GEBE HAYVANIN SAĞLIK AÇISINDAN KONTROLÜ VE GÜÇ DOĞUMLARI
OLUŞTURAN PREDİSPOZE FAKTÖRLERİN ORTADAN KALDIRILMASI
A.BAKIM
A1.İNEK
İneklerin kuruya çıkarıldıkları dönemde, ineklerin barınma koşullarına
özel bir önem göstermek
gerekmektedir.
Bu dönemde aşağıdaki durumlara dikkat edilmesi gerekmektedir:
Sağımcı tarafından günde iki kez yapılan meme kontrollerinin yapılmaması
mastitis ve meme
yaralanmalarının
meydana gelmesine neden olur.Bu yüzden kuru dönemi meme kontrollerinin düzenli
yapılması,
hayvan kuruya çıkana değin gerektiğinde örnek alımına ve meme sağaltımını
olanaklı kılar.
Gebelik dönemi besleme
Gebe olan ineklerin günde bir kez, gebeliğinin sonuna doğru yaklaşmış
olanların günde iki kez
doğum
belirtileri tarafından kontrol edilmesi gerekmektedir.
Gebe ineğin sağlığı, yavrunun uterustaki gelişimi ve doğumun mekaniği
bakımından, yatma
vaya
yatma-yemleme bölmelerinin olduğu serbest dolaşım ahırları, grup bölümlerinin
olduğu tabanı
sap-samanla
destekli ahırlar, düzenli olarak meraya çıkarma ve hareketliliğin sağlanması
önem
taşımaktadır.
Büyük hayvan işletmelerinde hastalıkların taşınmasını engellemek açısından,
kurudaki ve
doğumu
yakın olan hayvanlar için, hem ayrı bölümlerin yapılması hemde bu hayvanlarla uğraşacak
personelin
ayrılması gerekmektedir.
Küçük olan bağlamalı işletmelerde, gebeliği ilerlemiş olan inekler ve
düvelerin belirli aralıklarla
bulundurulması
gerekmektedir. Her hayvanın tutulduğu bölmenin uzunluğu, hayvanın bağlanma
düzeneği
ve pisleme basamağı, hayvan yatarken arka tarafı aşağı doğru sarkmayacak
(ilerlemiş
gebelikte
olan ineklerde prolapsus uteri tehlikesi ), pisleme oluğuna değmiyecek ve meme
yaralanmalarını
önleyecek bir şekilde düzenlenmelidir.
Kuruya alma bölmelerinin, mera ve çayırların ahır kapasitesinin %12'
si olması gerekmektedir.
Kurudaki
inekler ve ileri gebe düveler bu bölme veya merada ilerlemiş gebeliğin 5-7
haftalık dönemini
geçirmelidirler.
Hesaplanan doğum tarihinden 14 engeç 3 gün önce gebe düve ve inekler doğum
bölmelerine
alınmalıdırlar. Burada sürünün ırkına özgü olan ortalama gebelik süreleri göz
önünde
bulundurulmalıdır.
A2. KOYUN VE KEÇİ
Gebe koyunlar için gebeliğin sağlıklı devam etmesi ve doğuma hazırlık
açısından aşagıdaki temel kuralların göz önünde bulundurulması gerekmektedir:
Ketosis profilaksisi açısından ileri gebe olan Koyunlarda yeterince
hareketliliğin sağlanması
Sürünün
sıkışık tutulması ve kapı, parmaklık gibi yerlerden geçerken sıkışması
engellenerek, abort tehlikesinin önlenmesi
Gebelik, kuzu beslenmesinde prazitlerin önlenmesi ve ayak hastalıklarını
önleme bakımından
optimum
barındırma koşullarının sağlanması
Yukarıda sözü edilen temel kurallar, ağıl ve mera koşullarının kombine
edilmesiyle en iyi şekilde yerine getirilebilir.
Gebe keçide hareket ister; en iyi dışarıda veya özel yeterince geniş bölmelerde
bu koşul yerine getirilebilir. Keçiler hava akımı ve yerin tabanının soğuk
olmasına karşı koyunlardan daha duyarlıdırlar.
Yeterli gün ışığı Osteomalazie'nin oluşmasını engeller.
A3. KISRAK
Hareket ve meraya çıkarmak , gebeliğin sonuna kadar zorluk ve stres
faktörlerinin ortadan
kaldırılması
gebe kısraklarda önemlidir. Düşme, kement veya iple yakalama, zincirle bağlamaya
bağlı
oluşan
vücut yaralanmalarının engellenmesi gerekmektedir.
A4. KEDİ VE KÖPEK
Temiz, ektoparazitlerden arındırılmış yani hijyenik ortam yalnızca
evde bulundurulan kedi ve
köpekte
değil, aksine kulübede tutulanlarda da sağlanmalıdır. Bu koşulların sağlanması
özellikle gebe
hayvanlarda
çok önemlidir.
Özellikle gebeliğin ikinci yarısında ağırlığın artması ve memelerin
büyümesine paralel olarak
azalan
hareketliliğin önlenmesi açısından, gebe olan kedi ve köpeğin düzenli olarak dışarı
çıkartılarak
temiz
hava almaları ve sağlanmalıdır.
Hizmet köpekleri'nin (Av köpeği, Polis köpekleri, Koruma köpekleri,
Kurtarma köpekleri gibi) 5.
gebelik
haftasından itibaren üşütme, stres, huzursuzluk gibi faktörlerin aza
indirilmesi bakımından
hizmetten
alınması gerekmektedir. Böylelikle bu köpeklerde yüzme, zıplama, av yakalama ve
getirme
gibi
aktiviteler engellenmiş olur.
Yaklaşık doğumdan 14 gün önce anne öngörülen amaca uygun yavrulama
minderi veya yerine alıştırılmalıdır. Yaklaşan doğumun önemli belirtisi olan,
vücut ısısının 37 C' nin altına düştüğünün saptanması açısından, hayvanların
vücut ısısı ölçümlerine alıştırılması gerekmektedir.
Gebelik sırasında ekto ve endo parazit
profilaksisine özel bir dikkat göstermek gerekir.
B. BESLENME
Beslenmenin doğumun gelişim ve oluş mekanizması üzerinde büyük bir
etkisi bulunmaktadır.
Beslenmede
iki öğe önem taşımaktadır:
Bunlardan birincisi; genellikle genç hayvanlarda ikinci doğumdan sonra
tamamlanan vücut ve iskelet gelişimidir. Günümüzde dişi hayvanlarda döl verme
açısından saptanmış olan yaş ve yaşama
sınırlarına
ulaşmada beslenmeye dikkat edilmesi gerekmektedir. Gelişen hayvana mineral
maddelerin
yeterince
verilmesi, pelvisin gelişmesini ve büyük buzağıların pelvisten rahat geçişini
sağlar.
İkinci öğe, hormonal kontrol mekanizmasına bağlı olarak anabolik bir
karakter kazanan metabolizmayı kapsamaktadır. Gebe hayvanların doğru olarak
beslenmeleri açısından aşağıdaki fizyolojik parametreler göz önünde
bulundurulmalıdır:
Genelde yem yemede bir artış meydana gelmektedir. Yalnızca ileri
gebelik döneminde özellikle geviş getirenlerde, gebe uterusun genişlemesine bağlı
olarak sindirim organlarınında %20-40 oranında bir daralma meydana gelir.
Besinlerin barsak kanalından resorbsiyonu düzelir, mineral maddelerden
yararlanma artar.
Besinlerden yararlanma daha yoğunlaşır (Enerji, Protein); örneğin
N-retensiyonu hayvan türüne, gebelik dönemine ve besinlerdeki albumin ve
enerjiye bağlı olarak artar.
Vücut volümünde artış olur. Bu artış hem intra uterin (Uterus,
Plasenta, Fötus, Yavru suları)
hemde
ekstra uterin (Kas, Karaciğer, İskelet, Yağ dokusu, Süt bezleri) olmaktadır.
Annenin vücut organları gebelik sırasında hem fötal gelişimi ve
büyümeyi sağlamak hemde
laktasyon
için (gebelik anabolizması, prepartal retensiyon veya süper retensiyon) , artan
ölçüde besin
maddeleri
rezervi (Protein, Enerji, Demirin dışındaki mineral maddeler) oluştururlar, öte
yandan depo
edilen
besinleri yetersiz beslenme durumunda özellikle ileri gebelikte fötusa
iletirler.
İleri gebelikte yağ dokuları yıkımlanır ve sıvıdan zengin kas ve organ
dokuları oluşur.
Süt bezlerinin hızla büyümesi gebeliğin ikinci yarısında oluşur.
Kan dolaşım sistemi yaklaşık %30 oranında hızlanır. Kan volümü ve
transport kapasiteside
artar.
Böylelikle anne ve yavrunun artan oksijen gereksinimi kompanze edilir.
Annenin enerji ve yaşama payı gereksinimi, özellikle fötal gelişim ve
gebelik metabolizması
sonucu,
ek olarak meydana gelen ısı oluşumuna bağlı olarak, gebelik süresince %30-40
oranında artar.
Özellikle gebe hayvanların enerji metabolizması hayvan türlerine göre
değişiklikler gösterir.
Koyunlar ortalama olarak her kilograma düşen vücut ağırlığına göre en
yüksek fötal günlük gelişimi gösterirler (Koyun 0,80 gr, Domuz 0,75 gr, İnek
0,29 gr, Kısrak 0,25 gr) ve buna bağlı olarak gebelikte en fazla enerji
gereksinimi vardır.
Genel olarak, gebeliğin ikinci yarısından itibaren beslenme, mineral
madde ve vitamin
gereksiniminin
yavru veya yavruların gelişimi için gebeliğin yarısından itibaren arttığı söylenebilir.
Temel olarak gebeliğin ortası veya geç gebelik döneminde yavru gelişirken,
yetersiz beslenme durumunda annedeki depoların mobilize edilmesi gerekmektedir.
Genetik bakımından yüksek süt üretimine eğilimleri olan, ileri gebe süt
inekleri ve keçilerde yetersiz beslenme durumunda organizma özellikle olumsuz
yönde etkilenecektir.
Gebelik sırasındaki beslenmede hayvan türlerine göre dikkat edilmesi
gereken kurallar şunlardır:
B1. SIĞIR
Hem yüksek verimli süt ineklerinde, hemde diğer ineklerde laktasyon ve
gebelik uzunca bir
süreyi
kapsamaktadır. Buda metabolizmada büyük değişikliklere ve etkilere neden
olmaktadır.
Gebeliğin son iki ayında ineklerin kuruya alınması ve bu döneme uygun
olarak beslenmeleri, doğumdan sonra artan süt veriminde gerekli olan enerji
gereksinmesini destekleyeceği gibi, post partum döneminide olumlu yönde
etkileyecektir. Bu dönemde yemle alınan protein miktarındaki yükselme veya azalma
gebelik oranını büyük ölçüde negatif yönde etkileyecektir. Kurudaki hayvanların
aşırı beslenmeleri sonucu; doğumdan sonra metabolizma hastalıkları,
endometritis ve ovaryum hastalıklarında da artış olduğu araştırmalar sonunda
ortaya konabilmiştir.
İleri gebe olan ineklerin;
-- Güç
doğumlar ve doğum yolu flegmonları
-- Karaciğerin yağlanması
--
Asetonomi
--
Retensiyo secundinarum
--
Abomasum deplasmanı
-- İnvolüsyon
bozukluğu ve metritisler şeklinde oluşan puerperal bozukluklar
--
Mastitis dispozisyonu gibi hastalıklardan korunması için aşağıda açıklanan
beslenme
kurallarına
uyulması gerekmektedir:
-- İleri
gebe hayvanların yağlanmasının önlenmesi gerekmektedir. Bu yağ doğumun
mekanizmasını
engeller ve doğumdan sonra yıkımlanması gerekmektedir. Bu yıkımlanmada
metabolizmayı
büyük oranda olumsuz etkilemektedir (Keton cisimciklerinin organizmadaki
patolojik
çoğalması=Ketosis,
Karaciğerin yağlanması).
İneklerin kuruda bulundukları zamanda alacakları enerji ve protein
miktarı 2-4 litrelik süt
üretimine
uygun olmalıdır. Doğumdan sonraki laktasyon dönemi için, beslenme şeklinin değiştirilmesi
doğumdan
kısa bir süre önce başlamalıdır. Doğumdan sonraki 10 gün içerisinde verilecek
enerji ve
protein
düzeyi (konsantre besin) inekten alınması planlanan günlük süt miktarının
düzeyine
çıkarılmalıdır.
--
Hayvanlara iyi kalitedeki kaba yem (Kuru ot, Saman) sık sık ama küçük
porsiyonlarda
verilmelidir.
--
Birden bire yapılan rasyon değişikliklerinden kaçınmak gerekir.
-- Kötü
kalitedeki yüksek düzeyde yağ asidi içeren silajlar (özellikle kötü yeşil ot
silajı) ile
ineklerin
beslenmesinden kaçınmak gerekir.
-- İleri
gebe olan ineklerin hareket etmesi, besin enerjisinden daha iyi yararlanmayı
olanaklı kılar.
-- İleri
gebe hayvanların rasyonları profilaktik olarak, Sodyum propiyonat, D3 Vitamini,
Iyot, Selenyum, E Vitamini ve Vitamin A (özellikle eksojen Beta-Karotin) ile
tamamlanmalıdır.
B2. KOYUN VE KEÇİ
Diğer hayvanlarla karşılaştırıldığında koyunlarda, doğumun mekanizması,
dağum, fötal ve post natal kuzu gelişimi, beslenme faktörleri tarafından daha
büyük ölçüde etkilenmektedir. Bu gebe
koyunların
enerji, mineral madde ve iz elementler ile beslenmelerinin nedenli önemli olduğunu
ortaya
koymaktadır.
Koyunda yavru sayısı ve besin gereksinimi arasındaki ilişki çok sıkıdır.
Böylelikle yetersiz
beslenme
fazla yavruyu uterusta taşıyan anneyi büyük ölçüde negatif yönde
etkilemektedir.
Döllenmeden
sonraki ilk haftalarda anne koyunlara düşük düzeyde enerji verilmesi şu kayıplara
neden
olur:
-- Kuzu
ölümlerinin artması
-- Doğum
ağırlığının azalması
--
Kuzuların yaşama payı ağırlıklarının azalması
--
Abortların artması
Erken gebelikte enerji içeren yemlerin aşırı miktarda verilmeside,
embryonal ölümlerin
artmasına
neden olur. Gebelik sırasında yetersiz enerji, ana koyunlarda güç doğumları,
sütün azalması ve yapağı kalitesinin azalmasını beraberinde getirir. Enerji
metabolizması ileri gebelik döneminde özellikle etkilenmektedir, çünkü yavruların
bu dönemde artan enerji gereksinimleri bazı durumlarda yeterince karşılanamamaktadır.
Bu durumu oluşturan faktörler şunlardır:
--
Birden fazla yavrularda besin alma kapasitesi ve rumen kapasitesinin sınırlı
olduğu durumlarda
--
Oranla yüksek protein ve karbon hidratların azlığı arasındaki dengesizlik varsa
(rasyondaki kaba yemin yetersiz olmasına bağlı olarak, rumen hareketlerinin sınırlı
olması)
-- Gebe
anne koyunların hareketlerinin sınırlı olmasının, glukoz metabolizmasındaki bozukluklara
neden olması.
Bu faktörler keton cisimlerinin kanda artarak, koyunda gebelik toksemisinin
oluşması için ortam hazırlarlar. Gebelik toksemisine uygun ortam hazırlayan diğer
etkenlerde; soğuk havanın etkisi, koyun derisinin aşırı ıslanması ve
transporttur.
Sağlıklı kuzuların alınabilmesi ve gebe annenin sağlığı açısından
rasyona ek olarak şu
preperatların
substitüsyonu gerekmektedir:
-- Son
gebelik döneminde E Vitamini ve Selenyumun parenteral enjeksiyonu
--
Kuzuları enzootik ataksiden korumak amacıyla son gebelik ayında %2' lik Bakırsülfatın
bir kaç
kez 14
günlük aralıklarla oral yolla verilmesi
--
Vitamin E ve D nin yeterli miktarda verilmesi.
Gebe keçiler içinde koyunlardaki beslenme koşulları gerekmektedir.
Bunlara ek olarak süt
keçilerinde
bir önceki ve oluşması beklenen laktasyondan dolayı harcanan/harcanacak besin
maddeleri ve özellikle mineral maddeler hesaba katılmalıdır. Özellile
mineralmadde karışımlarının kışın verilmesine özel bir önem göstermek gerekir.
B3. KISRAK
Yavrunun gelişmesine uygun iyi kalitede kuru ot, yeterli miktarda
mineral madde ve A Vitamini'nin verilmesine dikkar edilmelidir. Doğuma hazırlık
yemi olarak, özellikle volümlü ve albuminden zengin yemlerin azaltılması
gerekir. Kolayca sindirilebilen ve diet yemlerin (buğday kepeği lapası, keten tohumu
küspesi, iyi kalitede kuru ot) verilmesi gerekmektedir.
B4. KÖPEK VE KEDİ
Kedi ve Köpektede gebeliğin ilk üçte birinde yavrular yavaş gelişirler.
Bu yüzden bu dönemde
beslenme
ve enerji gereksinimi önemli ölçüde artmamıştır. Buna karşılık enerji
gereksinimi gebeliğin
son
üçte birinde oranla daha fazlalaşmıştır.
Gebe Kedi ve Köpeklerin günde en az iki kez, emziren annelerin ise en
azından günde üç kez
beslenmeleri
gerekmektedir. Suyun sürekli verilmesi gerekmektedir.
Kedi ve Köpekte aşağıdaki beslenme kurallarına dikkat edilmelidir:
--
Gebeliğin ilk üçte biri: Besin değeri yüksek olan yem, normal miktarda
verilmeli, bu dönemde
yavrular
hızlı gelişmediğinden yüksek düzeyde enerji ve besin gereksinimleri yoktur
--
Gebeliğin ikinci üçte birlik bölümü: Hem yavruların gelişimi için gereksinimi,
hemde annenin
genital
organlarında oluşan değişiklikler sonucu ortaya çıkan açığı kapatabilmek için,
yem miktarı
aşama aşama 1/3 oranında
arttırılmalıdır.
--
Gebeliğin üçüncü üçte birlik bölümü: Küçük rasyonlar halinde günde bir çok kez
yedirmeye
yavaş
yavaş alıştırılmalıdır.
C. İMMUNBİYOLOJİK VE ANTİPARAZİTER ÖNLEMLER
Temelde anne ile yavru arasında özel immunolojik ilişkinin sağlanması
önemlidir. Bu ilişkinin
gevişgetirenlerde
ve kısraklarda karakteristik özellikleri şunlardır:
--
Plasentadan anne immunglobulinlerin fötusa geçmemesi
--
Antikorların özellikle gebeliğin son döneminde büyük ölçüde memelerdeki
kolostrumda
toplanması
--
Antikorların yeni doğan hayvanlar tarafından özellikle ilk kolostrum ile alınması
--
Antikorların koruyucu etkisinin yeni doğanlarda barsak tarafından resorbe
olduktan sonra
ortaya
çıkması ve barsak mukozasında yersel koruma etkisi oluşturması (Ig A ve Ig M).
Yeni doğan buzağılar, kuzu, tay ve domuz yavruları yaşamlarının ilk
saatlerinden başlayarak
annenin
antikorlarına gereksinim duyarlar. Bu kural kedi ve köpek içinde geçerlidir.
Çeşitli enfeksiyonlara bağlı oluşan embriyonal ölümlerin önlenmesi ve
infeksiyöz abortlardan
korunma
amacıyla, erken gebelik döneminde koruyucu aşılarda yapılabilmektedir. Doğal
olarak aşının
yapıldığı
zaman (ilk üçte bir dönemde veya gebeliğin sonunda), aşının özelliği (ölü veya
canlı suşlar
içermesi),
aşının yapılma biçimi (parenteral veya lokal), aşının yinelenmesi gereken aşılardan
olup
olmadığı,
hayvanın türü gibi faktörler aşının etkinliğini etkilemektedir. Ayrıca anne ve
yavrunun sağlık
durumuda
aşının başarısını etkileyen faktörlerdendir.
Çeşitli hayvanlarda yavruyu doğum sonrası korumak veya abortları karşı
kullanılan koruyucu
aşılar şunlardır:
İnek: E.Coli
türleri ve Salmonellalar tarafından oluşturulan septisemi ve enteritisler, Rota
virus
diareleri
Koyun: Clamidia
abortları, Border dises, Kuzu dizanterileri (C.perfringens Tip B)
Kısrak: Virus abort
Köpek: Parvo virus
Koruyucu aşılar annelerde spesifik immüniteyi ve yeni doğan yavrularda
pasif immuntransferi
oluştururlar.
Buna karşılık kolostrumun oluşturduğu koruma özel spesifik bir enfeksiyona karşı
değil, aksine genel bir koruma özelliğindedir. Bu yüzden kolostrum antikorlarının
yeni doğanların ilişkide oldukları, ahıra özgü mikroorganizmalara karşı koyma
özellikleri vardır. Bu karşı koyma özelliği, eğer hayvan doğumdan önce
yeterince süre (en azından gebeliğin son üçte birlik bölümü) aynı
mikroorganizma ortamında kalmışsa ve yavruda o ortamda ise, istenen ölçüde oluşabilmektedir.
Kolostrumdan
yeterince yararlanabilmek için aşağıdaki kurallara dikkat edilmelidir:
--
Gebeliği ilerlemiş olan hayvanların ahır yerlerinin değiştirilmemesi
gerekmektedir
-- Gebe
hayvan yerleri ve doğum bölmeleri ahırlarda bir örneklilik oluşturacak şekilde
yapılmalıdır
-- Hayvanların
gebelik dönemindeki beslenmeleri ve vücut gelişimleri tam anlamıyla immun
sistem oluşumunu garanti
edebilmelidir
-- İleri
gebe düve ve kurudaki ineklerdeki meme sağlığı kolostrumun immunglobulinler ile
yeterince
zenginleşmesini sağlamalıdır.
Gebelik sırasında annenin bir enfeksiyon kaynağı olabileceği paraziter
hastalıklara karşıda
önlem
alınması gerekmektedir. Bu profilaktik önlemler şu şekilde sıralanabilirler:
-- Gebe
hayvanlarda ilaçla parazitlere karşı savaşım
-- Doğum
bölmelerinin iyi bir şekilde temizlenip dezenfekte edilmesi ve merada hijyenik önlemlerin
alınması
Koyunlarda mide parazitleri (Trichostrongyloide ve spiruride), Kısrakta
Strongiloide ve Köpekte
Askaroidler
göz önünde bulundurulmalıdır.
D. Gebelikte sağlIk için alınması gereken dİğer
önlemler
D1. AYAK SAĞLIĞI
Tırnak bakımı özellikle ahırda duran ve hareket etme koşulları sınırlı
olan ineklerde önemlidir.
Sürekli
çayırda bulunan ve hareketli sürülerde tırnak sağlığı genellikle iyidir. Yalnız
ıslak merada
bulunan
koyunlar bu kurala uymazlar. Gebelik sırasında tırnakların sağlığına aşağıdaki
nedenlerle
dikkat
etmek gerekmektedir:
-- Doğum
sırasında herhangi bir topallığın oluşmaması
-- İrinli
tırnaklardan dolayı, yeni doğan yavrular için enfeksiyon tehlikesi oluşturabilecek
koşulların ortadan kaldırılması
--
Laktasyona yeni girmiş olan hayvanlarda çok uzamış olan tırnaklardan dolayı (İnek
ve Keçi)
yaralanmaların
engellenmesi
Kısraklarda doğumdan önce yeni doğan tayların yaralanmalarını
engellemek ve panarisyuma
karşı profilaktik
olarak nalları çıkartılmaktadır. İlerleyen gebelikte hayvanlar ağırlaşacaklarından
bu tip
tırnak
düzeltmelerini gebeliğin ilk yarısında yapmak gerekir (zorlamalar abort
tehlikesini arttırır).
D2. MEME SAĞLIĞI
İneklerde, kuruya çıkarılanlara, kuruda bulunanlara ve meme yangısı
olanlara özel bir ilginin
gösterilmesi
gerekir: Klinik ve gerektiğinde bakteriyolojik meme kontrolleri, antibiyotik
tedavisi altında
kuruya
çıkarma (seçerek veya endikasyona ve mastitis durumuna göre, genel), mastitis
sağıtımı, örnek almada antisepsiye özenle uyulması, kuruya alma bölmesinin
sürekli temizlik ve dezenfeksiyonu.
Koyunlarda sürüde meme yangısı tehlikesinde koruyucu aşılar kullanılabilirsede,
bu aşıların ne denli etkili olduğu tam anlamıyla ortaya konulamadığından, en
etkili yol gebe olan koyunlarda meme sağlığının klinik yönden kontrolü ve
gerekli olan hijyenik ve sağaltım önlemlerinin alınması en iyi yoldur.
D3. TRANSPORT
Transport gebe hayvanlar açısından tehlike oluşturmaktadır. Traumaya
bağlı abortlar veya
meme ve
genital bölgelerde oluşan yaralanmalar kolayca transporta bağlı olarak oluşabilirler.
Bir kliniğe sağaltım amacıyla götürülen hayvanların dışında gebe hayvanların
transportları şu dönemlere kadar yapılabilir: İnek ve düvelerde 8. gebelik ayının
bitimine kadar, koyunlarda 4. ayın bitimine kadar ve kısraklarda 9. ayın
bitimine kadar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder