Arıcılığın Tarihçesi
•
Mağara dönemine kadar uzanır,
•
Firavun mezarlarında bal bulunmuş,
•
Mezopotamya ve Sümerlerde bal; ilaç olarak tedavide
kullanılıyor,
•
Hititler devrinden kalma Boğaz köydeki taş
yazıtlarda arılardan bahsedilmekte,
•
Arıların gen kaynaklarının Orta Doğu olduğu
bilinmektedir.
Arıcılığın Gelişmesi
•
Birkaç yüzyıl öncesine kadar, uzun süre ilkel
olarak yapılan arıcılık, yeni teknikler ilave edilerek yerini günümüzdeki
teknik arıcılığa bırakmıştır.
•
Arıcılığın modern anlamda gelişmeye başlaması;
•
1787 yılında ana arının havada çiftleşmesinin
tespiti,
•
1845 yılında arı üremesinin ve biyolojisinin
izahı,
•
1851'de çerçeveli fenni kovanın keşfi,
•
1857'de temel petek kalıplarının bulunuşu ve iki
çerçeve arası mesafenin 7,5 mm. olması gerektiği,
•
1865 yılında bal süzme makinesinin icadı,
•
1882 yılında larva transfer yöntemiyle ana arı
yetiştirmenin keşfi
•
1926'da ana arılarda yapay döllenmenin bulunuşu
Teknik Arıcılık
Teknik arıcılık, arıcılıktaki son
teknikleri kullanma ve yönetme sanatıdır. Teknik arıcılık, deneyim, bilgi ve
bilimsel araştırma sonuçlarına göre yapılır.
Arıcılığa başlamadan önce arı
ailesinin yaşam düzeni, bireyleri ve arıcılıktaki diğer konuları bilmek ve
öğrenmek gerekir.
Arıcılık yapılacak bölge iyi
seçilmeli, bölgenin bitki örtüsü bilinmeli ve ballı bitki çeşitliliği arıcılık
için uygun olmalıdır.
Dünyada Arıcılık
•
Günümüzde arıcılık, Türkiye’de olduğu gibi
dünyada da hayvancılık sektörünün bir kolu olarak yapılmaktadır.
•
Yaklaşık dünyada 52 milyon koloni ile 1,2 milyon
ton bal üretilmektedir. İstatistik bilgilere göre dünyada en çok kovan 6,9
milyon adet sayı ile Çin de bulunmaktadır.
•
Türkiye ise 4,2 milyon dolayında kovan sayısıyla
2. sırada gelmektedir.
•
Sıralamadaki yeri 2.lik olan Türkiye'nin dünya
arı varlığı içindeki payı % 7,76'dır.
•
FAO'nun 2002 yılı üretim istatistikleri
incelendiğinde dünyada bal üretimi 1.200.000 tondur.
•
Birinci sırada 267.830 tonla Çin, ikinci 85.000
tonla Arjantin, üçüncü 80.000 tonla ABD ve 75.000 (% 5.62) tonla Türkiye dördüncü
sırada gelmektedir.
•
Kovan başı ortalama dünya bal üretimi 23.8 kg. dolayında
olup; Bu rakam Çin'de 38 kg. Meksika'da 34 kg. ABD'de 32 kg., Arjantin'de 29
kg. ve Türkiye'de 17kg civarındadır.
•
Balın yanında, polen, arısütü, propolis, arı
zehiri ve balmumu gibi arı ürünleri de dünya ticaretinde yer almaktadır.
•
Bunun yanında gelişmiş ülkelerde bitkisel
üretimin miktarı ve kalitenin artırılmasıyla, arı ürünlerinden 50 kat daha
fazla gelir sağlanabilmektedir.
•
Diğer yandan pek çok ülkede Arı Ürünleri ile “Apiterapi”
uygulanmaktadır.
•
Bunların yanında arıcılık, doğa ve çevreye zarar
vermeden yapılabilen ve çevreye faydalı olan ender tarımsal faaliyetlerden
birisidir.
•
Arıcılık gelecekte de en önemli sürdürülebilir
hayvancılık faaliyetlerinden birisi olacaktır.
Türkiye’de Arıcılık
•
Türkiye'de arıcılık, kırsal nüfusun vazgeçilmez
bir koludur
•
Türkiye'nin hem koloni varlığı hem de bal
üretimi ile dünya arıcılığı için önemli olduğu istatistik bilgilerden
anlaşılmaktadır.
•
Ancak kovan başına bal üretimimiz 17 kg ile
dünya ortalamasının altındadır.
•
Oysa A. mellifera türü ile kovan başına ortalama
25 kg bal üretilebilir.
•
Dolayısıyla kovan başına bal üretimimizi, 20-25
kg’a çıkarmamız gerekmektedir.
•
Hem dünya bal ticaretindeki payımız hem de
koloni başına bal üretimimiz dikkate alındığında, ülkemizin sahip olduğu mevcut
arıcılık potansiyelinden yeteri kadar faydalanamadığımız ortaya çıkmaktadır.
•
Diğer yandan ülkemizde, bal üretimi dışında
diğer arı ürünlerinin üretimi ve bal arılarının bitkisel üretimde tozlaşmanın
sağlanmasında kullanılmaları yaygın değildir.
•
Bu konuda arıcıların modern arıcılık yapmaya
yönlendirilmeleri, arıcılığı birinci iş olarak yapmaları ve arıcılığı bir iş
kolu gibi görmeleri gerekir.
•
Türkiye'nin ekolojik ve sosyo-ekonomik yapısı
gereği, ülkemizin her yerinde arıcılık yapılabilirken sırasıyla, Ege, Karadeniz
ve Akdeniz bölgelerinde gerek kovan varlığı gerekse üretim payı bakımından daha
fazla arıcılık yapılmaktadır.
•
Türkiye
bal üretiminin yaklaşık yarısı bu üç bölgede üretilmektedir.
•
Bal üretimi bakımından ilk on ilimiz, Muğla,
Ordu, Adana, Aydın, Sivas, Antalya, İzmir, İçel, Erzincan ve Samsun'dur.
•
Orta Anadolu’da, doğal meralardan üretilen bal
miktarı az olmakla birlikte kalitesi ve besleyici özelliği bakımından çok
tercih edilmektedir.
Arıcılığın Ülke Ekonomisine Katkısı
•
Arıcılığın ülke ekonomisine katkısı hem doğrudan
bal ve arıcılık ürünleri, hem de dolaylı
olarak bitkisel üretime (polinasyon) olmaktadır
•
Türkiye‘nin her köşesi arıcılık için zengin
bitki flora çeşitliliği içerir. Ülkemiz dünya ballı bitkiler florası'nın %
75'ne sahiptir.
•
Zengin florası, uygun ekolojisi, koloni varlığı
ve arı popülasyonlarındaki genetik varyasyon bakımından Türkiye büyük bir
arıcılık potansiyeline sahiptir.
•
Bal dış satımının büyük bir bölümünü AB ve Arap
ülkelerine yapan Türkiye, yılda 20-40 milyon dolar gelir elde etmektedir.
•
Arıcılık az sermaye ile çok kar sağlayan bir
faaliyettir.
•
Arıcılık yapmak için kapalı bir alan yapımına
veya arazi satın alınmasına da gerek yoktur.
•
Ayrıca kadın, erkek, yaşlı ve genç, arıya
allerjisi olmayan her kişinin yapabileceği bir meslek dalıdır.
•
Ekonomik boyutta arıcılık için işletme şeklinde
yapılan arıcılık tercih edilmelidir.
•
Arıcılığı yaparken sabit olarak değil, doğada ballı
bitkileri takip ederek yapılan göçer arıcılık en karlı olanıdır.
Gezgin Arıcılık
•
Arılar bütün meyve çeşitlerini, sebze
çeşitlerini, yem bitkilerini ve sanayi bitkilerini dölleyerek bitkisel
üretimdeki karlılığı artırmakta üstün rol oynarlar.
•
Bitkisel üretimde bulunan üreticilerin mutlaka
önerilen miktarda arı kolonisini işletmesinin yakınında bulundurması gerekir.
•
Bu husus gelişmiş ülkelerde, her bitki
üreticisinin arıcılarla anlaşma yaparak bitkisel üretim yaptığı yerlere yeteri
miktarda arılı kovan kiralamak suretiyle daha fazla ve kaliteli ürün elde
edilmesi sağlanmaktadır.
Bal Arısının Taksonomisi
•
Koloni yaşamı sürmektedir
•
Insecta, Hymenoptera
•
Yalayıcı emici ağız yapısında
•
Bal arısı (Apis mellifera)
Hayvanlar Alemindeki
Yeri
•
Kingdom(Alem):
Metazoa
•
Phylum(Kök):
Arthropoda
•
Class(Sınıf):
Insecta
•
Order(Dizi):
Hymenoptera
•
Family(Aile):
Apidae
•
Genus(Soy):
Apis
•
Species(Tür):
Apis mellifera
ARI TÜRLERİ
•
Apis cinsinde Batı bal arısı olarak adlandırılan
Apis mellifera dışında 3 tür daha bulunmaktadır. Bunlar;
•
Doğu bal
arısı türleri olan
Apis
cerana
Apis
dorsata
Apis
florea
•
A. cerana 6 kg
•
A. florea 0.5 kg
•
A. dorsata 12 kg (çok vahşidir)
Arı taksonomisinde bu türlere ait alt türler de yer
almaktadır.
•
Apis mellifera alt türleri;
–
büyüklük, renk, dil uzunluğu, vücudun kıl örtüsü
–
bal mumu bezlerinin şekli ve büyüklüğü
–
kanat damar yapısı ve kanat büyüklüğü
•
Dünyada bugüne kadar yapılan ırk çalışmalarında
24 arı ırkı kesin olarak tanımlanmıştır. Bunlardan bazıları ekonomik öneme
sahiptir.
•
Dünyada en çok kullanılan Apis mellifera alt
türlerinin başında Italyan, Kafkas ve Korniyol ırkı gelmektedir.
•
Dünyada en çok kullanılan Apis mellifera alt
türlerinin başında italyan, korniyol ve kafkas ırkı gelmektedir.
İtalyan ırkı
•
Ince karın ve uzun dile sahiptir. Bu ırkta
kıllar sarı renktedir. Kolonide davranış olarak sakin, çoğalma kabiliyetleri
fazladır
•
Ilkbaharda kuvvetli koloni oluştururlar. Bol
nektar toplar, oğul verme meyilleri zayıftır. Kış mevsiminde fazla bal
tüketirler. Üstün petek örme özelliği İtalyan arısını en iyi petek ören ve
petekli bal üreten arı haline getirmiştir
Korniyol Arısı
•
Korniyol arısı (Apis mellifera carnica) ince
yapılı ve uzun dillidir. Bu ırk Alp bölgesi, Avusturya ve Yugoslavya’da
bulunur. Gri arılarda denilen Korniyol arısının kitini çok koyu renktedir. En
sakin ve uysal arı ırkıdır.
•
Kışın yiyecek tüketimleri azdır. Yavru üretme
kabiliyetleri çok iyidir. Polen miktarı yeterli olduğu sürece yavru üretimini
devam ettirirler.
•
Sonbaharda koloni içerisindeki mevcut arı sayısı
süratle azalır. Çok sert iklim şartlarında bile kışlama yetenekleri iyidir. Oğul
verme eğilimleri yüksektir. Yön tayin etme ve kovanlarını bulma duyuları
kuvvetlidir.
•
Yağmacılığa karşı meyilli değildirler. Çok az
propolis kullanırlar. Yavru hastalıklarına karşı hassastır. İtalyan ırkından
sonra Avrupa da en yaygın ırktır.
Kafkas ırkı
•
Kafkas arısı (Apis mellifera caucasica) biçim,
büyüklük ve kıl örtüsü bakımından korniyol arısına benzer. Kafkaslar bölgesi,
Azerbaycan ve Kuzey Kafkasya bölgesinde bulunurlar. Genellikle vücut, abdomen
kılları ve halkaları kahverengi ve siyahtır.
•
Kafkas ırkı bilinen arı ırkları içinde 7.4 mm
ile en uzun dile sahip olan ırktır. Kovan içerisinde ve petek üzerindeki sakinlikleri
bu ırkın en tipik özelliklerindendir.
•
Yavru verimi kararlı ve kuvvetli aileler meydana
getirirler. En kuvvetli ve sayıca çok oldukları dönem yaz aylarıdır. Oğul verme
özellikleri zayıftır.
•
Propolisi çok toplarlar. Nosema hastalığına
karşı hassasiyetleri fazladır.
•
Yağmacılığa meyillidirler. Kovanlarını
şaşırabilirler.
•
Bal verimleri yüksektir. Güçlü koloniler
oluşturamayıp kışa zayıf girerler.
Yerli Irklar
•
Anadolu arısı (Apis mellifera anatoliaca) olarak
da isimlendirilen bu ırk Anadolu’nun büyük kısmında yayılış göstermektedir.
•
Anadolu arısı İngiltere ve ABD'ne götürülerek bu
ülkelerdeki ıslah çalışmalarında kullanılmaktadır.
•
Anadolu arısı esmer ve küçük yapılı arılardır.
•
Olumsuz kış şartlarına dayanıklı ve bal üretim
kabiliyetleri daha sınırlıdır. Yağmacılığa fazla eğilimi yoktur.
ARI BİREYLERİ
KRALİÇE ARI
-Tam gelişmiş dişi birey
-Memeden çıktıktan 6 gün sonra çiftIeşmeye hazır
-Bir veya birkaç kez çiftleşme uçuşuna çıkar ve toplam 7-8
bazan 12 erkek arı ile çiftleşir
-Eğer 15-16 gün içinde çiftleşme olmaz ise ana arı
öldürülebilir
-Kolonide sürekliliği sağlar
-Bal mumu bezi, polen sepeti yok
Ana arı feromonlarının koloni üzerine etkileri:
•
İşçi arıların ovaryumlarının gelişmesini
önlerler
•
İşçi arıların yüksük yapmasını önlerler
•
Koloninin oğul vermesi durumunda işçi arıların
etrafında toplanılmasını sağlarlar
•
En önemlisi kovan hizmetlerinin düzgün
yapılmasında etkilidirler
-Çiftleşmek için ya da oğul verdiğinde kovan dışına çıkar
-Çiftleşmeden sonra 70-80 milyon sperma taşıyabilir, ancak
6-7 milyonu döllemede kullanılabilir
-Ana arı kendisi ile çiftleşen erkek arılardan sadece
sonuncusunun erkek organındaki spermalarını bünyesine alır
-Ortalama ömürleri 3-4 yıl, 1 kez çiftleşme uçuşu yapar
-Teknik arıcılıkta ana arı her yıl değiştirilmeli,
kolonilerde 2-3 yaşından daha yaşlı ana arı bulundurulmamalıdır. 1 yaşındaki
ana arıya sahip koloniler oğul vermeye meyilli değildir.
-Ana arı günde 1600-2000 Adet, ortalama 1800 Adet yumurta
bırakır. Bazı durumlarda bu değer 4000’e kadar çıkabilir.
-Ana arılar arı
hücresi, ana arı memesi veya ana arı yüksüğü denilen özel bir göz içerisinde
gelişir
-Ana arı üretimi için genç larva kullanılır. En iyi ana arı
8-16 saatlik larvalardan meydana gelir
-Bazı ana arı ticareti yapan kişiler suni yumurta transferi
yolu ile güzel ve verimli ana arılar yetiştirmektedir
ERKEK ARI
-Bir kolonide 1000 den fazla erkek arı olmamalıdır. Aksi
halde bunların çoğu hantallaşır.
Çiftleşme -yapamazlar
-Genç erkek arılar arı sütü yanında bal ile de beslenirler
- Çünkü erkek arılar yüksek bir aktiviteye sahip olmak
zorundadırlar. Buda bal ve arı sütü ile yapılan iyi bir beslenme ile sağlanır
-Erkek arılar 8 günlük olunca cinsi olgunluğa gelmiş
olurlar.
-Ancak çiftleşme ve sun'i tohumlama için en ideal erkek
arılar 12-15 günlük erkek arılardır
-Eğer bir kolonideki erkek arı sayısı 1000 den fazla olursa
bunlar iyi beslenemezler ve neticede kaliteli sperma veremezler
-Normal olarak bir erkek arı 10 milyon sperma taşır
-Ana arı ortalama 7 erkek arı ile çiftleşir
-Ana arı ile çiftleşen erkek arı ölür
İŞÇİ ARI
-Döllü yumurtalardan çıkan dişi arılardır
-Koloninin tüm işini yaparlar. Kışın 10.000-20.000,
ilkbaharda 60.000-80.000 işçi arı bulunur
-İşçi arılar yazın ortalama 30 gün yaşarlar. Kışın ise
ömürleri 182 güne çıkar.
-İşçi arılar yazın yavru yetiştirme, polen ve nektar
toplama, bekçilik, mum örme gibi pek çok ağır işleri devamlı yapmak zorunda
olduklarından yazın ömürleri kısadır
-Her bir işçi arı ilkbaharda 6-8 larvanın beslenmesini
üstlenir
-Kışın kovanda yapılacak pek iş yoktur. Arılar kışı ölmeyecek
derecede ön bir beslenmenin dışında yarı uyuşuk bir vaziyette ve dinlenerek
geçirirler
-Yazın ise mum örer, süt salgılar, larvaları besler ve ana
arıya bakarlar. Bu sürekli ve aşırı çalışma, ömürlerinin kısa olmasına sebep
olur
-Kışa hazırlanan kolonilerdeki arılarda mide, karın ve mum
salgı bezleri besin maddelerince oldukça zengindir.
-Yani bu durumda arılar besin maddelerince tam yüklüdür, Bu
arılar kış boyunca çalışmazlar ve vücut gelişmesini de durdururlar.
-Koloni için ne zaman gerekli olursa o zaman bu besin
maddelerinden süt salgılamaları ve çıkacak yavrulara ve ana arıya vermeleri
mümkündür.
-Mesela kışın çıkacak yavrular için ve ilkbahardaki ilk
yavrular için kullanılan arı sütü yaşlı işçi arılarca bu yolla üretilir.
İşçi arılarda iş
bölümü
-Arı kolonisi içindeki işlerin hemen hemen tamamı işçi
arılarca yapılır.
-Ancak, bütün bu işlerin yapımı için işçi arılar arasında
çok düzenli bir iş bölümü vardır.
-Yani işçi arılar hayatlarının belirli dönemlerinde belirli
işleri yaparlar.
Olgunlaşarak petek
yavru gözünden çıkan bir işçi arı;
*1.gün: Çıktığı gözün temizliğini yapar, kendisini temizler,
polen ve bal ile beslenmeye başlar
*2-3.cü gün: Yaşlı larvaları besler. Daha fazla bal ve polen yediklerinden süt
salgı bezleri hızla gelişir ve 3. günden itibaren süt salgılamaya başlarlar.
*3-6.gün: Süt salgı bezleri tam gelişmiştir ve Royell-Jelly
(arı sütü) salgılarlar.
Bu sütle ana arıyı, ana arı memelerindeki ana arı
larvalarını ve 1-3 günlük genç larvaları beslerler.
*6-8.gün: Kovan içi görevlerine devam ederler, bir yandan da
çevreyi tanımak amacıyla kısa mesafeli uçuşlara çıkarlar.
Böylece hem çevreyi tanırlar ve hem de kendi kovanlarının
yerini öğrenirler.
Bu arada bağırsaklarını boşaltmak suretiyle kendi içlerini
temizlerler.
*8-11. gün: İşçi arıların 4-7 karın halkaları altındaki mum
salgı bezleri gelişir ve mum salgılarlar
*11-13.gün: Tarlacı arıların kovana getirdikleri nektara
bünyelerinde imal ettikleri enzim ilave edilerek bal gözlerine depolarlar.
*13-18.gün: Optimum kovan içi sıcaklığı olan 34°C sağlamak
amacıyla kovana hava pompalayarak ventilasyon görevi yaparlar.
Eğer kovandaki ısı 34°C’den fazla ise sabah saatlerinde
bitkilerin yaprakları üzerindeki çiğ tanelerinden kovana su taşırlar ve bu
suyun kovanda buharlaşmasını sağlayarak kovan içi sıcaklığı 34°C civarında
tutarlar.
* 18-21.gün: Artık işçi arıların kovan içi hizmetleri
sona ermiştir. Bu yaştaki arılarda zehir bezIeri tam gelişmiştir. Bekçilik
yaparlar ve koloniyi iğneleri ile korurlar.
21.günden sonra: Kovan dışı hizmetlerine başlayarak ihtiyaca
göre nektar,polen,propolis ve su taşırlar.
İşçi arıların polen
yükü 12- 29 mg arasındadır. İlkbaharda çiçekleri günde 8-32 kez ziyaret
edebilirler.
İşçi arı 12-29 mg polenin yanında 10000-25000 arasında bitki
erkek hücresinide kovana taşırlar.
Kolonideki mevcut tarlacı işçi arıların %25’i yalnız polen,
%58’i yalnız nektar ve % 17’si ise hem polen hem de nektar taşırlar
Çalışma sırasında
işçi arılar genellikle bir miktar polen topladıktan sonra biraz da nektar
alabilirler. Fakat önce nektar toplamış olan bir işçi arı asla polen de almaz
İşçi arılar nektar toplamak için birçok çiçeği ziyaret
ederler. İşçi arı bir nektar seferini 25-45 dakikada tamamlayıp kovana döner
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder