YANGI(Tanım1):Endojen ve eksojen çeşitli zararlı
etkenlere karşı organizmanın gösterdiği vasküler,humoral ve hücresel
reaksiyonların tümüne verilen isimdir.
Tanım2:Yangı; vücudun herhangi bir yerinde olabilir. Daima stroma
(İnterstitisyel doku) içerisindedir. Parankimatöz yangı yoktur.Lokal bir
olaydır.Vücudun tümünü içine alan yangı yoktur.
Tanım3:Yangı;kanın şekilli(hücreler) ve şekilsiz(plazma) elemanlarının
damar dışına çıkması ve dokularda koruma amacına yönelik bir infiltrasyon
oluşturmasıdır.
SEMPTOMLARI: 1)Rubor(kızarıklık):Yangılı
bölgedeki kan miktarının aşırı derecede artışıyla ilgilidir. 2)Tumor(şşlk):Bölg. artan kan mikt. ile
buradaki genişlmş ve kanla dolu damrlrdn çevry sızan sıvı nednyle olşr.
3)Calor(Sıcaklık): Yangı alanına gelen kanın vücudun
iç sıcaklığını bölgeye taşımasıyla oluşur.
4)Dolor(Ağrı):Yangılı bölgedeki kan ve eksudatın
buradaki sinir uçlarına aşırı basıncı sonucu meydana gelir.
5)Functio laesa(Fonk.kaybı):Bu olaylar sonucu organ veya
dokuda meyd. gelen fonks. bozukluğunu ifade eder
Yangının Amacı:Dokunun normal fonksiyonlarını
eski haline getirmektir.organizmada doku ve hücreler devamlı olarak
uyarılır.Uyarılar hafif olursa reaksiyon kan dmrlrnn daralması ve
genişlemesi,kasların kontraksiyonu ve bazı bezlerde sekresyonun artışı
şeklindedir.Uyarılar şiddetli ve devamlı ise bu takdirde hücrelerde dejeneratif
ve nekrotik olaylar meydana gelir.
YANGININ SEBEPLERİ:1)Canlı etkenler 2)Fiziksel
etkenler 3)Kimyasal etkenler 4)Anoksemi ve nekroz
5)İmmunolojik reaksiyona neden olan maddeler 6)Tümörler 7)Nedeni
bilinmeyen yangılar
YANGININ PATOGENEZİ:
I-Vasküler değişiklikler(Dolşm bozklklr) II-Sıvı
eksudasyonu(liquordiapedesis)
a)Damar lumenindeki değişiklikler III-Hücre eksudsyn(leucodiapedesis)
b)kan akımındaki değişiklik -Kemotaksi
c)Damar duvarındaki değişiklik
-Fagositoz
Mediatörler:Yangıya neden olan etiler, doku
zararı oluşturunca vazoaktif bazı maddeler serbest hale geçer.Bu maddeler
damarları genişletir ve permeabiliteyi arttırır.Yangıda oluşan bu maddelere mediatörler denir.
Sitojen mediatörlr:Bunlar belirli bazı hücrelerde
aktif formda depo halindedir ve aktif halde serbest hale geçer.
Sit.Med:1- Aminler 2-Lizozomal
enzimler 3-Lenfokinler 4-Asidik lipidler
Serojen mediatörler:Kan plazmasında bulunur.İnaktif
formda sentezlenir ve kan plazmasında aktif hale geçer.
Ser.Med:1-Kininler ve kinin yapımında rolü olan enzimler 2-Komplement sistemi
KOMPLEMENT SİSTEMİ:Çeşitli yollarla aktive olmuş
kanın plazma kısmıdır.Komp. sistemi;yangıda, etkene karşı savunmada ve
antijenin parçalanmasında önemli rol oynar.Nötrofil granülösitlere kemotaktik
etki yapar ve fagositozu sitimule eder.C harfi ile gösterilen komplement
aktivasyonu 2 şekilde olmaktadır.
Doğal olrk m.o. tarafından C3
aktivsyonuyla başlatılan ve C9 aktiv. sonlanan şekle Properdin yada Alternatif
yol; Antikorların antijenlerle
oluşturduğu komp. tarafındn C1 aktiv. başlatılan ve C9 aktiv. sonlanan şekle Klasik yol denilmektedir. M.o.→C3→C9→Properdin yol (Alternatif) Antikor-Antijen komp.→C1→C9→klasik yol
Kemotaksi:Nötrofil granülositlerin ve
monositlerin damarlardan göç etmesinden sonra kimyasal bir etki ile bozukluğa
uğrayan alana doğru gitmelerine denir. Diapedez:Eritrositlerin
damarlar dışına çıkmasına denir.
Fagositoz:Zararlı etkenlerin hücreler
tarafından sitoplazmalarına alınarak sindirilmelerine denir.
Yangı Hücreleri:-Lökositler(BEN)
–Lenfositler(T-lenf.→hücresel bağ. B-lenf.→Humoral bağ.) –Plazma hücrlr.
-Mast hücreleri –Monosit ve
Makrofajlar -Epiteloid hücreler -Dev hücreleri -Fibroblast ve fibrositler
Makrofajlar(Histiyosit):Yangı bölgesinde pirimitif bağ
doku hücrelerinin transformasyonu ve monositlerin farklılaşmasıyla mey. gelen hücrelere
denir.●Organizmanın hücresel savunmasında başlıca rolü oynarlar ●Damarsız
dokuların yangısında fagositoz yapan hücreler sadece makrofajlardır.●Özellikle
koronik granülomatöz yangılarda bulunurlar.
Sabit
Makrofajın amacı ve Bulunduğu organlar: Bunlar makrofajlar sisteminin
fagositozla görevli hücreleridir.Bu doku ve organlar eksojen yada endojen
zararlı etkenlere karşı organizmanın savunmasında çok önemli stratejik
noktalardır.Bu hücreler;Dalak ve lenf düğümlerinde→sinüzoidal makrfjlr
Akciğerde→Alveolar MSS’de→Mikroglia
hücrlr K.ciğerde→Kupferin yıldız hücr.
Kanda→Monositler Serozalarda→Serozal makr. Böbrekte→Glomerular mezengial
hücrlr Deride→Langerhans
hücreleri Bağ dokuda→ Histiyositler
YANGININ SEYRİ:1)Akut Yangı:●Aniden
gelişir ve genellikle hızlı olarak seyreder.●Nedeni ortadan kaldırıldığında
yangı uyarısı kesilir, akut yangı sona erer.●Hiperemi ve eksudasyonun ön planda
olduğu yangı şeklidir.●Zararlı etkileri fagositoz ve rezorpsiyonla ortadan
kaldırılır.●Yangını tam olarak ortadan kalkmasıyla birlikte organ ve dokuya
özgü rejenerasyon dönemi başlar.●Seyirleri esnasında tedaviye iyi cevap verir.
2)Kronik Yangı:●yangıya neden olan etkenin
şiddeti, azalarak devam ederse akut yangı belirtileri ortadan kaybolarak kronik
hale dönüşür.●Bu durumda rejenerasyon söz konusu değildir.●Oldukça kötü bir
iyileşme şansına sahiptir. ●Proliferatif olaylar ön plandadır.
3)Subakut Yangı:●Akut ve kronik yangı arasında
seyreden yangılardır.●Akut ve kronik yangı arasında bir geçit teşkil
eder.●Hiperemi ve eksudatif olaylarla birlikte proliferatif olaylar da söz
konusudur.
Yangı Seyri ÜzerineEtkili Faktörler:Yangı
reaksiyonunu kolaylaştıranlara Filojistik, engelleyenlere ise Antifilojistik
etkiler adı verilir. 1)Yaş 2)Organizm savunma sist. 3)Diabetes mellitus 4)Kan
hastalklr 5)Beslenme 6)Hormonlar 7)
Dokuların kanlanması 8)Dokuların yapısı 9)Etkenin virulansı,mikt. ve cinsi
10)Etk yayılma yet.
Eksudat: Kan plazmasının yangının başlangıcında damarların dışına çıkıp o
bölgede proteinden zengin bir sıvının toplanmasına denir. Yangı bölgesindeki eksudat;dejenere olmuş ve
ölmüş hücrelerden, yangıyı meydana getiren etkenlerden, kan plazmasındaki sıvı,
protein, fibrin ile antikorlardan ve yangı bölgesindeki hücrelerden meydana
gelir.Eksudatın Yararları: 1-Yangı etkenini sulandırarak etkisini
azaltır 2-Eksudat fagositleri taşır
ve fagositoz için en uygun olan pH’ı sağlar. 3-Eksudat içerisindeki fibrinojenden fibrin oluşur. 4-Eksudat içerisindeki aglutinin
antijeni aglutine eder.
EKSUDAT
|
TRANSUDAT
|
Yangıyla
ilgilidir-Bulanıktır-Fibrin bulunr-Kokuludur Krema gibi ve doku artıkları
vardır-Yoğunluğu 1017↑
-Lökosit
eritrosit ve bakteri içerir –Serözalar kırmızı şişkin fibrinli ve pürüzlü
-1kapta bekltlnc çökelti verir
|
Yangıyla
ilgisi yoktur –Berraktır –Kokusuzdur -Berraktır –Sulu,doku parçası yok
–Yoğunluğu 1015↓ Bakteri yok,tektük eritrosit,lökosit olabilir –Fibrin yok
–“Serozalarda değişiklik yok –Çökelti olmaz
|
Yangıların Sınıflandırılması: 1-Eksudatif yangılar
2-Alteratif yangılar 3-Proliteratif yangılar
1-Eksudatif Yangılar: Damarlardan
proteinler ile birlikte sıvı ve hücre
eksudasyonu olur.Eksudatın karakterine göre seröz,kataral,purulent,hemorajik ve
fibrinöz olmak üzere değişik şekillerde görülür.
Vezikül:Deride intraepitelial olark başlayan ve epitel içerisinde sınırlı
kalan, içleri sıvı ile dolu kabarcklara denr
Bül:Veziküller daha büyük kesecikler halinde ise bül denir.2.derce
yanıklarda görülür.
Püstül:Vezikül oluştuktan sonra içine nötrofillerin dolması ile karakterize
irinli keseciklere denir.
Apse:Dokulardaki sınırlı olan irinli yangıya denir
Deride kıl foliküllerinin irinli yangısına follikülitis,kıl fölikülleri ile
birlikte yağ bezlerinin irinli yangısına furunkül,kıl
folikülleri veyağ bezleri ile birlikte deri altı bağ dokusunun irinli yangısına akne,birkaç furunkülün bir araya
gelmesine de karbunkel denir.Seröz
boşluklar ve bağırsak,uterus gibi boşluklu organlarda irin toplanmasına empiyem adı verilir.Akciğer
alveollerindeki fibrinin fibröz doku ile organizasyonu sonucu, bu bölgelerdeki
akciğer dokusu tümü ile fibröz bağ dokuya dönüşür,bu gibi bölgeler sertleşir ve
et gibi bir görünüm alır.Bu olaya karnifikasyon
denir.
2-Alteratif(nekrotik)yangılar:Doku kaybı
ile karakteristik yangılardır.Yüzeylerde ve dokularda görülür
3- Proliteratif yangılar:Yangı
bölgesinde hücre üremesi ile karakterize olan yangılara denir.Bu yangıların
özelliği granülasyon dokusunun mey.gelmesidir.Akut yan.son döneminde ve
hastalık etkeninin patojenitesinin düşük olduğu durumlarda görülür.
YANGININ
YAYILMA ŞEKİLLERİ
1-Lokal Yangı:Bu durumda yangı reaksiyonu bir
bölgede sınırlıdır
2-Metastatik yangı:Böyle olaylarda yangı çevre
dokulara yayılır ve lokal yangı bölgesinden intrakanaliküler, hematojen,lenfojen
e nörojen yolla yayılır.
3-İmmunolojik reaksiyonu izleyen yangı: Yangı
etkeninin immun patolojik reaksiyonu sonucu oluşur.Yangı etkeni direk olarak
yayılmaz ve bu etkene bağımlı olmayan bir yangı ortaya çıkar.
YIKIMLANAN DOKULARIN İYİLEŞMESİ: Yangı sonucunda
oluşan kayıpların yerine getirilmesi en az 2tür hücrenin rejenerasyon
yeteneğiyle sağlanır.1.si parankim hücresi, 2.si bağ doku hücreleridir.Tam bir
iyileşme için parankim hücrelerinin rejenerasyonu gerekir.Harap olan dokuların
iyileşmesi 3 şekilde olur.bunlar rejenerasyon, reparasyon ve organizasyon’dur.
1-REJENERASYON: Organizmada yıkılmanmış doku ve
hücrelerin yerine aynı morfolojik yapıda ve aynı fonksiyonu gösteren yeni bir
dokunun meydna gelmesidir.
2-REPARASYON:Harap olan dokulrda parankim hücrelrinin
yerini bağ dokunun doldurmasıyla olan iyileşmdr
Yara iyileşmesi:
Yara, yumuşak doku bütünlüğünün bozulması olup mukozalar yd organ
yüzeylerinin travmatik ayrılmasıdır.Dönemleri:
1-Pıhtı 2-Akut Yangı 3-Organizasyon 4-Epitel rejenerasyonu 5-Sikatris
Dikiş alımı: 8-10.günde.alınır
Çünk 4-5.günde oluşan kollagen iplik 8-10 günde yara yüzlerini bağlayck güçtedr
3-ORGANİZASYON: Harap
olan dokuların rezolusyonu tam olmadığı zaman lezyonun granülasyon dokusuyla
doldurulmasına denir.bu iyileşmeler daha çok hematom, trombüs ve embolus ve
infarktuslarda görülr
İnfarksiyon:1 arter yada vena lümeninin
tromboz veya embolus ile tıkanması sonucu bunun beslediği koni şeklindeki
alanda iskemik nekrozların oluşması olayıdır.Genellkle terminal arterlerin
bulundğu organlarda (böbrek, dalak, kalp gibi)görülür.İnfarktus: İnfarksiyon sonucunda meyd gelen nekrozlara
verilen isimdir.
Transplantasyon: Doku veya organ nakline denir→Otograft-Homograft-İzograft-Heterograft
SEPTİSEMİ: Kanda patojenik M.O ların
bulunmasıyla ilgili sistemik 1 hastalık olup kan zehirlenmesi de denir.
Klinik belirti: Ateş, dispne, lökositoz, kanamalar
ve ciddi sistemik hastalıkları belirtileri görülür.Krcğr, dalak ve lenf
düğümleri hiperemik ve şişkindir.
Belirtiler: Hiperemi, ateş, lökositoz, trombositopeni,
koagülopati, hipotansiyon, anemi, hipoksemi, hipoglisemi, hipergliseridemi,
hipoinsulinemi
Bakteriyemi: Bakterilerin kanda bulunmasına
denir.Bakterilerin yıkımlanması:
immunolojik olarak 2 yolla olur 1-Opsanizasyon 2-Antikorların komplement sist.
etkilemesidir
NEKROZ:Canlı organizmada doku ve hücrelerin yersel olarak ölümüdür.Eğer
hücre ölümü programlı ve yavaş yavaş gelişirse buna da nekrobiyoz adı verilir.Ör:Keratinize hücrenin ölüp sonra dökülmesi
Otoliz:Canlı ölümden sonra otopsi yapılıncaya kadar geçen süre uzun
olm.halinde hücre ve dokuların kendi enzimleri vasıtasıyla eritilmesidir.
Heteroliz:Bir canlıda vücuttaki bazı
hücrelerin ürünleriyle diğer hücrelerin ölmesidir.
Nekrotik Hücrelerdeki Morfolojik Değişiklikler
a)Stoplazmadaki Değişiklikler b)Çekirdekteki Değişiklikler
-Stoplazmadaki glikojenin
tüketilmesi -piknoz:çekirdeğin büzüşüp küçülmesi
-Stoplazmanın eozinofilik
boyanması -karyoreksis:çekirdeğin parçalanması
-Stoplazmoliz -karyoliz:çekirdek eriyerek gözden
silinir
Nekrozun Sebepleri
1-kimyasal sebepler:asit ve alkaliler 3-beslenme:yeterli
kan gelmezse
2-mekanik ve fiziksel sebepler:basınç,ısı,u.v.ışın 4
-sinirsel sebepler
5-enfeksiyöz sebep.:Birçok
bakteriyel(yanıkara,tüberküloz,psödotüberküloz),viral(sığır vebası,
şap),mikotik (aspergilloz,blastomikoz) ve paraziter (toksoplazmoz) hastalıkta
nekrozlara rastlanır.
NEKROZ ÇEŞİTLERİ
1)Koagülasyon Nekrozu:Esas değişiklik stoplazma
proteinlerinin parçalanmasıdır.Sebepleri
şunlardır;
●İnfarketus gibi lokal iskemi
olayları ●Bakteriyel toksinler ●Lokal etkili zehirler
●Bazı viral hastalıklar ●İskelet
kasındaki zenker nekrozu olguları ●Isı,elektrik,x-ışınlar gibi seb.gelişen orta
der.yanıklar
2)Likefaksiyon Nekrozu:Tam yıkımlanma ile sonuçlanan
hızlı,enzimatik hücre ölümleridir.
3)Yağ Nekrozu:Enzimatik ve travmatik nedenlerle
yağ dokusunda oluşan nekrozdur.
4)Zenker Nekrozu:Sadece çizgili kas dokusunda
hiyalin dejenerasyonundan sonra meydana gelen bir çeşit koagülasyon nekrozudur.Sarkoplazmadaki
proteinli mad’in pıhtılaşması ile şekillenir.Ör:Kuzu beyaz kas hast.
5)Fibrinoid Nekroz:Aşırı duyarlılık reaksiyonu sonucu
küçük ve orta çaplı damar duvarında görülür.Ör:civa zehirlenmesi,atların viral
arteritisi,sığır CGB ve VD/MD gibi hastalıklar’da görülür.
Nekrozun Sonu
1-Nekrotik dokunun rezorbe edilmesi 2-Apse
oluşumu 3-Nekrotik kitlenin lokalizasyonu
4-Deskuamasyon ve kabuk atma 5-Organizasyon
6-Kalsifikasyon 7-Gangren
8-Atrofi 9-Rejenerasyon
GANGREN:Nekrozun saprofit bakterilerle kontamine olması sonucu oluşan
yaygın doku nekrozudur. Ör:Kuru(yavrunun göbek kordonunun
kuruması),yaş(aspirasyon pnömonisi)
a)Kuru gangren(mumifikasyon):İrin yapıcı bakteri
yoktur,nekrotik doku suyunu kaybederek korur.
b)Yaş gangren:Nekroz olayına irin yapıcı bakterlr
karışmış ise iskemi ve enf. Birlşmesi sonucu kokuşma görülr
c)Gazlı gangren(maling ödem,yanıkara):Nekroz
olayına gaz yapan bakteriler(clost.spp.) karışır ve ortamda gaz kabarcıkları
şekillenir
Sonuçları:Kuru gangrene uğrayan dokular
genelde yerinden düşer ve geri kalan kısım iyileşir
Akciğer,uterus,br.gangreni ile yanıkara
ve maling ödem hastalıkları çoğunlukla ölümle sonuçlanır.Ayrıca gangrenli
dokudaki proteinli mad’in yıkımı sonucu toksik artıklar ortaya çıkar.Bunlar
kana karışarak toksemi ve daha sonra saprofit bakteride kan karışmasıyla
sapremi meydana gelir.Bu nedenle canlının hayatını tehdit eden gangrenli
dokunun operasyonla uzaklaştırılması kaçınılmazdır.
Dejenerasyon:Hücre ve dokuların canlılığını
koruyarak fonksiyon bakımından daha az aktif bir düzeye inmesi ve çeşitli
yapısal değişikliklere uğramasıdır.Dejenerasyon’lar organ ve doku isminin
sonuna ´´ozis´´ eki getirilerek isimlendirilir.Ör:Nefrozis(böbrek),hepatozis(karaciğer),miyokardozis(kalp
kası).Genel olarak dejenerasyonlar fiziksel,kimyasal,toksik,
enfeksiyoz,metabolizma bozuklukları sonucu oluşurlar.
Akut Hücre Şişkinliği:Hücreye su alımının kontrolden
çıkması ve hücrenin su alarak şişmesi ile karakterize dejenerasyon
olayıdır.Çeşitli toksik,metabolik,anoksik,mekanik,enfeksiyöz sebeplerle
oluşabilir.Genelde karaciğer,böbrek,beyin gibi yüksek metabolizmaya sahip
organlarda görülür ve sebep ortadan kaldırıldığında geriye dönebilir.
Mekanizması:Sodyum pompası;Na’yı hücre
dışına,potasyum’u ise içeri iten bir mekanizmadır ve belli bir enerji
gerektirir.Dejenerasyona yol açan etkiler,enerji üretimi için anahtar görevi
olan enzimlere(Adenozin trifosfataz) zara verir ve enerji üretimi bozulur.Na
hücrede kalır ve bu da hücre içi osmotik basıncı artırır,hücre dışardan su
alarak şişer.Su stoplazmayı sulandırır ve hüc. stoplazması açık renk alır.Olay
devam ederse hücre çekirdeği de dejenerasyona uğrar ve hücre ölür(nekroz).
Hiyalin:Camsı anlamına gelir ve mikroskopta pembe-homojen görünümdeki
materyali tanımlamak için kullanılır.Hiyalin görüntüye verilen isimdir.
Hiyalin dejenerasyonu:Kuzu ve oğlakların Beyaz Kas
Hastalığı, otların paralitik miyoglobinüri’si gibi hastalıklarda çizgili
kaslarda görülür.Kaslar soluk renkli olup,balık eti görünümündedir.
AMİLOİDOZ:Amiloid maddesinin dokularda
birikmesine denir.Dokularda amiloid birikimi kalıcıdır.
Sınıflandırılması:1)Sistematik amiloidoz:Birçok
organ ve sistemi etkileyen amiloidozdur.
a)Primer amiloidoz:Herhangi bir hastalıkla ilişkisi
olmaksızın lenf yumruları,gastrointestinal kanal ve kardiyovasküler sistemde
amiloid toplanmasıdır.AL protein yapısındadır.
b)Sekunder amiloidoz:Tüberküloz asteomiyelitis ve
metritis gibi uzun süren kronik enf’dan dalak,karaciğer,böbrekler ve böbrek
üstü bezlerdir.AA protein yapısındadır.
2)Lokal amiloidoz:Bir organda sınırlı olarak amiloid
birikimidir.
Sonu:-Vücut savunması olumsuz etkilenebilir. –Parankim hücrelerinde
atrofi gelişir. -Damarlar yırtılmaya eğimlidir ve kanamalar gelişebilir.
–Amiloid birikimleri özellikle böbrekte olduğunda öldürücüdür ve hayvanların
çoğu üremeden ölür. –Amilodozlu organlarda ruptur sonucu iç kanama ve ölüm
Mukus:Mukozalardaki bez salgısı ,dökülmüş epitel hücreleri ve O2 mikt.
Lökositleri içeren maddedir.önemli kısmını müsin(proteinlerin
mukopolisakkarid ve karbonhidratlarla yaptığı komplex) oluşturur.
Mukoid dejenerasyon:Yapısında fibröz ve adipoz bağ
doku bulunan organ ve dokularda özellikle bağ ve kas dokusunda hücreler dışında
müsin maddesinin birikmesi olayıdır.Vücudun ihtiyacı olan proteinlerin
eksikliğinde ortaya çıkar.Açlık olaylarını izleyen önemli bir bozukluk
olup,beslenme yetersizliklerinde görülür.Dokular yarı saydam,jelatini ve
peltemsi bir haldedir.
HİPERKERATOZ(Karnileşme):Keratin,normal keratinleşmenin
olduğu deri epitelinde str.granulozum hücrelerinde keratohiyalin granülleri
halinde bulunur.Ayrıca str.lusidum’da
daha yaygın olarak ve str.korneum’da ise,keratin tabakası halinde
görülür.Normal karnileşmenin olduğu bu yerlerde eğer keratinizasyon normalin
çok üstündeyse buna hiperkeratoz
denir.Karnileşme daha çok A vitamin eksikliğinde kutan mukozalarda ve bez
kanallarında lökoplazi veya vit.sent.bozukluğunda ortaya çıkar.
Nasır:Sürekli veya aralıklarla basınç altında kalan deride meydana gelen
yersel bir hiperkeratoz.
Obezitaz:Bütün vücuttaki yağ dokusunda
nötral yağların artması ve yağ dokusunun genişlemesine bağlı vücut ağırlığının
artmasıdır.
Adibozitaz:Vücudun bir bölgesindeki yağ
dokusunda nötral yağların artması.
→Fazla karbonhidratlı ve yağlı
gıdaların alınması,metabolizmanın yavaşlaması,hipotroidizm,hiperinsülünizm,
kısırlık ve kastrasyon durumlarında organizmada yağlanma görülür.Organizmada
yağın azalması ise hayvanın yetersiz beslenmesi,sindirim sistemi
bozuklukları,çeşitli nedenlerle(paraziter,tümör) ort.çık.koşekside mey.gl.
Yağlanma:Kimyasal,enfeksiyöz,metabolik,toksik
nedenlerin yanı sıra hipoksi,anoksi,kolin’den fakir yemlerin alınması,ketozis
ve pankreas salgılarının yokluğu gibi sebeplerle
meydana gelir.
Patogenezinde rol oynayan
mekanizmalar:1)Yağ dokusundan aşırı
miktarda serbest yağ asitlerinin salınması,
2)Yağ asitlerinin oksidasyonu ve kullanımının azalması, 3)Lipotrop maddelerinin eksikliği, 4)Yağ asitlerinin trigliseridlere
esterlenmesi , 5)Apoprotein
sentezinin bozulması, 6)Lipoprotein
sekresyonunun bozulması
PİGMENT:Dokularda erimiş,granüller veya kristaller halinde değişik
kimyasal yapıdaki renkli maddelere denir. Kandan kaynaklananlara
hemoglobinojen,kan dışından oluşanlara anhemoglobinojen p.dir.
1)ENDOJEN PİGMENTLER
2)EKSOJEN PİGMENTLER
A)Hemoglobinojen pigm. B)Anhemoglobinojen pigmentler Org.dışardan gelen pigmentler
-Hemosiderin -Formalin pigmenti -Melanin
-Antrakoz -Argiroz
-Hematoidin -Sülfosiderin -Lipofüksin -Sideroz -Tattoos
-Hematoporfirin -Seroid -Silikoz -Kaolin
-Hemazoin -Safra pigmenti -Cloisonne böbrek -Asbestos -Karotenoid pigmentler
-Dübin-johnson
pig. –Kalomel
İkterus:Safra renkli maddelerin kanda birikmesi sonucu tüm organların
sarıya boyanmasına denir.En belirgin olarak gözün sklera ve
konjuktuva’sı,vagina mukozası,omentum,mezenterium ve yağ dokusunda dikkati
çeker.
a)Hemolitik ikterus:Vücutta eritrosit yıkımının fazla
olması sonucu meydana gelir.Bilirubin kanda birikir→sarılık.
Sebepleri:Kan protozoonları:Babesios,theilerios,anaplazmoz.Hemoliz yapan baktrlr: Hemolitik
strebtekoklar, leptozpra enfeksiyonları,Clost.hemolyticum. Viral etkenler:Atların infeksiyöz anemisi ●Hemoliz yapan org. ve
inorg. zehirler
b)Hepatotoksik ikterus:Karaciğer parankim hüc’de yıkım
sonucu bu hücreler birbirini bilirubini glukuronik asitle birleştiremez ve
kanda biriken bilirubin →sarılık→sebepleri:
c)Obstruksiyon(Posthepatik) ikterus:Safra
yapıldıktan sonra safra kanallarının dıştan baskıya uğramasıyla veya duktus
koledikusun tıkanması ile de olabilir.Sebepleri:Safra
yol tıkanması,safra kesesi ve kanalların yangıları,s.akım engellenirse
İkterus sonu:Sindirim bozukluğu,parankim hüc’de
atrofi ve nekroz,sinirsel bozukluklar ve otointoksikasyon.
DOLAŞIM BOZUKLUKLARI
Hiperemi:Arteriyel damarların dilatasyonu
sonucu bir bölgeye arteriyel kanın fazlaca gelmesi olayıdır.Aktif hipereminin
başlıca sebepleri:
a)Fizyolojik aktivitenin artması
b)Yangısal reaksiyonlar c)Sinir sisteminin
uyarılmasıyla
KONJESYON:Venöz kanın dönüşünün engellenmesi
veya yetersizliği sonucu kanın organ veya dokuların bir bölgesinde veya
tamamında birikmesi olayıdır.
Konjesyon sebepleri:En önemli nedeni,özellikle
insanlarda kalp kapakçıkları yetmezliklerdir.Ayrıca mide ve bağırsakların
vaziyet değişiklikleri,karaciğerde siroz olayları,venalarda tromboz ve emboli
ile gebeliğin son döneminde fötusun,tümörlerin ve apselerin veya benzeri
oluşumların,ayrıca sıkı bandaj benzeri etkilerin yaptığı basınçlar konjesyonun
başlıca nedenleri arasındadır.
Oluşum süresine göre;
-Akut konjesyon:Venöz kan akışı birdenbire tamamen
durmuştur.Bu durum genellikle bağırsak vaziyet değişikliklerinde görülür.
-Kronik konjesyon:Genellikle venöz dönüşün kısmen
engellenmesi veya yetersizliği sonucu gelişir.
ANEMİ:Kelime anlamı bir organ veya dokuya hiç kan gelmemesi ise
de,gerçekte anemi bir organ veya dokuya kanın az geldiğini ifade eder.Daha açık
bir ifade ile anemi eritrosit ve veya hemoglobin eksikliğidir.Ayrıca organ veya
dokudaki hafif dereceli anemiler oligemi,şiddetli
derecede anemiler ise iskemi
terimleriyle ifade edilir.Vücudu etkileme durumuna göre genel ve lokal anemiler
olarak ele alınır.
Genel Anemi:Vücutta dolaşan kanda eritrosit
ve/veya hemoglobin yetersizliği sonucu meydana gelir.Genel aneminin başlıca
nedenleri:
a)Hemoraji(kanama) olayları b)Hemolize neden olan enfeksiyon ve toksinler
c)Kan yapımı için gerekli maddelerin eksikliği d)Kemik iliğindeki kan yapımının
engellenmesi
Lokal Anemi:Organik veya fonksiyonel
nedenlerle organizmanın belirli bir bölgesine az kan gelmesi sonucu oluşur.Sebeplerine göre;
a)Basınç Anemisi
b)Obturasyon Anemisi c)Spastik Anemisi d)Refleks Anemisi
Aneminin Klinik ve Patolojik Belirtileri:●Ağız,göz
ve genital organ mukozaları soluk,mat renklidir.Şiddetli anemilerde kan ince ve
suludur.Genel anemide klinik olarak solunum sayısında,kalbin nabız sayısında
artış,hemoglobin-oksijen affinitesinde azalma görülür.
Aneminin Sonuçları:-En önemli sonucu kanın dokulara
oksijen taşıma kapasitesinin düşmesi yani hipoksi’dir
-Doku ve organlarda yağ
dejenerasyonları ve nekrozlar gelişir. –Lokal anemi olaylarında anemik doku ve
organların solgun,boyutlarının küçülmüş ve soğuk olduğu dikkati çeker.
KANAMA(HEMORAJİ):Kanın veya eritrositlerin kalp ve
damarlar dışına çıkmasına denir.Eğer kan vücut içinde kalmışsa iç kanama,vücut dışına çıkmışsa dış kanama adı verilir.Kanamalar ikiye ayrılır:
1)Reksin Kanamalar:Damar duvarının veya kalbin
yırtılması sonucu meydana gelen kanamadır.Ya travmatik nedenlerle ilgilidir
veya diabroz kanamalar şeklinde ortaya çıkar.Çevre dokulardaki yangı ve
tümörler diabroz kanama oluştururlar.
2)Diapedezin Kanamalar:Damar çeperinde bir yırtılma
olmaksızın damar endotel hücreleri arasından eritrositlerin dokulara sızmasıyla
meydana gelen kanama şeklidir.Bu tür kanamalar genellikle peteşi ve ekimoz
şeklinde oluşan kanamalardır.(Antraks,yanıkara,Newcastle)
Kanamanın Sonu:Kanamanın oluştuğu lezyonlu
damarın endoteli büzülür,medya tabakası kontraksiyona uğrar ve lumeni
daralır.Böylece damar kanı durdurmaya çalışır.Vücut kanının %20’den fazlasını
veya 1/3’ünü birdenbire kaybederse deri ve mukozalar solar, periferik ısı
azalır ve kapillar basınç düşer, bunu takiben hipovolemiye bağlı şok ve ölüm
meydana gelebilir.
Deri,seroza ve mukozalarda görülen
toplu iğne başı büyüklüğündeki kanamalara Peteşi,yine
deri,seroza ve mukozalarda görülen,2-3 cm çapındaki kanamalara Ekimoz denir.Ekimoz ve peteşilere
benzeyen şiddetli ve daha geniş çaplı kanamalara Purpura denir.Bu kanama genellikle resim fırçası ile sıçratılmış
biçimde görülür.Vücut dışında olan kanamalardan,burun kanamasına Epistaksi,akciğerlerden öksürükle
birlikte kan gelmesine Hemoptizi
denir.Doku iç kanamalarında kanın kendisine bir yer bularak koagüle bir kitle
halinde toplanmasına Hematom denir.
ŞOK(KOLLAPS):Kan dolaşımının akut yetersizliği
olarak nitelenen şok,vasküler sistemin volüm kapasitesi ile sirküle edilen kan
volümü arasındaki ilişkinin kan miktarı aleyhine bozulmasıdır.
Şokun Başlıca Nedenleri:Büyük miktarda ani
kanamalar,vücudun aşırı derecede sıvı kaybetmesi,şiddetli travma ve
yanıklar,geniş miyokard infarktusu,büyük operasyonlar,özellikle karın
boşluğunun açılması ve bağırsakların dışarı alınması,çok şiddetli ağrı ve sancı
olayları,yaygın pulmoner embolizm veya kontrol edilemeyen bakteriyel sepsisler
gibi,vücuda ağır zarar veren durumlardır.
Sınıflandırılması:1)Kardiyojenik şok 2)Hipovolemik
şok 3)Septik şok 4)Nörojenik
şok
Şokun Evreleri:1)Başlangıç dönemi 2)İlerleyici dönem
3)İrreverzibl dönem
Patolojik Bulguları:-Kalpte,miyokard
infarktusu,subendokardiyal kanama ve nekrozlar,böbreklerde ise çeşitli klinik
problemlere yol açan değişiklikler vardır.
-Sindirim kanalında;fokal mukozal
kanamalar ve nekrozlar oluşur.Karaciğerde bazen yağlanma ve iskemiye bağlı
santral nekrozlar şekillenir.
TROMBOZ:Canlıda,devamlılığı bozulmamış kardio vasküler sistem içerisinde
kanın pıhtılaşmasına Tromboz,
pıhtılaşan kitleye de Trombüs
denir.Tromboz bir tıkaç halinde olup,yavaş gelişen bir pıhtılaşmayı takiben
ortaya çıkar.Pıhtılaşma,kanamayı durdurmanın dışında meydan gelirse tromboz
oluşur.
Trombozun Nedenleri:1)Damar endotelinin zedelenmesi 2)Kan akımında(staz) yavaşlama
3)Kanın koagülasyon eğiliminin artması
Morfolojik Özelliklerine Göre
Oluşumlarına Göre
1)Tıkaç trombozlar 1)Koagülasyon trombozu
2)Kuyruklu trombozlar
2)Konglütinasyon trombozu
3)Kanallı veya delikli trombozlar
3)Hyalini tromboz
Sonuçları:1)Arterlerde oluşan
trombozlar,arterleri ya tamamen veya kısmen tıkar.
2)Strongylus vulgaris larvalarının yaptığı trombozun nekroze olup
parçalanması ile emboli oluşur.
3)Organizasyon:Trombozun en iyi sonucudur.
4)Arterlere oranla venalarda tromboza daha sık rastlanır.
5)Bazen venalardki trombüs kireçlenebilir ve flebolit denen ven
taşlarını oluşturabilirler.
6)Trombozlar çoğunlukla lökositlerin lizozomal etkisiyle yumuşar ve
bu durumda trombüste bulunana eritrositler ve diğer elementler eriyerek gözden
silinir.Trombozun geri kalan elementleri ise emboli yapar.
Sonuçları kısaca;-Lizis ve rezolüsyon –Organizasyon
–Rekanalizasyon –Embolizm
EMBOLİ ve EMBOLİZM:Damar içinde yüzen ve damar
lümenlerinin mekanik olarak daralmasına veya tıkanmasına neden olan solid ya da
gaz halindeki yabancı cisimlere Embolus(Emboli),damarların
tıkanması olayına da Embolizm denir.
Emboli Türleri
1)İzledikleri Yollara Göre 2)Yapılarına Göre
-Direkt Emboli A)Solid Emboli B)Likid Emboli
C)Gaz Embolisi
-Paradoks Emboli
-Tromboemboli
-Yağ Embolisi
-Retrograt Emboli ●Venöz
tromboemboli -Safra
Embolisi
●Arteriel tromboemboli
-Amnion sıvısı Embolisi
-Hücre ve doku Embolisi
-Parazit Embolisi
-Pigment Embolisi
-Aterom Embolisi
-Yabancı cisim Embolisi
3)Canlı Hastalık Etkenleri Yönünden
-Septik Emboli:İçlerinde canlı
hastalık etkeni bulunan ve septik bir trombozdan kökenini alan embolidir.
-Aseptik Emboli:Enfeksiyöz
etkenleri taşımayan embolidir.
Embolinin Sonuçları:●Emboli arteria pulmonalisin truncusunda
ve beyinde önemli bir bölgede olduğu zaman birdenbire ölüme neden olur.
●Emboluslar,septik olmadıkları
takdirde arterde iseler,iskemi yaparlar.
●Emboli septik ise,irin yapan
etkenleri içeriyorlarsa piyemik apselere,anaerob bakterileri içeriyorlarsa
gangrene neden olabilirler.
●Emboli,malign,tümör hücrelerinde
oluşmuşsa,gittikleri yerlerde metastazları oluşturabilirler.
●Emboli venlerde ise,o bölgede
akut pasif hiperemi ve kimi kez de hemorajik nekroz gelişebilir.
İNFARKTUS:İnfarktus,yaşayan bir canlıdaki
dokunun iskemik nedenlerden dolayı ölümüdür.Yani bir doku ya da organda
arteriyel akımın veya venöz dönüşün tıkanması sonucu oluşan bir iskemik nekroz
olayıdır.Hemen hemen tüm infarktuslar trombüs veya emboliye bağlı tıkanmaların
sonucudurlar.
İnfaktusların yaklaşık %99’unun nedeni
trojmboembolik olaylardır ve hemen hepsi arter tıkanıklığının sonucudur.Venöz
trombozlar sonucu oluşan infarktuslar daha çok testis ve over gibi tek bir
boşaltma kanalı olan organlarda görülür.İnfarktuslar anemik ve hemorajik
infarktuslar olmak üzere 2’ye ayrılır.Kalp,dalak ve böbrekler anemik infarktus
oluşan sıkı yapılı organlardır.Bunların aksine akciğer hemorajik infarktusa
uğrar.
İnfarktus Oluşumunu Belirleyen Faktörler:
1)Tıkanan damarın tipi 2)Tıkanmanın
hızı 3)Dokunun hipoksiye duyarlılığı
4)Kanın oksijen taşıma
kapasitesi
İnfarktusun Seyri:En sık görülen formları miyokard
ve akciğer infarktuslarıdır.Koroner kalp hastalığı başta gelen ölüm nedenidir
ve bu ölümlerin bir bölümü miyokard infarktusunun sonucudur.Beyin infarktusu
sıklıkla öldürücü olan bir diğer infarktus’tur.ince veya kalın bağırsak
infarktusu da çoğunlukla öldürücüdür.Böbrek ve dalak infarktusları daha az
tehlikelidir,fakat yine de ciddi hastalık oluştururlar.
ÖDEM:Ödem hücreler arasında,doku aralıklarında ve vücut boşluklarında
anormal miktarda sıvı birikmesine denir.
Ödemin Oluşumu:İnterstitisyel doku ile kan damarı
arasındaki normal sıvı alış-verişi,damar içindeki kan ile damar dışındaki
interstitisyel dokunun hidrostatik ve osmotik basınçları tarafından
düzenlenir.Arteriyel kapillarlardaki kan ve dokuya ait hidrostatik ve osmotik
basınçların etkileriyle 7 mm civalık bir filtrasyon basıncıyla damar içindeki
sıvı hücreler arasına çıkar.Venöz kapillarlarda yine bu basınçların etkisiyle 8
mm civalık bir absorbsiyon gerçekleşir.Böylece kan ile interstitisyel doku
arasında sıvı alış-verişi sağlanmış olur.Damar içindeki ve interstitisyel dokudaki
hidrostatik ve osmotik basınç değerlerinde bir değişiklik meydan geldiğinde
ödem oluşur.
Bunun başlıca nedenleri:1)Kanın hidrostatik basıncında
artış 2)Hipoproteinemi olaylarında
3)Lenfatiklerin tıkanması 4)Kapillar
damar permeabilitisinde artış 5)Sodyum
tutulması
Ödemin Sonu:-Ödem perikard ve plöra
boşluklarında olduğu zaman kalbin çalışması ve solunum hareketlerinde
güçlük,dispne ve siyanoz görülür.
-Farinks ve glottis ödemi
asfeksiye sebep olur.
-Akciğer ödemi normal havalanma
fonksiyonunu bozduğundan ölümcül olabilir.Ayrıca akciğer ödemi sol kalp
yetmezliğinin önemli bir göstergesidir.
-Serebral ödem intrakraniyal
basıncın artmasına,pons ve medulla oblongatada kan akımında kesintiye neden
olur
Vücut boşluklarında sıvı birikimi;Karın
boşluğunda ise Hidroperitoneum veya Asites,göğüs boşluğunda ise Hidrotoraks,perikard boşluğunda ise Hidroperikardium,skrotum’da ise Hidrojel,beyin ventriküllerinde ise Hidrosefalus,eklem boşluklarında ise Hidartroz olarak adlandırılır.
DEHİDRASYON:(Kanın ve vücudun kansız kalması)
Dehidrasyon,kanın ve vücudun susuz
kalması ve dolayısıyla vücuttaki su ve elektrolit dengesinin bozulması
halidir.Buradaki su vücudun dokularında bulunan sıvılardır.Elektrolitler
arasında en önemli olanı da Na iyonudur.
Sebepleri:Esas sebebi vücudun uğradığı su
kaybı veya elektrolit kaybı ya da her ikisinin kaybıdır.İçme suyunun azlığı,su
içmeyi engelleyen hastalık halleri,şiddetli akut ishaller,insanların
kolerası,aşırı kusma,poliüri,aşırı terleme,aşırı kan kaybı ve bazı böbrek
hastalıkları başta gelir.Dehidrasyon patogenezine göre;
a)Primer Dehidrasyon:İçme suyunun azlığı veya yeterince
alınamaması sonucu oluşan dehidrasyona denir.
b)Sekonder Dehidrasyon:Vücuttan fazla miktarda su ve
elektrolit atılması sonucu oluşan dehidrasyona denir.
Dehidrasyon olayında makroskobik olarak
deri kurumuş ve kıvrımlı bir hal almıştır.Göz yuvarlakları kuruyup küçülmüş ve
göz,çukurlarının içine çökmüştür.İdrar miktarı azalmış ve
koyulaşmıştır.Mikroskobik olarak ise kanda bir polisitemi hali vardır.
PATOLOJİK KALSİFİKASYON(Kireçlenme):Kemik
ve dişler dışındaki dokularda Ca tuzlarının birikmesi
a)Metastatik Kalsifikasyon:Kanda kalsiyum miktarının
artmasıyla(hiperkalsemi) ilgilidir.Sebepleri
şunlar:
-Vit-D fazlalığı -Primer hiperparatiroidizm -Böbrek yetmezliği
b)Distrofik Kalsifikasyon:Dejenerasyon ya da nekroz gibi
doku değişikliklerinin oluştuğu ve uzun sürte kaldığı bölgelerde kireç
tuzlarının birikmesine denir.Tüberkülozda,kazeifikasyon nekrozu alanlarında
ölmüş ve kapsüllenmiş parazit nodüllerinde,hidatik kistlerde kist
etrafında,eskimiş tromboz ve nedbelerde,aktinomikoz, stafilokok
granumlarında,eski apselerde,zenker nekrozu olaylarında görülür.
Kireçlenmenin olduğu bölgeler çok
serttir ve çıtırtı ile kesilir.Kalsifiye kısımlar beyaz,parlak veya gri renkte
tebeşir tozu serpilmiş gibi görülür.Bölgeleri bıçakla keserken çıtırtı sesi
alınır.
Sonu:Kireç birikintileri dokularda yaşam boyu kalır.Çoğunlukla
zararsızdır,mekanik güçlüklere neden olur.
CAİSSON HASTALIĞI:Dalgıçlarda,sünger avcılarında ve
caisson işçilerinde,denizin derinliklerinden kısa sürede su yüzüne çıkmalarıyla
vücut üzerindeki yüksek basıncın birden ortadan kalkması sonucu,fiziki kurallar
gereği kan ve doku sıvılarında sıvı halde bulunan azot,oksijen ve CO2 hemen
serbest hale gaz haline gelir. O2 ve CO2 hızla reabsorbe olabilr. Fakat N o
kadar kolay absorbe olamadığı için kanda gaz embolisi oluşr İyi koşullrda
çalışmayan dalgıçlarda ve sünger avcılarında sık görülen bu duruma Vurgun veya Caisson hast.adı verilir.
Dekompresyon hastalığı ise;hızla yüksek irtifalara çıkan
pilotlarda aynı fiziki kurallar gereği gaz embolisi meydana gelebilir.Şişman
kimselerde daha kolay oluşur.Ağrı,Felç,Ölüm olabilir.
KRİSTALLER:1)Oksaloz:Kalsiyum oksalat kristallerinin
dokularda birikmesine denir. 2)Sülfanomid
kristllri
3)Gout(Ürikozis):Dokularda ürik asit veya ürat
kristallerinin birikmesine denir.
İMMUNOPATOLOJİ(4.vize)
Bağışıklık,hastalıklara özellikle
de enfeksiyöz olanlara dayanıklılığı ifade eden bir terimdir.
DOĞAL BAĞIŞIKLIK
Canlı organizmaya giren zararlı
etkenlere karşı vücudun doğal savunma mekanizmasıdır.Edinsel bağışıklıktan
farklı olarak,canlının daha önce enfeksiyöz etkenle karşılaşmış olmasına gerek
yoktur.Doğal bağışıklık mekanik bariyerler,yangı hücreleri ve salgı ürünleri
gibi mekanizmalarla sağlanır.
1)Sistemlerle ilgili doğal savunma 2)Doğal bağışıklıkta rol oynayan
hücreler ve kimyasal maddeler
-Deri -Göz -Ürogenital sistem -Nötrofiller -Komplement -Makrofajlar
-Solunum yolları -Sindirim
kanalı -İnterferonlar -Tümör nekroz faktörü
EDİNSEL BAĞIŞIKLIK
Lenfoid hücrelerce oluşturulan bu
mekanizma özel olup,aynı etkenle ikinci karşılaşmada hastalıktan korunmada
önemlidir.İki belirgin özelliğinden biri spesifik olmasıdır.Yani antikorlar ve
lenfositler özel bir antijene karşı oluşurlar.İkincisi,hafıza özelliği olup,aynı etkenle ikinci kez
karşılaşıldığında hızlı ve güçlü bir immun cevap gelişir.
Humoral Bağışıklık:Bu
bağışıklık şekli,B hücreleri tarafından üretilen antikorlarla gerçekleştirilir
.Antijenler:Konakçıya yabancı maddelerdir.
HAPTEN:Eğer basit kimyasal maddeler,taşıyıcı bir proteinle birleşirse,bu
protein üzerinde yeni bir antijenik alan oluşturarak buna karşı antikor
üretimini sağlayabilirler.Bu tip kimyasal maddelere denir.
ADJUVANT:Bir antijene karşı gelişen antikor
cevabı,antijenin vücuda yavaş salınımını sağlayan bir taşıyıcı ile
artırılabilir.Adjuvant’lar adı verilen bu tip taşıyıcılara örnek olarak ölü
tüberküloz basili,yağlar,alum ve alüminyum hidroksit gibi maddeler verilebilir.
ANTİKORLAR:Antikorlar glikoprotein yapısında
olup,serum glikoproteinlerinin bir parçasıdırlar.Bunların IgG,IgA,IgM,IgE,IgD
olmak üzere 5 tipleri vardır.
IgG→Serumda en fazla bulunan m.o’larla savaşan,aynı zamanda ani tip
aşırı duyarlılık reaksiyonlarında rol oynayan bir immoglobülindir.
IgA→Genellikle sekresyonlarda bulunur.özellikle sindirim ve solunum
yolları mukozalarında ilk savunma bariyerini oluşturur.
IgM→En iri immunglobülin olup,antijene maruz kalındıktan sonra ilk
oluşan i.g’dir.IgG ile aynı fonksiyona sahiptir.
IgE→Mast hücreleri ve bazofillerin yüzeylerine bağlanır ve spesifik
antijenle karşılaşıldığında mast hücrelerinden bazı mediatörlerin(histamin
gibi) salınmasına neden olur.Ayrıca IgE,bağırsak helmintlerine karşı korunmada
da önemli rol oynar.
Antikorlar,ayrıca fonksiyonlarına veya in
vintro özelliklerine göre de şu şekilde sınıflandırılabilirler:
a)Antitoksinler:Bakteriyel
ekzotoksinleri(tetanoz,botulizm ve difteri) nötralize ederler.
b)Aglütitinler:Bakterileri aglütine ederek
onların yayılmasını güçleştirirler.
c)Prespitinler:Bunlar,çözünebilir proteinleri
presipite ederek onların yayılmasını ve kimysl aktivitelerini sınırlar
d)Lizinler:Komplement sistemini aktive ederek
hücrelerin ve gram(-) bakterilerin parçalanöasını sağlar.
e)Opsoninler:Bakterileri kaplayarak bunların
makrofaj ve nötrofiller tarafından fagosite edilmelerini kolaylaştırırlar.
HÜCRESEL BAĞIŞIKLIK:Bu bağışıklık şekli T hücreleri
tarafından gerçekleştirilir.T hücreleri,etkeni ve onu barındıran hücreyi direkt
sitotoksik etkiyle ya da indirek olarak lenfokinler salgılayarak yıkımlarlar.Bu
bağışıklıkta antikorlar rol oynamaz ve serumla pasif şekilde aktarılmaz.Ancak
humoral bağışıklıkta olduğu gibi bir uyarıcıya ihtiyaç vardır,spesifiktir ve
hafızaya sahiptir.→3 önemli temel özelliği
Özetle T lenfositlerce sağlanan
hücresel bağışıklık hakkında şunlar söylenebilir:
1)Bazı bakteri,virüs ve diğer m.o.’lara dayanıklılığı sağlar
2)Transplantasyon ve tümör immunitesinde rol oynar.
3)Gecikmiş tip aşırı duyarlılık reaksiyonlarından sorumludur.
(Hipersensitivite)AŞIRI DUYARLILIK REAKSİYONLARI ve HASTALIKLARI
Doku hasarına sebep olan çeşitli
reaksiyonları tanımlamak için kullanılır.4 farklı mekanizmayla oluşurlar.
Tip 1,2, ve 3 aşırı duyarlılıkta
antikor;tip 4’te ise T lenfositler rol oynar.
TİP
|
PROTOTİP
BOZUKLUK
|
I-Anaflaktik
tip
|
Anaflaksi,bazı
bronşiyal astım tipleri, Ekzama
|
II-Sitotoksik
tip
|
Otoimmunhemolitikanemi,Trombositopeni,Eritroblastozisfötalis,Transfüzyon
reak.
|
III-İmmunkompleks
hast.
|
Serum
hastalığı, Agregat anaflaksi, Artus reaksiyonu, Glomerulonefritis
|
IV-Gecikmş
tip aşırı duy.
|
Kontakt
dermatit, Tüberküloz, Tüberkülin reaksiyonu, Transplant reddi
|
Yeni Doğanların Hemolitik Hastalığı:Babanın
Rh(+),annenin Rh(-)olduğu durumlarda fötusta,babadan kalıtım yoluyla annede
bulunmayan eritrosit antijenleri oluşur.Yani fötus Rh(+) olur.Rh(-) anne,Rh(+)
yavrudan gelen eritrositlerle duyarlı hale gelir ve annede Rh(+) antikorlar
oluşur ve bu antikorlar,yavruya geçerek Rh(+) fötal eritrositlerin tahribine
neden olur.Bu hücreler annenin kan dolaşımına geçse orada antikor üretimine
sebep olurlar. Bu antikorlar kolostrum yoluyla geri gelirse,şiddetli bir hemolitik
anemi gelişir.Antikorlarn absorbsiyonu at ve domuzda süt yoluyla
olurken,insanlrda plasenta yoluyla gelişir ve bu olaya Eritroblastozis Fötalis denir
ANAFİLAKSİ:Bir immun serumun ilk verilişinden
sonra oluşan antikorların etkisiyle serumun tekrarlanan inokulasyonlarında
anafilaktik şok gelişir.Anafilaksi,anormal veya aşırı bir alerjik reaksiyon
olup,en çok parenteral ilaç veya aşı uygulamalarından sonra,bazen de inhalasyon
ya da oral yolla oluşur.
Belirtiler:Solunum güçlüğü,kan basıncında
hızlı düşüş,lökopeni ile plazmadaki fibrinojen ve komplement miktarında azalma
şeklindedir.Anafilaksi,iki farklı mekanizmayla oluşur:
1)İmmunkompleks(Agregrat) Anafilaksi:Fazla
miktarda antijenin intravenöz verilmesini takiben,akciğer kapillar yataklarında
pıhtılaşmanın artması sonucu oluşur.
2)Sitotropik Anafilaksi(IgE’lerle ilgili anafilaksi):Bu
anafilaksi şekli,mast hücreleri ile bazofillerden histamin, lökotrienler ve
vazoaktif maddelerin salınması sonucu oluşan bir kardiyopulmoner kollaps’tır.
İmmun kompleks
glomerulonefritise sebep olan bazı hastalıklar şunlardır:
-Serum Hastalığı -Paraziter hastalıklar:İnsanlarda
malarya, köpeklerde dirafilarioz
-Bakteriyel Hastalıklar:Kronik
sepsis,bakteriyel mastitisler,post streptokokkal glomerulonefrititis
-Viral Hastalıklar:Minklerin aleutian
hastalığı, feline leukemi, sığırlarda VD/MD,domuz kolerası
Gref’in Reddedilmesi:Gref reddi,T lenfositler ve bu
duyarlılaşmış lenfositlerin salgılamış olduğu mediatörler tarafından bölgeye
çekilen makrofajlar tarafından yapılır.
Transplant Reddi:Hücresel ve antikorla oluşan
reaksiyonları içeren bir olgudur.
Grefe karşı konakçıda oluşan klinik belirtiler:Büyüme
yetersizliği(kavrukluk),ishal ve zayıflama olup,otopside ise lenfoid olup
dokularda boşalma ve hepato-splenomegali vardır.Ayrıca miyokard,bağırsak
mukozası,karaciğer ve diğer organlarda makrofaj infiltrasyonları görülür.
OTOİMMUN HASTALIKLAR
1)Otoimmun hemolitik anemi
2)Antiglomeruler bazal membran glomerulonefritis(Goodpasture
sendromu)
3)Allerjik ensefalomiyelitis 4)Otoimmun
tiroiditis 5)Lupus
eritmatozus
6)İmmun kompleks konjuktivitis
7)İdiyopatik polinöritis 8)Myastenia
gravis
9)Pempigus:İnsan ve köpeklerde deri ve müköz
membranlarda bullöz lezyonların oluşumu ile karakterize bir grup hastalığa
verilen isimdir.Pempigus vulgaris;köpek,kedi ve insanlarda görülen,deri ve
müköz membranların otoimmun bir hastalığı olup,bullalar epitel hücrelerinin
birbirleriyle olan bağlantılarının kaybı ve akantozis sonucu gelişir.Pempigus
foliaseus,yüzde ve kulaklarda bullaların oluşmasıyla karakterize bir pempigus
çeşididir.Bullalar,str.corneumun hemen altında gelişir ve bunlar kabuklaşıp
kılların dökülmesine neden olur.
HÜCRE BÜYÜMESİ VE FARKLILAŞMASI BOZUKLUKLAR
-Aplazi(agenezis) -Hipoplazi -Atrofi -Hipertrofi -Hiperplazi -Metaplazi -Displazi
APLAZİ(AGENEZİS):Bir organın intrauterin dönemde
tamamen ya da tamama yakın şekillenmemesine denir. Organ ya yoktur (agenezis)
veya rudimenter bir yapı halindedir (aplazi). Aplazi;böbrek,adren ve testis
gibi çift organlarda da görülür.
HİPOPLAZİ:Bir organın fötal gelişiminin
normal olmaması sonucu doğuştan küçük şekillenmesine denir.Çift organlarda olduğu
gibi vital tek organlarda da görülür.
ATROFİ:Gelişimini tamamlamış
hücrelerin küçülmesi veya sayılarının azalması sonucu organ ve dokuların
sonradan küçülmesine atrofi denir. ŞEKİLLERİ:
1)Fizyolojik Atrofi:Yaşam süresinde belirli dönemlerde
bazı organ ve dokuların atrofiye uğramasıdır.Pubertada timus ve lenf
düğümlerinin atrofiye uğraması,doğumdan sonra uterusun ve laktasyondan sonra
memelerin küçülmesi,menapozdan sonra kadınların genital organları,yaşlı
erkeklerde testislerin atrofiye uğraması örekleri verilebilir.(Lokal)
-Yaşın ilerlemesiyle birlikte parankim
hücrelerinin yavaş yavaş kaybolması sonucu oluşan ve ileri yaşlarda görülen
atrofiye Senil atrofi denir.Genel
atrofi grubuna girer.Öncelikle genital organlar atrofiye olur ve bunu kaslar,kemikler
ve en son olarak da sinir sistemi atrofisi izler.
2)Patolojik Atrofi:Yaygınlığına göre genel veya lokal
olur.Sebeplerine göre şöyle sınıflandırılır:
●İnaktivite atrofisi ●Hiperfonksiyon atrofisi ●Endokrin atrofi
●Vasküler atrofi ●Açlık(Kaşeksi)
atrofisi
●Basınç atrofisi ●Yağların seröz atrofisi
SONUÇLARI:●Atrofiye
uğrayan organ veya dokunun fonksiyon yeteneği azalır.Beyinde nöronların
rejenerasyon yeteneği yok,kas hücrelerinin ise çok kısıtlıdır.Bu nedenle bu
dokularda atrofi gerileyemez ve organ normal fonksiyon gücünü yeniden
kazanamaz.Böylece organın bir bölümü veya tümü küçülmüş olrk kalır.
●Atrofiye uğrayıp gözden silinen
hücrelerin yerini yağ dokusu alabilir.
●Küçülen veya yok olan parankim
hücrelerinin yerini bağ dokusu doldurabilir
●Merkezi sinir sisteminde ise
nörönların yerine glia hücreleri geçer,buna gliozis adı verilir.
●Atrofiye olan hücrelerin
stoplazmasında lipofuksin pigmenti birikebilir.
●Atrofiye uğrayan yağ dokunun
yerinde jelatinöz görünüm oluşur.
HİPERTROFİ:Bir organ veya dokuda hücrelerin
hacimlerinin artmasıyla mey. gelen büyümeye denir.Her dokuda görülmesine
karşın, en iyi şekilde kolaylıkla yerine konmayan hücrelerin oluşturduğu
dokularda görülür.
Sebepleri: ●Hormonal hipertrofi ● Kompenzasyon(Adaptasyon)hipertrofisi
→Sebep ortadan kaldırıldığında hipertrofi
durur ve hatta gerileme olabilir.
HİPERPLAZİ:Bir organ veya dokuda hücrelerin
sayıca artmasıyla mey. gelen büyümeye denir.
Hiperplaziyi oluşt. Nedenler: ●Kronik
irritasyonlar ●Kronik
enfeksiyonlar ● Hormonal sebepler
→Hiperplazi olayı sebep ort.
kaldırıldığında geriye dönebilir,ancak bazen tümörlere dönüşme olasılığı
vardır.
METAPLAZİ:Bir dokuda tamamen
farklılaşmış,olgun hücrelerin kökeni aynı olan başka hücrelere dönüşmesine
denir.Hiperplazide old. gibi metaplazi de kontrollü bir hücre büyümesidir.
Metaplazi oluş. Etkili Nedenler: ●Fonksiyon
değişiklikleri ●Kronik
irritasyonlar ●Kronik enfeksiyonlar
●Vitamin A eksikliği ●
Östrojen
→Metaplazi olayı,reverzibl’dır ve
özellikl epitel dokudaki metaplaziler,etki ortadan kalkınca eski halini
alabilir.
DİSPLAZİ:Hücre ve dokuların bozuk ya da
anormal gelişimini ifade eder.Displazi sebep ortadan kaldırıldığında geriye
dönebilse de bazen tümöre dönüşebilir.
ANOMALİ:Gelişim ve büyümede olan bozukluklar sonucu vücut ve organların
normalden ayrı bir yapılışta olmasıdır.Eksojen faktörl. bağlı olarak ontogenez
sırasında rastlanan gelişim bozukluklarıdır.
Anomali Patogenezi İçin Uygun Muayene Metodları: 1)Biyokimyasal
ve immünolojik incelemeler
2)Makroskobik,histopatolojik ve elektron mikroskobik
incelemeler 3)Kromozom analizleri
4)Melezleştirme denemeleri
5)Bir türün birkaç
generasyonu üzerinde anamnestik ve istatistik araştırmalar
6)Farklı gebelik dönemlerinde teratojen maddelerin deney
hayvanlarına verilmesi
ANOMALİLERİN ETİYOLOJİSİ
1)Eksojen:çevreye bağlı(peristatik)
faktörler
2)Endojen:Kalıtsal faktörler a)Gametopatiler b)Genetik
bozukluklar
1)EKSOJEN FAKTÖRLER:A)Fiziksel faktörler B)Teratojenik
ilaçlar dahil olm. üzere kimyasal faktörler
C)Viral
enfeksiyonlar D)Alimenter faktörler E)
Hormonlar F)Antikor
Gelişim bozuklukları meydana gelişlerine göre 4’e ayrılır:
1)Fazla ya da çift şekillenme halinde olan anomaliler 2)Noksanlık
halinde olan gelişim bozuklukları
3)Organlarda yarık şeklinde olan ve diğer organların kaynaşması
şeklinde görülen gelişim bozuklukları
4)Soya, ataya çekmeyle ilgili (Atavismus) gelişim bozuklukları
Anomali çeşitleri:
1)Tek organizma anomalileri
a)Vücudun tümünü kapsayan b)Baş ve boyun c) Gövde
d)Ekstremite f)Doku
-Nanosomie(cücelik) -Acranie -Fissura abdominalis -Amelie -Teratom
-Gigantismus(dev gibi büyüme) -Anencephalie -Schistosoma reflexum -Monobrachie -hamartie
-Situs inversus(ters durum)
-Hemicephalie -Perocormie - Phocomelie -Choristie
e)Büyük parankim
organları -Hemicranie -Sirenomelie -Polydactylie
-Böbrek kistleri -Cyclopie -Torticollis -Adactylie
-Kolon
aplazi ve hipoplazi
2)İkizlik
anomalileri 3)Üçüzlük anomalileri
TÜMÖRLER
TÜMÖR:Organizmada ur,blastom,neoplazma gibi hücre üremelerinin meydana
getirdiği oluşumlardır.
TÜMÖR:Organizmada amaçsız,sınırsız ve kontrolsüz olarak üreyen,hiçbir
faydalı fonksiyonu olmayan ve köken aldıkları hücrelere belirli bir benzerlik
gösteren, gelişmeleri için belirli bir neden bulunmayan hücrelerin meydana
getirdiği yeni oluşumlardır.
Biçimlerine göre sınıf:-Siğilimsi –Mantarımsı –Villöz -Spinöz-Boynuzumsu–Polipoid
–İnfiltratif-Ekspansif
Yayılmaları:Tümörler çevre dokulara sınırlı
veya sınırsız yayılma gösterir.Sınırlı yayılma göstermelerine ekspansif yayılma,sınırsız yayılma
göstermelerine infiltratif yayılma
denir.
Tümörleri iyi veya kötü tabiatlı olması:İyi
huylu tümörler,ekspansif büyüyen ve az zararlı olan tümörlerdir. Operasyonla
alınabilirler.Ama bazıları yine de zararlıdır.Malign tümörler ise infiltratif
karakter gösterir.Bu sebeple metastazlar meydana getirirler. Bu yönden benign
tümörlerden çok daha zararlıdırlar.Malign tümörler yalnız bulundukları
organlara fonksiyon yönünden zararlı olmazlar.Madde değişimleri sonucu meydana
gelen birçok artıklarını da dokulara bırakırlar.Tümörler, parçalayıcı
özellikleri ile dokularda parçalanma meydana getirir.Ölen tümör hücreleri
yabancı albüminli madde etkisi göstererek hemolize ve anemiye sebep olur.Ayrıca
organların fonksiyonu azalır.Bazen de tümörler bulundukları organın
fonksiyonunu arttırırlar.
Sonuç olarak; İster iyi, isterse kötü tabiatlı
olsun tümörler organizmaya zarar verirler ve organizmada bir parazit gibi
yaşayarak fizyolojik fonksiyonu da bozarlar.
TÜMÖRÜN SEBEPLERİ: 1)Doku teorisi→a)Embriyonal
dokuların yerini değiştirmesi teorisi
b)Post embriyonel dokuların yerini
değiştirmesi
2)İç sebepler 3)dış
sebepler
-İnviduel dispozisyon -Yaş dispozisyonu
-İrritasyon teorisi -Paraziter sebepler
-Cins ve organ dispozisyonu -Kalıtım -Fiziksel
etkenler -Kanserojen
m.o.lar ve mantarlar
-Tümörlerin
mey. gelm. rol oynayan kimyasal etkenler
TÜMÖRLERİN SINIFLANDIRILMASI
1)Mezodermal dokulardan köken alan tümörler 2)Epitelyal kökenli
tümörler
a)Benign
mezenşimal tümörler
a)Epitelyal dokusunun iyi
huylu tümörleri
-Fibrom
-Mikzom -Lipom -Papillom -Adenom
-Ksantom -Kondrom
-Osteom
b)Epitelyal dokusunun malign
tümörleri
b)Malign mezenşimal tümörler
-Yassı hücreli kanser -Bazal
hücreli kanser
-Fibrosarkom -Lenfosarkom
-Osteosarkom -Silindirik
hücreli kanser -Adenokarsinom
-Mikzosarkom -Liposarkom
-Retikulum hücreli sarkom 3)Karışık Tümörler
a)Mezodermal kökenli karışık tümörler
b)Epitelyal kökenli karışık tümörler
c)Teratom
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder