara maternal antikorların geçişini sağlamak amacıyla anneler yumurta periyoduna girmeden  önceki  12-15 haftalık iken aşılanmalıdır. Değişik yollarla annelere uygulanır.34
• Marek •hindi herpes virusu aşısı kullanılır.  Hayvanlar 1.günden itibaren aşılanabilir. 
İşletmedeki tüm hayvanların aşılanmaları gerekmez. Çünkü temas ile aşıhayvandan hatvana yayılır.
• ILT•kümeste solunum sistemine ait  bir enfeksiyon var ise sprey aşılama yapılmamalıdır. İlk aşılama 4-6 haftalık iken; 2. aşılama 14-16 haftalık iken yapılmalıdır.
• IB•en çok H52 ve H120 suşları kullanılır.  İlk aşılamada bunlar kullanılır. İkinci aşılama ise H52 suşundan hazırlanan  aşılar ile yapılmalıdır.  İçme suyu, sprey, göz ve buruna damlatma  yöntemlerinden yararlanılır.
• EDS-76•14-18 haftalık  damızlık ve yumurtacı hayvanlara uygulanır.  Aşılar genellikle  göğüs ve bacak kasına veya  bacak veya kanat deri altına yapılmalıdır.35
• GUMBORO•genellikle  canlı aşılar kullanılır.  Damızlık aşılamalarında  1.aşılam 12-14.günlük, 2.aşılama  10-12 haftalık iken yapılmalıdır.  Broiler ve yumurtacılarda 1.aşılama civcivlerde maternal antikor var ise  21 günlük ike , yok ise  14.günlük iken yapılmalıdır.  Broilerlere 2 iaşılama yapılmaz.  Yumurtacılara  10-12 haftalık iken yapılmalıdır.  Göze, buruna damlatma , kas içi veya  içme suyu yöntemleri uygulanabilir. 36
•S.enteritidis aşısı vardır.•4 hafta ara ile 2 aşılama yapılır.ÆSC -IM•16. haftaya kadar sürünün %5 i ayrılır. Aşılama yapılmaz. Diğerlerine ise aşı uygulanır. 16.haftada sürübirleştirilir. ELISA ile tarama yapılır ve aşının bağışıklık oluşturup oluşturmadığı saptanır.•S.gallinarum’un 9R suşunun attenuasyonu ile aşı
•S.enteritidisÆ faj tip 4= PT4 aşısı

•AROA  aşısı3738

6 Ağustos 2013 Salı

Kanatlı İşletmelerinde Genel Biyogüvenlik Prensipleri



“Hastalığa yol açan mikroorganizmalardan korunma”Biyogüvenlik“Doğru uygulandığında, hastalığa neden olan mikroorganizmaların işletmeye girmesini ve işletmeler arasında yayılma potansiyelini azaltan bir seri manegementuygulamaları.. .”Biyogüvenlik
• İşletme değil de kanatlı açısından düşünüldüğünde,
•En önemli tehdit başka bir kanatlıolacaktır
•Bu nedenle biyogüvenlik sadece işletme etrafında bir hastalık bariyeri kurmaktan ibaret olmamaktadır
• İşletme sınırları içindeki uygulamalara da gereken önem verilmelidirİnfeksiyöz mikroorganizma tipleri
•Mortalitesiyüksek, oldukça bulaşıcıhastalıklar örn. Newcastle hastalığı (fowl pest), avianinfluenza, akut gumboro hastalığı
•Sık rastlanan mikroorganizmalar (E. coli,coccidiosis)
• İmmunosupresif etkenler (Mareks disease, CAV, Gumboro)
•Halk Sağlığı (Salmonella,Campylobacter)Hastalıkların Bulaşması
•Biyogüvenlik söz konusu olduğunda farklı etkenler farklı öncelikler gerektirmektedir
•Etkenin kanatlı vücudunda çoğaldığıorgan ve dokular ile bir kanatlıdan diğerine ya da bir bölgeden diğerine bulaşma ve yayılması arasında direkt bir ilişki bulunmaktadır.Hastalık Tipleri
•Solunum sistemi hastalıkları
•Sindirim sistemi hastalıkları
•Vertikal bulaşma
•Bölgenin etkenlekontaminasyonuSolunumsistemi hastalıkları
•Solunum kanalında yüksek konsantrasyonlarda
•+++ mukus
•Aksırık ve tıksırık ile
•Aerosollerle •örn. ND, IB, TRT, mycoplasmaSindirimsistemi (bağırsak kanalı) hastalıkları
•diyare•Dışkı ile bulaşma•örn. salmonella,campylobacter,coccidiosis, viruslarVertikalbulaşma
•damızlıklardan
•Hava kesesi veya ovidukt yoluyla infeksiyon
•yumurta kontaminasyonu
•yumurta yoluyla bulaşma
•örn. mycoplasma, salmonellaBölgenin etkenlekontaminasyonu
•Kalıcı ve dirençli mikroorganizmalar
•kontaminate altlık, ekipman, çevre•örn. ILT, Gumboro,Marek’s, CAV,  bakterilerin bir çoğu

Neden Biyogüvenlik?
1. Mortalitesi ve morbiditesi yüksek etkenlerin nedenolduğu infeksiyonlarıişletmelerden uzak tutmak e.g.Newcastle hastalığı (Fowl Pest), avianinfluenza, veya akut Gumboro hastalığı
2. Verim kayıplarına yol açan E.coli ve coccidiosis gibi sık görülen etkenlerin etkilerini azaltmakNeden Biyogüvenlik?
3. Marek, chicken anaemia veya Gumboro hastalığı gibi kanatlılarıdiğer hastalık etkenlerine karşıduyarlı kılan immunosupresifhastalık ajanlarını elimine etmek,
4. Salmonella veya Campylobacter gibi halk sağlığını tehdit eden etkenlerle olan kontaminasyonu engellemekYayılma Yolları
1.Verminörn. salmonella,pasteurella
2. Yem örn. salmonella, bazı ND suşları
3. Yabani kanatlılar örn. mycoplasmalar, ND, avianinfluenza, ?IB, ?TRT, bakteriler, endoparazitlerYayılma Yolları
4. Su örn. E. coli, salmonella,campylobacter
5. Kuluçka örn. salmonella,aspergillus, enterococcus,pseudomonas, mycoplasmalar
6. Rüzgar yoluyla örn. IB, ND, TRT, ?mycoplasmalar
7. Dışkı yoluyla örn. Gumboro, ND, salmonella, mycoplasma, viruslar16

Genel olarak bir kanatlı işletmesinde biyogüvenlik önlemleri üçana kısımdan oluşur:
• İZOLASYON :
•hayvanların birbirinden ayrı, kontrol altındaki ortamlarda  tutulmalarını kapsar. Örneğin; İşletmedeki hayvanların dışarıya çıkmasını önlemek ya da dışarıdan hayvan girişini önlemek amacıyla  tel örgüuygulaması yapılabilir.
•Dikkat edilmesi gereken diğer bir konu da; sürüiçerisindek farklı yaş gruplarındaki hayvanların birbirinden ayrı tutulmalarıdır. Örneğin, koksidiyoz hastalığının en önemli bulaşma yolu farklı yaştaki hayvanların bir arada olmalarıdır.
–Ayrıca periyodik aralıklarla yapılacak olan dezenfeksiyon işlemleri ile hastalığın kontrolümümkün hale gelir. Böylece hastalığın diğer sürülere geçme şansı yok edilmektedir.17

TRAFİK KONTROLÜ
•Çiftliğe giriş çıkışların kontrolü yanında, çiftlik içindeki iş akışı gibi konuları kapsar.18

TEMİZLİK VE DEZENFEKSİYON
•Kullanılan alet ve ekipmaların dezenfeksiyonu ile çiftlik pertsonelinin temizliği gibi konularıkapsar.19
Biyogüvenlik Uygulamaları•Diğer kanatlılardan uzak olmalı•Irmak, akarsu göl gibi su kaynaklarından uzak•avoid putting bird sonrange•Ana yollardan uzak olmalı•Altlıkişletmeden uzaklaştırılmalı•Kümeslerin etrafına beton döşenmeli•Kümes içi ve çevresinde durgun su bulunmamalı•Uygun içme suyu kullanılmalıKontrol bölgeleri -İnsanlar•Çalışanların giriş çıkışlarını kısıtla•Ziyaretçilerin girişini engelle•Bölge trafiğini kontrol et•Araçları sprey ile dezenfekte et•Yeterli koruyucu elbise bulundur•botlar•Ellerin yıkanmasına dikkat et•duşlar Kontrol bölgeleri -kanatlılar•Sağlıklı parentlerden •Sağlık kontrolu•Ölülerin ve ıskartaların uzaklaştırılmasıKontrol bölgeleri -bölge dekontaminasyonu•Etkili temizlik ve dezenfeksiyon•Sürüler arasıbekleme süresi
•işletme, iş giysisi, ekipman sağlanması•Kapalı sulama sistemi•Su sanitizasyonu•total yemleme sistemi•vermin kontrolu•Etkinlik kontrolu •Geniş spektrum özelliği gösteren etkinliği kanıtlanmış        dezenfektanlar23

GENEL KORUNMA PRENSİPLERİ
•yetiştirmede gençve yaşlılar bir arada bulundurulmamalıdır.
•hastalıklı kümesler ile temas kesilmelidir.
•hasta ve hastalıktan şüpheli hayvanlar uygun şekilde imha edilmelidir.
•kümes ve çiftlik giriş çıkışları kontrol altında tutulmalıdır.
•kümese yabancıların girmesi yasaklanmalıdır.
•kümese girerken o kümese ait çizme giyilmeli ve dezenfektan madde ile dezenfekte edilmelidir.
•kümese yabani kuşların ve diğer çiftlik hayvanlarının girmesi engellenmelidir.
•kümeslerdehavalandırma,ısı,ılık,rutubet,yemlik,suluk, folluk ve metrekareye düşen hayvan sayısının yeterli olup olmadığı kontrol edilmelidir.
•uygun aralıklar ile kan testleri yaptırılarak, portörler ayıklanmalıdır.
•aşı yapılmadan  3-4 gün önce ve aşı yapıldıktan 14-21 gün sonra kan testleri yaptırılmalı ve antikor düzeyleri belirlenmelidir.

•üretim sonunda kümes ve kümes malzemelerinin dezenfeksiyonu yapılmalıdır.

Kanatlılarda Kolera

TAVUK KOLERASI (Fowl cholera, Gerflügelcholera, Pasteurellose Aviaires)



•Tavuk kolerası evcil ve yabani kanatlıların  perakut,  akut,  septisemik, kronik olarak seyreden bulaşıcı ve öldürücübir hastalığı olup, genellikle, yüksek morbidite ve mortalite ile karakterize olur.• Etiyoloji
• Pasteurella multocida
•Gram negatif,
•hareketsiz
•çomak
•Taze olarak izole edilen kültürler, özellikle, infekte dokular ve kandan yapılan preparatlarda tipik bipolargörünüme sahiptirler.
•Etken spor oluşturmaz ve kapsüllüdür. •aerobik veya fakültatif anaerobik
•katı besiyerlerinde Mucoid (M-), Smouth (S-), Fluoresans (F-) ve Rough (R-) olmak üzere başlıca 4 koloni tipi oluşturur.•Mikroorganizma alışılmış dezenfektanlar, güneş ışığı, kuruma ve sıcağa karşı duyarlıdır.
•Etken yarı katı jelöz içerisinde 4-6 hafta kadar saklanabilir.
•Hayvan kadavralarında 2-3 ay, kan içinde 6-10 gün ve buz içerisinde 14 gün kadar virulansını koruyabilir.
•Liyofilize edilmekle 10 yıl, -20 °C'de de 6 ay kadar saklanabilir.
•M-, ve S-koloni formuna sahip virulant suşların saklanması için kanın dondurulması en uygun yoldur.
•Etkenin liyofilize edilmesinde serum ve yağsız süt gibi maddeler katılması önerilir. Etken genellikle, 60 °C'de 10, %0.5 fenol içerisinde 10, %0.1 süblime de ve %3.5 kreozolde 5 dakikada ölür. Hayvan pasajları etkenin virulansını artırır. Geniş spektrumlu antibiyotiklere ve sülfanamidlere de oldukça duyarlıdır.•Bu mikroorganizma geniş bir hayvan topluluğunu infekte edebilmesine rağmen, genel olarak, kanatlı orijinli olmayan konakçılardan izole edilen suşlar kanatlı kolerasını meydana getirmezler. Kanatlı kolerasınıoluşturan suşlar bir derece immunotip özellik taşırlar

.• Epizootiyoloji
•Tavuk kolerası sıcak ve ılık yağışlı ülkelerde daha çok görülür.
•Hastalık enzootik bir seyir takip ederek kanatlılar arasında büyük ekonomik kayıplara yol açar.
•Hastalığa birçok kanatlı hayvan duyarlıdır. Ancak hindiler tavuklara, ergin tavuklar gençtavuklara ve tavukların bazıırkları da diğer tavuk ırklarına oranla çok daha fazla duyarlıdır.
•Tavuk kolerası daha çok tavuk, ördek, hindi, kaz gibi evcil kanatlılar ile sülün, keklik gibi av kuşlarında görülür. Serçe ve güvercinler deneysel infeksiyonlara çok duyarlıdırlar.•Bulaşma sindirim, solunum, deri, konjunktiva yolu ile olabilir.
•Hastalıktan kurtulan veya gizli infekte olan kanatlılar yaşlı hindi ve tavukların dışkıları ve ağız salgıları ile mikrop çıkartmak suretiyle infeksiyonun bulaştırılmasında önemli rol oynarlar.
•Hastalık etkenine sağlam hayvanların yutak, larinks ve sindirim sistemlerinde fakültatif patojenik olarak rastlamak mümkündür.
•Yorgunluk, açlık, susuzluk, fena bakım-besleme, soğuk, rutubetli ortam, kafeslerin dar oluşu ve mevsim değişiklikleri gibi doğal direncin kırıldığı durumlarda mikroorganizma üreyerek dokuları istila edip, hayvanları hastalandırır.
• İnfeksiyonun çıkış ve yayılmasında insektaların, serçe, karga, atmaca, akbaba, güvercin gibi yabani kanatlıların rolübulunmaktadır.
•Ayrıca etkenin virulansının ve konakçı duyarlılığının da bulaşma ve yayılma üzerine etkisi vardır.•Gerek sindirim sisteminden giren ve gerekse larinks ve farinks mukozasında bulunan mikroorganizmalar, buralarda üredikten sonra mukozaları geçerek kan dolaşımına ulaşırlar.
•Kanda septisemi tarzında çoğalarak tüm organ ve dokulara yayılırlar.
•Kan damarlarının cidarlarında da zedelenmeye neden olan hastalık etkenleri kanın dışarı sızmasına yol açmak suretiyle tipik bir hemoraji tablosu oluştururlar.
•Hastalığın hafif olarak seyrettiği durumların çoğunda kronik tablo ortaya çıkar.
•Hastalık etkeni doku ve organlardan başka eklem, sakal, ibik, kulak ve yumurtalıklara lokalize olabilir.
•Deneysel olarak mikroorganizmanın kültürleri veya hasta hayvanların kanı duyarlı kanatlı hayvanlara subkutan veya intramusküler olarak verildiğinde ölüm meydana gelir.
•Laboratuvar deneme hayvanlarından fare ve tavşanlar bu mikroorganizmaya karşı çok duyarlıdırlar. Kanatlı hayvanlardan güvercin ve serçeler deneysel infeksiyonlara oldukça duyarlıdırlar.• Semptomlar
•Hastalığın inkübasyon süresi kısadır. Fakat bu süre etkenin virulansına, bulaşma yoluna, konakçının duyarlılığına ve hazırlayıcı faktörlere göre değişebilirse de ortalama 1-3 gündür.
•Bakımsız ve özellikle, A vitamini noksanlığı gösteren hayvanlar hastalıktan çok etkilenirler.
•Tavuk kolerası perakut, akut, subakut, kronik veya lokalize bir seyir gösterir.
•Akut olgularda kanatlıların ölmesi hastalığın ilk belirtisi olabilir.
Şekillenen lezyonların çoğunun vasküler bozukluklarla ilgili olduğu ortaya konulmuştur. Özellikle, şekillenen hiperemi, karın boşluğunda bulunan bağırsak damar cidarlarında daha da belirgindir. Peteşiyel ve ekimotik hemorajiler, özellikle, subepikardiyal ve subserozal kısımlarda oldukça yaygındır.
•Peritoneal ve perikardiyal sıvılarda sık sık  artış gözlemlenir.
•Karaciğerde ödem şekillenebilir ve üzerinde multiple küçük nekrotik odaklar dikkati çeker.
•Pneumoni de şekillenebilir ve özellikle, hindilerde daha dikkat çekicidir.
•Kronik olgulardaki belirtiler ve lezyonlar, genellikle, infeksiyonun lokalizasyonu ile ilişkilidir.
•Sternal bursa, sakal, eklem, tendo kılıfı ve ayak tabanı, genellikle, fibrinosuppuratif eksudat birikmesinden dolayı şişmiştir.• Perakut form: Hastalık hiçbir klinik belirti göstermeksizin ani ölümlerle
• Akut ve subakut form: Ateş, depresyon, durgunluk, iştahsızlık, titreme, tüylerin kabarması, uyuklama, solunum sayısının artması ve ağızdan
mukoid bir akıntının gelmesi gibi genel belirtiler yanısıra yeşil bir ishal, ibik ve sakalların morarması gibi tipik belirtiler dikkati çeker. Mortalite %10-100 arasında değişmektedir.• Kronik form: İnfeksiyonun kronikleştiği durumlarda hasta hayvanlar uzun süre ayakta kalırlar. Mortalite oranı düşüktür. Mikroorganizma birçok doku ve organlara yerleşerek ürediği için çeşitli lokalize lezyonlar şekillenir.
• a) Nezlevi şekil: Lezyonlar, genellikle, burun ve sinuslarda yerleşmişlerdir. Hayvanların başı şişkin, ağız ve burundan kirli akıntılar gelir. Eksudatif konjunktivitis ve farinjitis de şekillenebilir.
• b) Otitis şekli: Lezyonlar çoğunlukla orta kulak ve beyinde şekillenir. Hayvanlarda tortikollis sonucu boyun çarpıklığı ve denge bozukluğu ortaya çıkar.
• c) Deri şekli: Lezyonlar sakal ve ibiklerde meydanagelir. Sakallarda oluşan ödemler başlangıçta sıcak ve ağrılı olup, sonraları soğur ve sertleşir.
• d) Artiritis şekli: Lezyonlar kanat ve bacak eklemlerinde lokalize olur. Eklemlerde ödemler şekillendiğinden hayvanlarda topallık gözlenir.
• e) Peritonitis şekli: Yumurtalık ve içorganlardaki yangı sonucu lezyonlar oluşur. İştahsızlık ve zayıflama ile birlikte yumurtlayan hayvanlarda yumurta veriminin düşmesi dikkati çeker
.•Nekropside, perakut şekilde yaygın bir hemorajiden başka bir şey görülmez.
•Akut ve subakut formlarda ise; kalpüzerinde ekimozlar ve bağırsaklardaülserler görülür.
•Karaciğer koyu renkte olup üzerinde toplu iğne başı büyüklüğünde yaygın nekrotik odakların şekillendiği dikkati çeker. Yumurtalıklar yer yer yırtılmış ve solgun bir renktedir.

• Teşhis
• 1-Klinik ve nekropsi bulguları: İnfeksiyonu klinik ve nekropsi bulgularına göre teşhis etmek oldukça güçtür. Zira, benzer bulgular ile seyreden birçok hastalık ile karıştırmak mümkündür. Bunlar arasında Botulismus, Hemorajik enteritis, Newcastle, Tavuk çiçeği, Psittakozis/Klamidiyozis, İnfeksiyöz koriza, Tavuk tifosu, CRD, Adeno virus infeksiyonları, A Avitaminozis veToksikasyonlar gibi hastalıklarbulunmaktadır. • 2-Laboratuvar muayeneleri: İnfeksiyonun kesin teşhisi için labarotuvara yeterli sayıda hasta hayvan ve kan frotileri gönderilir.
•Kesin teşhis için laboratuvara hasta ve yeni ölen hayvanların gönderilmesi gerekir. Canlıhayvanlar klinik olarak muayene edilir ve hastalığın çeşitli seyirlerine göre oluşacak semptomlar yönünden incelenir. İncelendikten sonra kesilerek nekropsi uygulanır ve marazi madde alınarak gerekli işlemler yapılır. Aynışekilde ölühayvanlar üzerinde nekropsi yapılarak organ ve dokulardaki bozukluklar gözden geçirilerek değerlendirilir.• a) Bakteriyoskopi: Nekropsi yapılan hayvanların kalp kanıve organlarından preparatlar hazırlanarak Giemsa boyama yöntemi ile boyanır ve mikroskop altında bipolar mikroorganizmaların gösterilmesi ile muhtemel teşhis konulabilir.
• b) Kültür: Nekropsi sonucu alınan marazi maddelerinden sıvı ve katı besiyerlerine ekimler yapılır ve üreyen koloniler P.multocida yönünden incelenerek identifikasyona gidilir.
• c) Seroloji: Hastalığın serolojik teşhisinde pasif hemaglütinasyon testinden yararlanılabilir. Bu test, özellikle, serotip tayininde önem taşır.
• d) Hayvan deneyi: Alınan marazi maddelerden hazırlanan emülsiyondan direkt olarak veya besiyerlerine ekim sonucu üreyen mikroorganizmadan güvercin, fare ve serçe gibi deney hayvanlarında deneysel infeksiyon oluşturulur.
Deneysel infeksiyon sonucu ölen hayvanlardan tekrar
etken izolasyon ve identifikasyonu yapılarak teşhis kesinleştirilir.• Sağaltım
•Hastaların sağaltımında sulfanamidler ve antibiyotikler yaygın olarak kullanılır. Ancak, erken tedavi ve yeterli doz uygulaması önemlidir.
•Antibiyogram testinin yapılması ilaçseçiminde, genellikle, yardımcı olur. Sulfakinoksalin sodyum, sulfamethazin, sulfadimetoksin ve sodyum sülfamerazin gibi ilaçlar, genellikle, mortaliteyi kontrol altına alırlar. Ancak, bu gibi sülfa grubu ilaçlar yetiştiricilikte tedbirli bir şekilde kullanılmalıdırlar.
•Yüksek düzeyde tetrasiklinin yemlere %0.04 katılması ile veya bu ilacın parenteral kullanılması ile olumlu sonuçlar alınmaktadır. Kas içi uygulanan penisilin, genellikle, sülfa dirençli infeksiyonlar için etkili olmaktadır.

• Koruma ve Kontrol
• İyi bakım ve işletme yönetimi hastalığı önlemek için önemlidir.
•Hastalıktan korunmak amacı ile hindiler tavuklardan ayrı yerde yetiştirilirler.
•Yaşlı tavuklarla gençler bir arada bulundurulmaz.
•Hastalıktan şüphelenildiği durumlarda gerekli sanitasyon ve medikasyon işlemlerine başvurulur.
•Kümeslerde çok iyi dezenfeksiyon yapılmalıdır.
•Yem ve sulara antibiyotik ve sulfanamid katılmasıyanısıra A vitamini takviyesi yapılır.
•Rinitis, topallık, zayıflama, ishal, tüylerin kabarması, iştahsızlık ve yüzün şişmesi gibi klinik belirti gösteren hayvanlar kümesten çıkarılmalıdır. •Kümese dışarıdan kontrol edilmemiş hayvanlar sokulmamalı ve mevsim değişikliklerinde, özellikle, soğuk havalarda veya stres faktörleri olabilecek koşularda hayvanlara iyi bakım yapılmalıdır.
•Kümesler, suluklar ve yemlikler daima temiz tutulmalıve hastalık görüldüğünde iyice dezenfekte edilmelidir.
•Diğer taraftan yabani kuşların kümeslere ve yemliklere girip ulaşmasına engel olunmalıdır.
•Aktif bağışıklık için canlı ve ölüaşılar hazırlanmıştır.

Özellikle, mineral yağlı adjuvantlı bakterinlerin etkili olduğu bildirilmektedir. Otojen bakterinler, polivalan bakterinlerin etkisiz kaldıkları durumlarda kullanılabilir. Attenue edilmiş aşılar hindilerde içme suyuna katılmak suretiyle ve tavuklarda kanat zarına batırmakla uygulandığında yararlı olmaktadır. Ancak canlı aşıların sadece sağlıklı sürülerde kullanılmasıtavsiye edilir.

Kanatlılarda Koriza

İNFEKSİYÖZ KORİZA (Infectious coryza, Ansteckender Geflügelschnupfen, Coryza contagieux)



• İnfeksiyöz koriza tavuklarda Haemophilus paragallinarum'un neden olduğu  akut bir solunum yolu hastalığıdır.
•Hastalık adını infeksiyöz karakteri ve ilk olarak nazal bölgeleri etkilemesinden almaktadır.
•Gelişme hızını ve yumurtacılarda yumurta verimini olumsuz etkiler.3

• Etiyoloji
• Haemophilus paragallinarum
•Gram negatif, hareketsiz, sporsuz, kapsüllü, çomak
• H. paragallinarum 6-7 günlük tavuk embriyolarının sarı kesesine tek koloni veya sıvı kültürden inokule edildiği taktirde embriyo 24-48 saat içinde ölür. Ölen embriyonun sarı kesesi çok sayıda etken içerir.4
•Fakültatif aerob bir bakteridir.
•Etkenlerin çoğu CO2'li atmosferlerde ürer ancak CO2 esansiyel değildir.
•25 ve 45°C'ler arasında ürer. Optimal üreme ısısı 37-38°C'dir.
•M, R ve I tipi koloniler oluşturabilirler. 5

• Epizootiyoloji
• İnfeksiyöz koriza tavukçuluk yapılan tüm dünya ülkelerinde görülmektedir.
•Tavuklar H. paragallinarum'un doğal konakçısıdır.
•Tavukların dışında nadir olarak sülün, bıldırcın ve beçtavuğunda görülmektedir.
•Her yaştaki tavuk etkilenebilir. Ancak, gençler çok duyarlıdır ve  hastalık şiddetli seyreder.
•Sonbahar ve kış ayları hastalığın daha fazla görüldüğüaylardır. Özellikle karışık yaşlarda hayvanların bulunduğu çiftliklerde gençlerin daha yaşlı ve infekte hayvanların bulunduğu kümese yakın bir yere taşınmasıinfeksiyonun ortaya çıkmasına neden olur.
• İnfeksiyöz koriza yumurta ile bulaşmaz. Bulaşma sindirim ve solunum yolları ile olabilir. 6
•Burun akıntıları ile kontamine olan içme sularınıntüketilmesi ve damlacık infeksiyonu önemli bulaşma kaynaklarıdır.
•Nipel sistemli sulukların bulunduğu kümeslerde hastalığın yayılması daha yavaştır. Ancak, duyarlısürüye infekte bir hayvanın girmesi hastalığın başlaması için yeterli olmaktadır.
• İnfeksiyöz koriza kısa bir inkubasyon periyodunasahiptir. Klinik belirtiler karakteristik olarak duyarlıhayvanlara kültür ya da infekte eksudatın inokulasyonundan 24-48 saat sonra meydana gelir.
•Duyarlı hayvanların infektelerle temasından sonra ise belirtiler 24-72 saat sonra görülebilir.7

• Semptomlar
•Yetiştirmelerde hastalık hızlı yayılma, yüksekmorbidite ve düşük mortalite ile karakterizedir.
• İnkubasyon periyodu etken ile temastan sonra 1-3 gündür.
•Duyarlı hayvanların bulunduğu sürülerde belirtiler 7-10 gün içinde görülür. Hastalık diğer infeksiyonlarla komplike değil ise 2-3 hafta sürer.
• İnfeksiyonda en belirgin semptomlar seromukoid nazal ve okuler akıntı ile yüzde ödemdir.
•Hastalıkta bir ya da iki sinus infekte olabilir.
• Şiddetli vakalarda  gözün kapandığı bir konjuktivitis görülebilir.
•Solunum güçlüğü vardır.
•Özellikle, erkeklerde sakal şişmiştir.
•Hayvanlarda ishal, yem ve su tüketiminde azalma vardır. Gelişmekte olan hayvanlarda zayıf hayvan sayısı hızla artar.
•Yumurtacılarda yumurta verimi % 10-40 oranında azalabilir. Yumurta veriminin %20'den fazla düşmesi multifaktöriyel bir hastalığın göstergesidir.8
• M. synoviae, M. gallisepticum, E.coli gibi bakteriyel etkenler yanında infeksiyöz bronşitis ve infeksiyöz laringotracheitis virusları ile komplike vakalarda kronik ve şiddetli bir hastalık meydana gelebilir.
•Bakterilerle komplike ve kronik vakalarda kümes içinde kötübir koku saptanabilir.
•Hastalığın seyri etkenin virulensi ile ilgilidir. Yüksek toksijeniteye sahip suşlar  yüksek mortaliteye neden olabilirler. Hastalığın şiddetli seyretmesinde hijyen koşulları ve stres faktörlerin de rolüvardır. Morbidite oranı %80-100 ve mortalite oranı %10'dur.
•Nekropside –piliçlerde nazal pasajlar, infraorbital sinuslar ve konjunktivada kataralden fibrinopurulente kadar değişen bir yangı vardır.
–Sakal ve yüzde subkutanöz bir ödem görülür.
–Tracheanın üst kısımları da etkilenebilir.
–Akciğer ve hava keseleri ancak komplike durumlarda yangılıdırlar.910

• Teşhis
• 1-Klinik ve nekropsi bulguları: Hastalığın yayılma hızı ve klinik belirtiler ön bulgu olarak önem taşır. Ancak, benzer belirtiler solunum yollarında bozukluk yapan diğer birçok hastalıkta da görülebilir.
–kronik solunum yolu infeksiyonu (CRD),
–kronik tavuk kolerası,
–tavuk çiçeği,
–A-avitaminoz,
–Newcastle,
–infeksiyöz bronşitis,
–infeksiyöz laringotracheitis,
– şişkin kafa hastalığı (SHS) gibi hastalıklarla karışabilir.11
• 2-Laboratuvar muayeneleri
• a) Bakteriyoskopi: Hastalıklı hayvanların göz veya burun akıntıları ile ölen veya öldürülen hayvanların sinuslarından ve sakal içeriğinden hazırlanan preparatlar boyanarak incelenebilir. Ancak, bakteriyoskopi ayırıcı tanı için yeterli değildir. Mikroorganizma preparatlarda Gram negatif, kokoid, tek, çift veya kısa zincirler şeklinde eksudatlardan yapılan boyamalarda bipolar görülür.12
• b) Kültür:
•Akut vakalarda 2 veya 3 hasta hayvanın infraorbital sinusundan steril svabla örnekler alınarak kanlı agara bir feeder bakteri (Örn: S.epidermidis) ile birlikte ekilir. Ancak bu ön deneme olarak yapılmalıdır. Çünkü, tüm suşlar aktif olarak V faktörüüretememektedir.
• İzolasyon şansı az olsa da trachea ve hava keselerinden de svab ile örnekler alınabilir.
•Anaerobik jarda %5 CO2'li ortamda 37°C de 24-48 saat  inkubasyondan sonra 0.3-1 mm çapında ince yarısaydam koloniler görülür.
•Kolonilerden hazırlanan preparatlar Gram boyama ile boyanır.
• İdentifikasyon için sıvı kültürlerden biyokimyasal testler yapılır. 13
• c) Seroloji: En sık kullanılan serolojik testler pleyt veya tüp aglutinasyon, agar jel presipitasyon (AGP) ve Hemaglutinasyon İnhibisyon (HI) ve fluoresan antikor testleridir. Serovarlar ortak antijenlere sahip olduklarından bir serovardan hazırlanan aglutinasyon antijeni diğerlerini de belirleyebilmektedir.
Aglutininler serumda klinik bulguların görülmesinden 7-14 gün sonra ortaya çıkar ve 1 yıl veya daha uzun süre kanda saptanabilir. Bazı suşlarda otoaglutinasyon veya aglutinasyon görülmemesi durumu tripsin veya hyalurodinaz ile muamele edilerek giderilebilir. Ancak, tripsin fonksiyonel determinant gruplarına zarar verebilmektedir. Serovarları spesifik olarak saptayan polisakkarit antijenleri ile hazılanan lateks
aglutinasyon testi de serolojik teşhiste kullanılmaktadır. AGP testi ile infeksiyondan sonra antikorlar 2. aşılamadan sonra ise 11 hafta süre ile saptanabilmektedir. HI testi infekte veya aşılanmış hayvanlarda antikorları aglutinasyon veya AGP kadar erken belirleyemez.14
• d) Hayvan Deneyi: Eksudat veya kültürlerden hazırlanan süspansiyonlar 2 veya 3 duyarlıhayvanın sinusuna inokule edilir.Şayet etken inokulumda varsa 1-3 gün içinde klinik belirtiler görülür.15

• Sağaltım
•Hasta hayvanların sağaltımı amacıyla sulfonamid ve antibiyotiklerden yararlanılmaktadır.
•Bunlar hastalığın seyrini değiştirmekte ve şiddetini azaltabilmektedir.
•Eritromisin ve oksitetrasiklin en çok kullanılan antibiyotiklerdir. Sulfonamid-trimetoprim, tetrasiklin kombinasyonlarına ek olarak enrofloksasin ve norfloksasin gibi ikinci kuşak fluorokinolonlar sağaltım amacıyla kullanılmaktadır. Çoğu zaman sağaltımdan 5-7 gün sonra klinik belirtiler kaybolur ancak sağaltıma devam edilmediği taktirde hastalık yeniden nüks edebilir.16

• Koruma ve Kontrol
• İyileştirilmiş yetiştirme koşulları hastalık siklusunun kırılmasına yardımcı olur. Bunun için bazı konulara dikkat etmek gerekmektedir.
Bunlar;
•1- İşletmeye infekte tavukların girmesini önlemek,
•2-Hastalık çıktığında erken teşhis ve uygun ilaçla sağaltım,
•3-Kümes hijyeni, uygun bakım ve beslemenin yapılması,
•4-Farklı yaş ve cinsteki hayvanların birarada tutulmasını önlemek,
•5-Hastalık çıkan kümese yeni hayvan koymadan dezenfeksiyon yapmaktır.

• İnfeksiyöz koriza'da koruma yöntemlerindn biri de aşılamadır. Tüm hücre ile hazırlanan adjuvantlı inaktif aşılar koruma sağlayabilir. Bu aşılar serogruba spesifiktir. Seroguplar arasında bağışıklık sağlamayabilir. Günümüzde, serogruplardaki suşların antijenik farklılıklaının spesifik bağışıklıkta  da farklılığa neden olup olmadığıaçıklığa kavuşmamıştır. Uygun aşılar ekonomik olarak kıymetlidir. Çünküşiddetli bir yumurta verimi düşüklüğünüengelleyebilir. Her biri en az 108 cfu bulunduran aşının 2 dozu ilk olarak 3-6 haftalıkken ve sonra 16 haftalıkken derialtı yolla verilir. Canlı H. paragallinarum suşları ile daha fazla koruyucu immun yanıt alınmaktadır. Ancak bu aşı taşıyıcı hayvanlara verildiği taktirde infeksiyona neden olabilir.