TAVUK KOLERASI (Fowl
cholera, Gerflügelcholera, Pasteurellose Aviaires)
•Tavuk kolerası evcil ve yabani kanatlıların perakut,
akut, septisemik, kronik olarak
seyreden bulaşıcı ve öldürücübir hastalığı olup, genellikle, yüksek morbidite
ve mortalite ile karakterize olur.• Etiyoloji
• Pasteurella multocida
•Gram negatif,
•hareketsiz
•çomak
•Taze olarak izole edilen kültürler, özellikle, infekte
dokular ve kandan yapılan preparatlarda tipik bipolargörünüme sahiptirler.
•Etken spor oluşturmaz ve kapsüllüdür. •aerobik veya
fakültatif anaerobik
•katı besiyerlerinde Mucoid (M-), Smouth (S-), Fluoresans
(F-) ve Rough (R-) olmak üzere başlıca 4 koloni tipi oluşturur.•Mikroorganizma
alışılmış dezenfektanlar, güneş ışığı, kuruma ve sıcağa karşı duyarlıdır.
•Etken yarı katı jelöz içerisinde 4-6 hafta kadar
saklanabilir.
•Hayvan kadavralarında 2-3 ay, kan içinde 6-10 gün ve buz
içerisinde 14 gün kadar virulansını koruyabilir.
•Liyofilize edilmekle 10 yıl, -20 °C'de de 6 ay kadar
saklanabilir.
•M-, ve S-koloni formuna sahip virulant suşların saklanması
için kanın dondurulması en uygun yoldur.
•Etkenin liyofilize edilmesinde serum ve yağsız süt gibi
maddeler katılması önerilir. Etken genellikle, 60 °C'de 10, %0.5 fenol
içerisinde 10, %0.1 süblime de ve %3.5 kreozolde 5 dakikada ölür. Hayvan
pasajları etkenin virulansını artırır. Geniş spektrumlu antibiyotiklere ve
sülfanamidlere de oldukça duyarlıdır.•Bu mikroorganizma geniş bir hayvan
topluluğunu infekte edebilmesine rağmen, genel olarak, kanatlı orijinli olmayan
konakçılardan izole edilen suşlar kanatlı kolerasını meydana getirmezler.
Kanatlı kolerasınıoluşturan suşlar bir derece immunotip özellik taşırlar
.• Epizootiyoloji
•Tavuk kolerası sıcak ve ılık yağışlı ülkelerde daha çok
görülür.
•Hastalık enzootik bir seyir takip ederek kanatlılar
arasında büyük ekonomik kayıplara yol açar.
•Hastalığa birçok kanatlı hayvan duyarlıdır. Ancak hindiler
tavuklara, ergin tavuklar gençtavuklara ve tavukların bazıırkları da diğer
tavuk ırklarına oranla çok daha fazla duyarlıdır.
•Tavuk kolerası daha çok tavuk, ördek, hindi, kaz gibi evcil
kanatlılar ile sülün, keklik gibi av kuşlarında görülür. Serçe ve güvercinler
deneysel infeksiyonlara çok duyarlıdırlar.•Bulaşma sindirim, solunum, deri,
konjunktiva yolu ile olabilir.
•Hastalıktan kurtulan veya gizli infekte olan kanatlılar
yaşlı hindi ve tavukların dışkıları ve ağız salgıları ile mikrop çıkartmak
suretiyle infeksiyonun bulaştırılmasında önemli rol oynarlar.
•Hastalık etkenine sağlam hayvanların yutak, larinks ve sindirim
sistemlerinde fakültatif patojenik olarak rastlamak mümkündür.
•Yorgunluk, açlık, susuzluk, fena bakım-besleme, soğuk,
rutubetli ortam, kafeslerin dar oluşu ve mevsim değişiklikleri gibi doğal
direncin kırıldığı durumlarda mikroorganizma üreyerek dokuları istila edip,
hayvanları hastalandırır.
• İnfeksiyonun çıkış ve yayılmasında insektaların, serçe,
karga, atmaca, akbaba, güvercin gibi yabani kanatlıların rolübulunmaktadır.
•Ayrıca etkenin virulansının ve konakçı duyarlılığının da
bulaşma ve yayılma üzerine etkisi vardır.•Gerek sindirim sisteminden giren ve
gerekse larinks ve farinks mukozasında bulunan mikroorganizmalar, buralarda
üredikten sonra mukozaları geçerek kan dolaşımına ulaşırlar.
•Kanda septisemi tarzında çoğalarak tüm organ ve dokulara yayılırlar.
•Kan damarlarının cidarlarında da zedelenmeye neden olan
hastalık etkenleri kanın dışarı sızmasına yol açmak suretiyle tipik bir
hemoraji tablosu oluştururlar.
•Hastalığın hafif olarak seyrettiği durumların çoğunda
kronik tablo ortaya çıkar.
•Hastalık etkeni doku ve organlardan başka eklem, sakal,
ibik, kulak ve yumurtalıklara lokalize olabilir.
•Deneysel olarak mikroorganizmanın kültürleri veya hasta
hayvanların kanı duyarlı kanatlı hayvanlara subkutan veya intramusküler olarak
verildiğinde ölüm meydana gelir.
•Laboratuvar deneme hayvanlarından fare ve tavşanlar bu
mikroorganizmaya karşı çok duyarlıdırlar. Kanatlı hayvanlardan güvercin ve
serçeler deneysel infeksiyonlara oldukça duyarlıdırlar.• Semptomlar
•Hastalığın inkübasyon süresi kısadır. Fakat bu süre etkenin
virulansına, bulaşma yoluna, konakçının duyarlılığına ve hazırlayıcı faktörlere
göre değişebilirse de ortalama 1-3 gündür.
•Bakımsız ve özellikle, A vitamini noksanlığı gösteren
hayvanlar hastalıktan çok etkilenirler.
•Tavuk kolerası perakut, akut, subakut, kronik veya lokalize
bir seyir gösterir.
•Akut olgularda kanatlıların ölmesi hastalığın ilk belirtisi
olabilir.
Şekillenen lezyonların çoğunun vasküler bozukluklarla ilgili
olduğu ortaya konulmuştur. Özellikle, şekillenen hiperemi, karın boşluğunda
bulunan bağırsak damar cidarlarında daha da belirgindir. Peteşiyel ve ekimotik
hemorajiler, özellikle, subepikardiyal ve subserozal kısımlarda oldukça
yaygındır.
•Peritoneal ve perikardiyal sıvılarda sık sık artış gözlemlenir.
•Karaciğerde ödem şekillenebilir ve üzerinde multiple küçük
nekrotik odaklar dikkati çeker.
•Pneumoni de şekillenebilir ve özellikle, hindilerde daha
dikkat çekicidir.
•Kronik olgulardaki belirtiler ve lezyonlar, genellikle,
infeksiyonun lokalizasyonu ile ilişkilidir.
•Sternal bursa, sakal, eklem, tendo kılıfı ve ayak tabanı,
genellikle, fibrinosuppuratif eksudat birikmesinden dolayı şişmiştir.• Perakut
form: Hastalık hiçbir klinik belirti göstermeksizin ani ölümlerle
• Akut ve subakut form: Ateş, depresyon, durgunluk,
iştahsızlık, titreme, tüylerin kabarması, uyuklama, solunum sayısının artması
ve ağızdan
mukoid bir akıntının gelmesi gibi genel belirtiler yanısıra
yeşil bir ishal, ibik ve sakalların morarması gibi tipik belirtiler dikkati
çeker. Mortalite %10-100 arasında değişmektedir.• Kronik form: İnfeksiyonun
kronikleştiği durumlarda hasta hayvanlar uzun süre ayakta kalırlar. Mortalite
oranı düşüktür. Mikroorganizma birçok doku ve organlara yerleşerek ürediği için
çeşitli lokalize lezyonlar şekillenir.
• a) Nezlevi şekil: Lezyonlar, genellikle, burun ve
sinuslarda yerleşmişlerdir. Hayvanların başı şişkin, ağız ve burundan kirli
akıntılar gelir. Eksudatif konjunktivitis ve farinjitis de şekillenebilir.
• b) Otitis şekli: Lezyonlar çoğunlukla orta kulak ve
beyinde şekillenir. Hayvanlarda tortikollis sonucu boyun çarpıklığı ve denge
bozukluğu ortaya çıkar.
• c) Deri şekli: Lezyonlar sakal ve ibiklerde meydanagelir.
Sakallarda oluşan ödemler başlangıçta sıcak ve ağrılı olup, sonraları soğur ve
sertleşir.
• d) Artiritis şekli: Lezyonlar kanat ve bacak eklemlerinde
lokalize olur. Eklemlerde ödemler şekillendiğinden hayvanlarda topallık
gözlenir.
• e) Peritonitis şekli: Yumurtalık ve içorganlardaki yangı
sonucu lezyonlar oluşur. İştahsızlık ve zayıflama ile birlikte yumurtlayan
hayvanlarda yumurta veriminin düşmesi dikkati çeker
.•Nekropside, perakut şekilde yaygın bir hemorajiden başka
bir şey görülmez.
•Akut ve subakut formlarda ise; kalpüzerinde ekimozlar ve
bağırsaklardaülserler görülür.
•Karaciğer koyu renkte olup üzerinde toplu iğne başı
büyüklüğünde yaygın nekrotik odakların şekillendiği dikkati çeker.
Yumurtalıklar yer yer yırtılmış ve solgun bir renktedir.
• Teşhis
• 1-Klinik ve nekropsi bulguları: İnfeksiyonu klinik ve
nekropsi bulgularına göre teşhis etmek oldukça güçtür. Zira, benzer bulgular
ile seyreden birçok hastalık ile karıştırmak mümkündür. Bunlar arasında
Botulismus, Hemorajik enteritis, Newcastle, Tavuk çiçeği,
Psittakozis/Klamidiyozis, İnfeksiyöz koriza, Tavuk tifosu, CRD, Adeno virus
infeksiyonları, A Avitaminozis veToksikasyonlar gibi hastalıklarbulunmaktadır.
• 2-Laboratuvar muayeneleri: İnfeksiyonun kesin teşhisi için labarotuvara
yeterli sayıda hasta hayvan ve kan frotileri gönderilir.
•Kesin teşhis için laboratuvara hasta ve yeni ölen
hayvanların gönderilmesi gerekir. Canlıhayvanlar klinik olarak muayene edilir
ve hastalığın çeşitli seyirlerine göre oluşacak semptomlar yönünden incelenir.
İncelendikten sonra kesilerek nekropsi uygulanır ve marazi madde alınarak gerekli
işlemler yapılır. Aynışekilde ölühayvanlar üzerinde nekropsi yapılarak organ ve
dokulardaki bozukluklar gözden geçirilerek değerlendirilir.• a) Bakteriyoskopi:
Nekropsi yapılan hayvanların kalp kanıve organlarından preparatlar hazırlanarak
Giemsa boyama yöntemi ile boyanır ve mikroskop altında bipolar
mikroorganizmaların gösterilmesi ile muhtemel teşhis konulabilir.
• b) Kültür: Nekropsi sonucu alınan marazi maddelerinden
sıvı ve katı besiyerlerine ekimler yapılır ve üreyen koloniler P.multocida
yönünden incelenerek identifikasyona
gidilir.
• c) Seroloji: Hastalığın serolojik teşhisinde pasif
hemaglütinasyon testinden yararlanılabilir. Bu test, özellikle, serotip
tayininde önem taşır.
• d) Hayvan deneyi: Alınan marazi maddelerden hazırlanan
emülsiyondan direkt olarak veya besiyerlerine ekim sonucu üreyen
mikroorganizmadan güvercin, fare ve serçe gibi deney hayvanlarında deneysel
infeksiyon oluşturulur.
Deneysel infeksiyon sonucu ölen hayvanlardan tekrar
etken izolasyon ve identifikasyonu yapılarak teşhis
kesinleştirilir.• Sağaltım
•Hastaların sağaltımında sulfanamidler ve antibiyotikler
yaygın olarak kullanılır. Ancak, erken tedavi ve yeterli doz uygulaması
önemlidir.
•Antibiyogram testinin yapılması ilaçseçiminde, genellikle,
yardımcı olur. Sulfakinoksalin sodyum, sulfamethazin, sulfadimetoksin ve sodyum
sülfamerazin gibi ilaçlar, genellikle, mortaliteyi kontrol altına alırlar.
Ancak, bu gibi sülfa grubu ilaçlar yetiştiricilikte tedbirli bir şekilde
kullanılmalıdırlar.
•Yüksek düzeyde tetrasiklinin yemlere %0.04 katılması ile
veya bu ilacın parenteral kullanılması ile olumlu sonuçlar alınmaktadır. Kas
içi uygulanan penisilin, genellikle, sülfa dirençli infeksiyonlar için etkili
olmaktadır.
• Koruma ve Kontrol
• İyi bakım ve işletme yönetimi hastalığı önlemek için
önemlidir.
•Hastalıktan korunmak amacı ile hindiler tavuklardan ayrı
yerde yetiştirilirler.
•Yaşlı tavuklarla gençler bir arada bulundurulmaz.
•Hastalıktan şüphelenildiği durumlarda gerekli sanitasyon ve
medikasyon işlemlerine başvurulur.
•Kümeslerde çok iyi dezenfeksiyon yapılmalıdır.
•Yem ve sulara antibiyotik ve sulfanamid katılmasıyanısıra A
vitamini takviyesi yapılır.
•Rinitis, topallık, zayıflama, ishal, tüylerin kabarması,
iştahsızlık ve yüzün şişmesi gibi klinik belirti gösteren hayvanlar kümesten
çıkarılmalıdır. •Kümese dışarıdan kontrol edilmemiş hayvanlar sokulmamalı ve
mevsim değişikliklerinde, özellikle, soğuk havalarda veya stres faktörleri
olabilecek koşularda hayvanlara iyi bakım yapılmalıdır.
•Kümesler, suluklar ve yemlikler daima temiz tutulmalıve
hastalık görüldüğünde iyice dezenfekte edilmelidir.
•Diğer taraftan yabani kuşların kümeslere ve yemliklere
girip ulaşmasına engel olunmalıdır.
•Aktif bağışıklık için canlı ve ölüaşılar hazırlanmıştır.
Özellikle, mineral yağlı adjuvantlı bakterinlerin etkili
olduğu bildirilmektedir. Otojen bakterinler, polivalan bakterinlerin etkisiz
kaldıkları durumlarda kullanılabilir. Attenue edilmiş aşılar hindilerde içme
suyuna katılmak suretiyle ve tavuklarda kanat zarına batırmakla uygulandığında
yararlı olmaktadır. Ancak canlı aşıların sadece sağlıklı sürülerde
kullanılmasıtavsiye edilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder