12 Haziran 2012 Salı

Histoloji - Giriş


lHİSTOLOJİ
lHücre=Cell (Biyolojik)
lİlk defa 1665 yılında Robert Hooke, şişe mantarında gördüğü yapılara odacık anlamında cellula isimlendirmiştir.
lOrganizmanın özel yapı ve fonksiyona sahip olan dış ortamdan aldığı maddeleri özümleştiren (asimilasyon) ve bölünüp çoğalabilen (proliferasyon) en küçük canlı birimine hücre denir.
    Yani;
lYaşamın en küçük birimi. Yaşayabilen en küçük birim.
l“Yaşam” nedir? Yanıt zor... Protoplazma içinde devam eden kimyasal olayların bir belirtisi…
●Üreme (seksüel/aseksüel)
●Büyüme ve Gelişme 
●Enerjiden yararlanma (Katabolizma↔Anabolizma=METABOLİZMA)
●Çevre şartlarına yanıt
●Homeostazis (?)
●Adaptasyonlar
lHücre Büyüklüğü
  Memeli Hücreleri ortalama 7-50 mikrometre olabilir. Sinir hücreleri ve ovum daha büyük hücre tipleridir. Örneğin: Memeli ovumu 200, kurbağa ovumu 2000 ve kanatlı ovumu 40.000 mikrometre olabilir.
  Sinir hücrelerinin aksonu hesaba katılırsa 1,5 metreyi bulabilir. N. vagus gibi.
lHücre Şekilleri
lHücreler fonksiyon ve bulundukları yerlere göre değişiklikler gösterebilirler. Bez epitel hücresi salgı durumuna göre uzar veya kısalabilir. Akyuvarlar damar duvarından geçerken uzar kısalırlar.
lYassı, kübik, prizmatik, pramidal, oval, yuvarlak, mekik, iplik veya yıldız şekilli olabilirler.
lPeparatlarda normal yapılarından farklı olabilirler
l
lHücre Tipleri
lÖkaryotik hücre=(Eukaryotic Hücre, ökaryotlar)
    Genetik materyali çekirdekte taşırlar
lYüksek sınıf organizmalar (memeliler ve diğer vertebralılar, insektler vb.)
lİnsan
lFare
lDrosophilia melanogaster (Meyve Sineği)
lCaenorhabditis elegans (C. Elegans, toprak solucanı)
lProkaryotik hücre=(Prokaryotic Hücre, prokaryotlar)
    Genetik materyal sitoplazmada serbesttir
lVirus, Bakteri ve Cyanobacteria (mavi-yaşil alg) v.s.
l
lHücre Anatomisi
lHücre=Protoplazma


SİTOPLAZMA      ÇEKİRDEK=Nukleus
SİTOPLAZMA(Cytoplasm):
l
lTemel Plazma=Sitozol (Cytosol)
l
lŞekilli Unsurlar
lTemel Plazma=Sitozol
-Sitoplazmada bulunan ve şekilli unsurların  arasını dolduran pelte kıvamlı (kolloidal) yapı. Su aldığı sürece sol haldedir. Su kaybederse gel hale geçer. Bu durum sürekli olursa ölüm şekillenir.
-Yaklaşık %90 sudur. Protein (enzimler-yapı taşları),  lipidler ve karbonhidratlar, metabolik ürünler, amino asitler, co-enzimler, ATP, ADP, pH düzenleyici katyon (K, Mg, Ca) ve anyonlar (CO3,PO4), iz elementler ve oksijen bulunur.
l
l
-Temel Plazma (=Sitozol) da proteinlerin önemi büyüktür.
- Proteinler globüler (Yumaklanmış) veya ipliksel olabilirler. Bazıları;
-Mikroflamanlar-Mikrotubuluslar (iplikçik ve borucuk oluşturabilirler)= Hücre İskeleti, Hücreye şekil verirler.
l
lZar (Membran) sistemleri
-Elementer membranlar da denir (globuler protein+lipid=Lipoprotein). Bütün membransel organellere köken teşkil ederler (Ünit membran=birim membran).
l
lUnit membrane
lMembranların Sandviç Modeli
lMembranların Sıvı Mozaik Modeli
l
lFreeze fracture
lMembran Proteinlerinin Hareketi
lÖkaryotik Hücrenin Anatomisi
lSitoplazma
lOrganeller
lRibozom
lGolgi apparatı
l
lSitoplazmanın Şekilli Unsurları
Membransel organeller
(Biyolojik membranlar) :               
- Hücre zarı 
- Ergastoplazma (ribozom ve
  endoplazma retikulumu)
- Golgi aygıtı
- Lizozomlar
- Mikrocisimler
- Mitokondriyonlar
lI) Hücre Membranı (Hücre zarı=Plasmalemma)
lÜnit membran yapısındadır, ancak diğer membranlardan daha fazla kolesterol içerir
lHücrenin tüm fonksiyonel komponentlerinin çepeçevre sarar.
lDışardan gelen uyarıları alır veya reddeder (Reseptör).
lÇift lipid katmandan oluşur. Fosfolipidler 2 yağ asidi ve bir fosfat grubundan oluşur. Yağ asitleri doymuş ya da doymamış olabilir.
lSuda çözünmez.
lGömülü transmembran proteinler içerir.
lMarker (hücreyi tanıtıcı) olarak yüzey karbonhidratları içerir.
l
l
l
l
lHücre membranını dıştan glikokaliks denen karbonhidrat yapısında örtü çevirir. Karbonhidratların bir bölümü protein moleküllerine, diğerleri ise lipidlere bağlıdır. Proteinlere bağlı olanlar oligosakkarit ise glikoprotein; polisakkarit ise proteoglikan şekillenir. Dış katmandaki bazı lipidlere bağlı olan oligosakkaritler ise glikolipid yapıları oluşturur.
lGlikoprotein yapımı granüler ER’de, proteoglikanlar ve glikolipidler ise Golgi aygıtında olur. Sentezlenen bu maddelerin bir kısmı membran yapımında bir kısmı da hücreler arası temel doku sentezinde kullanılır.
lGlikokaliks’teki sialik asit negatif elektrik yüküne sahiptir. 
lCanlı organizmada glikokaliks hücreye antijen özelliği verir.
l
lMembran Komponentleri
l
lMembran Proteinleri:
       Hücre membranında çok sayıda özelleşmiş proteinler vardır. İşlevleri:
1)Membranın bir tarafına madde taşımak (Transport proteinleri)
2)Dış uyaranlara karşı aracılık ederek hücrenin davranışını belirlemek (Reseptörler)
3)Membranın yapı taşı lipidlerin sentezlenmesine yardımcı olmak
l
l
l1) Transport Özelliğindeki İntegral Proteinler
lBu proteinler enzim özelliğinde olmakla birlikte, ilgi duydukları maddeleri değişikliğe uğratmazlar sadece taşınmalarını sağlarlar. Madde transportu membranların geçirgenliğinin artması demektir; enzim özelliğinde olan bu tip taşıyıcı proteinlere permeaz’lar da denir. 
lPasif Transport
l




b) Kolaylaştırılmış Difüzyon (Transmembran proteinleri görev alırlar):
Kanal Proteinleri ve Taşıyıcı Proteinler
i) Kanal Proteinleri
Daha çok katyonik (H, Na, K ve Ca) iyonların transportunda görevlidirler. Bu elementlerin geçişi için kanal oluştururlar. Kanalların açılması için, bölgede toplanan iyonların oluşturduğu elektriksel uyarım gereklidir. Her iyon için özelleşmiş
kanallar vardır.
lii) Taşıyıcı Proteinler
l
lKolaylaştırılmış difüzyon=
Taşıyıcı Proteinler
lAktif Transprt
lMetabolik enerji kullanımı zorunludur
lNa+K+ Pompası,
lAz yoğun ortamdan çok yoğun ortama madde geçişi için enerji kullanımı söz konusudur. Na+ hücre dışında, K+ ise hücre içi daha yoğun bulunan bir maddedir. Na+’un hücre dışına, K+ hücre içine verilmesi aktif transport ile olur.
lGlukoz hücrelerarsı dokuda fazladır ve kolaylaştırılmış difüzyonla hücreye alınabilir, buna karşın barsak kanalı ve böbrek kanalcıklarında hücre dışı glukoz daha azdır ve glukozun alınımı enerji gerektirir. 
lAktif Transport:
Na+-K+ ATPase
l
l2) Reseptör Özellikli İntegral Proteinler
lBir kısmı hormonların hücre yüzeyine bağlanmalarını sağlar ve sitozolde bazı reaksiyonların oluşmasına yol açarlar. Örneğin; adrenalin bağlanırsa glikojen glukoza parçalanır, bağlanan insülin ise glukoz hücre içine girer.
l
lDiğer reseptörlerden bazıları ise sinirsel uyarıcılar (Nörotransmitter) ile etkileşirler
  
    Kas tellerinin sinir sonu ile temasa gelen kısımlarında (motor plak) çok miktarda reseptörler vardır ve bunlar Ca++ iyonlarının etkimesiyle açılırlar. Açılan reseptörler aracılığı ile sinir uçtan asetilkolin gibi nörotransmitterler bu aralığa (synaps) dökülür ve kas teli yüzeyindeki Na+ iyonu kanallarına bağlanır. Böylece aralıkta bol miktarda bulunan Na+ kas hücresine girer ve elektriksel uyarıma yol açar.
 
  Hücre zarında bu tipte birçok kimyasal uyaranı bağlayan çok sayıda reseptör bulunur.
l3) Gerçek Enzim Özelliğindeki İntegral Proteinler:
l
  Membranlara gelen birçok maddeden yeni yapılar sentezlenmesinde görev alırlar. Örneğin yağ asitlerinden lipidlerin sentezlenmesi gibi. Bu tip proteinler sadece hücre membranında değil tüm biyolojik membranlarda bulunur.
lHücre Yüzeyinin Uğradığı Morfolojik Değişiklikler:
1)Madde Alışverişini Sağlayan Değişimler
a) Mikrovilluslar: Evaginasyon ile şekillenirler: Boyları 1 mikrondan daha küçüktür. Barsak, böbrek prox. tubulus hücreleri vs. de bulunur. Hücre yüzeyini genişletirler. Her bir mikrovillus içinde 20-30 adet aktin flamanı vardır. Bu flamanlar  protein molekülleri ile demet oluştururlar ve sitoplazma tarafında terminal web denen kısma tutunurlar. (Fırçamsı kenar).
l
l
lTitrek tüyler (Cilia) ve Mikrovilluslar
l
lb)Endositoz (endocytosis)
-Pinositoz (Pinocytosis)
-Fagositoz (Phagocytosis)
lPinositoz (Pinocytosis):
lReseptör Aracılı Endositoz (Receptor-Mediated Endocytosis)
l
lTransferrin reseptörleri
lLow-Density Lipoprotein (LDL) Reseptör (Düşük yoğunluklu lipoprotein)
lFagosiztozis (Phagocytosis)
    1)Şemotaksis             2)Tutunma (Adherence)         3)Psöydopod oluşumu            4)Fagozom oluşumu 5)Phago-lizozom oluşumu
l
lEkzositoz
lParçalanmış maddeler veya veziküler oluşumlar ya da salgı granülleri sitoplazma içerisinde membran ile çevrili haldedir. Bunlar dışarı atılacakları zaman, bunların membranları ile hücre membranı temasa gelir ve temas yerindeki  membran yırtılır ve böylece içerik dışarı atılır. Bazı salgılar zymogen granül denen inaktif formda atılır (Pankreas salgısı).
l2) Hareket Sağlayan Değişimler:
   A)  Yalancı ayaklar (Pseudopodium). (protozoanlarda=amip). Kalıcı değildir. Organizmada bu tip hareketi makrofaj, mikrofaj ve daha az T lenfositler yapar.
l
lB) Titrek tüyler (Cinociliumlar):
-Kalıcı sitoplazmik yapılar. Evaginasyon ile oluşurlar. 0,2-10 mikron olabilir.
-Enine kesitlerde ipliksel oluşumlar vardır. Bunlar 9 çift olarak periferde ve 1 çifti merkezde bulunan mikrotubuluslardır.  Periferdekiler bazal cisimcik denen sitoplazma yüzeyine yakın bir oluşumdan köken alır.  Orta çift baza cisimciğe ulaşmaz. 
-Solunum yollarında boldur.
lCilium’un İnce Yapısı
lC) Stereociliumlar
lYanlış olarak silyum denmektedir. Mikrotubulus ve bazal cisimcik yoktur. Silyumdan daha çok mikrovillusa benzerler. Aktin flamanları içerirler ve dallanma gösterirler. Pasif hareket ederler.
lTipik olarak epididimiste bulunurlar.
lD) Kamçılar= Flagellum
lHarektli ve kalıcı sitoplazmik uzantılardır. Titrek tüylerden daha uzundurlar.  En tipik örnek sprematozoonun kuyruğu dur.
l3) Hücreleri birbirlerine bağlayan değişimler=Hücre adezyon molekülleri=Integrinler
lZonula okludens (Tight junction):Tek katlı ve çok katlı epitel hücreleri arasında
lZonula aderens: Kalp kasında
lMakula aderens(Dezmozom): Epidermal spinal hücreler
lHemidezmozom (Tonoflaman):Kutan mukoza, epidermis ve kıl follikülü hücrelerinde
lGap junctions: Çoğu dokuda bulunurlar
lLateral uzantılar: Tek katlı epitel, endotel, mezotel ve madde alışverişinin fazla olduğu böbrek tubulus ve barsak epitelleri arasında
lII) Ergastoplazma
lIşık mikroskobunda hematoksilen-eozin ile boyanan bez epitelleri, plazma hücreleri fibroblast gibi hücrelerin sitoplazmalarında görülen koyu alanlar.
l
lElektron mikroskobunda bu alanların bağımsız ribozom ve endoplazma retikulumu oldukları görülür. 
lBağımsız Ribozomlar
lRibozomal RNA (rRNA) moleküllerinden oluşurlar (%60 RNA ve %40 protein).
lRibozomlar farklı büyüklükte iki alt üniteden oluşur. Küçük ünitede 1 adet, büyük olanda 3 adet RNA molekülü vardır. Alt üniteler nukleoulusta  şekillenir ve çekirdek zarındaki porlardan aktif transportla sitoplazmaya geçer ve birleşerek fonksiyonel ribozomları oluştururlar.
l
l
lRibozomlar genelde sitoplazmada tek tek bulunur veya toplu halde bulunurlar ; Poliribozom (polizom).
lPolizomlar uzunca iplik halindeki (zikzak, spiral, rozet veya Y şeklinde olabilir) haberci RNA (mRNA) molekülü üzerine inci tanesi gibi dizilmişlerdir. Bağlanmayı küçük ünite sağlar (20 aminoacyl-tRNA synthetases). mRNA ne kadar uzunsa o kadar sayıda ribozom bulundurur.
lBağımsız ribozomlar ve polizomlar sitozolde protein sentezinin yapıldığı organellerdir. Proteinler, hücrenin bölünüp çoğalması için gerekli olduğundan, genç (blast) hücrelerde ribozom sayısı fazladır. Sentezlenen proteinlerin bir kısmı çekirdeğe geçer, diğerleri proteolitik enzimlerce amino asitlere ayrılır. En uzun ömürlü olanları hücre iskeletini oluşturanlardır.
l
l
lProtein Sentezi (Translasyon)
l
l
l
lStart kodon:      AUG
lStop kodonlar:   UAA, UAG, UGA
  Codon: 5' GCU 3'  (mRNA)
 Anticodon: 3' CGA 5'   (tRNA) her amino asit için en az bir tRNA vardır. Bir insan tRNA’sı maya hücresinde de fonksiyon görebilir.
lProtein sentezi metiyonin amino asidi ile başlar ve start codon denir (AUG).
lAmino asitlerin çoğu birden fazla kodonla şifrelenmiştir.
l
l
l
lAmino asitler protein monomerleridir
l
l
l
l
l
lAmino asit zincirlerine polipeptid adı verilir.
l
l
l
l
l
ltRNA da mRNA gibi iplik halindedir ancak şekildeki gibi; tRNA 4 kol ve 3 ilmek şeklinde bükülmüştür.
  Acceptor koldaki amino-acyl-tRNA synthase ile amino asit’e bağlanır.
ltRNA’ya amino asit bağlanması
l
lEndoplazma Retikulumu (ER)
l





Granüllü ER (Granler ER=GER)




l
lER genç hücrelerde daha azdır. Polizomlar ergositoplazmanın çoğunluğunu oluşturur. Sonradan oranı artar.
lDaha çok dış çekirdek zarından köken alır. Hücre çekirdeği ile olan bağlantılarına sık rastlanır. Hücre zarı ile bağlantısı kas hücrelerinde görülebilir.
lOlgun alyuvarlarda, kan pulcukları ve bakterilerde bulunmaz.
l
Hücrelerin büyük çoğunluğunda GER vardır. Hücrenin aktivasyonuna göre miktarı azalır-artar. Kuvvetli protein sentezi olan hücrelerde daha fazladır (bez epiteli, plazma hücreleri, fibroblast, sinir hücreleri v.s de yoğundur.
Dinlenme halindeki hücrelerde GER’ler birbirleri üzerine paketlenmiş halde bulunurlar.
GER’un sitozole bakan yüzlerinde aralıklarla oturmuş halde ribozom ve polizomlar vardır. Ribozomlar buralara alt ünitelerinden ve reseptörler aracılığı ile bağlanırlar
l
l
lRibozomlarda yapılan proteinlerin çoğunluğu bağlandıkları reseptörlerin kanalları aracılığı ile retikuluma ait keseciklerin boşluklarına geçer ve burada globüler biçim kazanırlar. Globüler proteinler tekrar işlenerek yüksek kuruluştaki glikoproteinlere dönüşür. Bunların da bir kısmı buradan Golgi aygıtına gönderilir.
l
lDiğerleri ise sitozolde diğer organel membranları için yapı malzemesi (integral protein) amacıyla kullanılırlar.  
l
lGranülsüz ER (SER)
lTek tek ya da bağlantılı geniş boşluklar (sistern), anastomoz yapan ve daralıp genişleyen kanalcık veya vezikülerden oluşur.
lEn çok karaciğer epiteli (hepatosit), yağ bezleri ve steroid hormon sentezleyen bezlerde ve kas hücrelerinde bulunur.
lKaraciğerde glukoz↔glikojen siklusuna görev alırlar.
lSER özellikle yağ asidi ve lipid sentezinde görev alır.
lAyrıca detoksifikasyonda da görev alır.
lBarsaklarda absorptif epitelde SER, emilen yağ asidi ve monogliseridler trigliseridlere dönüşerek emilmesini kolaylaştırır.
lKas hücrelerinde (sarkoplazma retikulumu) ileti ve kontraksiyonda görev alır.
lGolgi Aygıtı (Golgi Komplex)
lİlk defa 1906 yılında nobel ödülü alan Camillo Golgi tarafından bulunmuştur.
lSitoplazmada sentez olaylarında rol alır.
lGümüş boyamalarla ışık mikroskobunda rahatlıkla gösterilir.
lAlyuvarlarda bulunmaz. Çizgili kas hücrelerinde az miktarda, salgı yapan hücrelerde çoktur. Sinir doku en zengin olandır.
lÇekirdek etrafında aralıklarla yerleşmiş halka görünümündedir.
lGlikoproteinleri işleyerek (granüler hale gelirler) daha yüksek kuruluştaki maddelere çevirir (enzimler-hücredışı ve lizozomal olanlar-, steroid hormonlar v.s).
lŞekillenme yüzü (giriş yüzü=konveks=dışbükey yüz) ve olgunlaşma yüzü (çıkış yüzü=konkav=içbükey yüz)  olmak üzere iki yönü vardır.

l
l
l
l
l
l
Hücre yüzeyi, Golgi aygıtı, ER veya Lizozom gibi organeller arasında veziküller aracılığı ile sürekli madde taşınır. Bu trafiğe mikrotubulus ve mikroflamanlar aracılık ederler.
lLizozomlar
lÜnit membranlı organellerdir.
lİlk yapılanlarına primer lizozom denir ve Golgi aygıtından köken alırlar.
lPirmer lizozomlar, endositoz ile ile alınan maddeler  (endozom-fagozom) veya endojen metabolizma sonucu oluşanlarla ya da hücre organelleri ile birleşirlerse sekonder lizozom adını alırlar.
lHidrolitik enzimler (asit hidrolazlar, pH=5).
lLizozom membranının bu asitliğe nasıl dayandığı bilinmemektedir.
lBazen patolojik durumlarda membrandan sızabilir.
lÖlümden sonra membran bütünlüğü kaybolur (Autolysis)
l
l
lPeroksizomlar (Mikrocisimler)
l0,3-1,5 mikron arasında oval yuvarlak granüller.
lPeriferi  az yoğun merkez çok yoğun.
lKaraciğer epiteli ve böbrek tubulus epitelinde yaygın. Ayrıca lökositlerde de bulunur.
lH2O2 yıkımlayan peroksidaz içerirler (peroksizom).  Bu enzimler ribozomlarda yapılırlar.
lMitokondriyon
l
lÖkaryotik hayvansal hücrelerde enerji (ATP) üretiminden sorumlu olan organellerdir.
lUygun boyamalarda ışık mikroskobunda görülebilirler ve yuvarlak, çomak veya iplik tarzında olabilirler.
lEM incelemede içi içe geçmiş iki adet ünit membrandan oluşur.
lDış membran lipidlerden zengindir ve porin denen kolaylaştırılmış difüzyon ile çalışan kanalları vardır.
lİç membran ise kıvrımlar yapar (cristae mitochondriales)
lBu kristalar karşılıklı olarak içeri çıkıntı yapar ve tam olmayan kompartımanlara ayırır.
lİç kısımda sitozolden daha koyu madde (matrix) ile doludur.
l
l
İki tip mitokondriyon vardır:
  -Krista tipi mit. ve Tubulus tipi mit.
Mitokondriyonların iç membranları übikinon, sitokromlar, sitokrom oksidazlar, ATP sentetaz gibi enzimlerden zengindir.
Mit. lar aktif hücrelerde yoğundur ve hareket edebilirler. Birleşebilirler veya bölünerek çoğalabilirler. Krista tipli olanlar ikiye bölünerek veya tomurcuklanarak, tubulus tipte olanlar ise orta kısımdan boğumlanarak bölünürler.
Kendilerine ait DNA ve 3 tip RNA içerir. Sitoplazmada tek DNA içeren organeldir (Maternal DNA).
Mit. Aktif olduklarından 10-20 gün yaşarlar.
l
l
l
lMitokondriyonların Görevleri:
    -Sitozolden aldıkları yakıt maddelerini aerobik yolla parçalayarak (biyolojik aksidasyon, dehidrojenaz enzimleri sayesinde) enerji açığa çıkarırlar ve bu enerjiyi ADP ile Pi molekülleri arasına sıkıştırıp (bu işe adı geçen enzimlerle yaparlar) enerji yüklü ATP molekülleri oluşturmaktır (oksidatif fosforilasyon).
 
 - Yakıt maddeleri pruvat (glikozun aerobik yolla parçalanması ile oluşur), yağ asitleri ve amino asitlerdir.
 
- ATP sitozole geçip metabolik faaliyetlerde kullanılınca tekrar ADP ve Pi açığa çıkar. Bunlar tekrar mit.’lara döner ve siklus böylece devam eder.

 
lb) İpliksel Organeller
Sentrozom
lHücrenin merkezi olarak kabul edilir.
lBu organelin temelini oluşturan sitoplazma (sentroplazma)
lİki adet centriol vardır ve bunlar 90 derece açı ile yerleşmişlerdir.
lHer bir sentriolde 9 adet üçlü mikrotubulus demeti vardır.
lBölünme öncesinde (S-fazı) sentriol sayısı 4’e çıkar.
l
l
l
l
lSentriyoller mitoz bölünmede mekik ipliklerinin şekillenmeleri yanında, hareketlerini de bunlar yönetirler (Flagella ve Cilium benzeri).
lProfaz başında sentroplazmada kısa boylu ve radier seyirli mikrotubuluslar belirir ve bunlar sentroplazmaya ışınsal görünüm verirler (astrosfer).
lMikrotubuluslar, tubulin moleküllerinin birbirlerine dynein benzeri enzim ile eklenmesiyle uzarlar.
lKromozomlar ekvatoryal düzlemde toplanınca kromozomal mikrotubuluslar kromozomlara tutunurlar (kinetekor aracılığı ile) ve kromozomları kutuplara çekerler.
lBazı mikrotubuluslar ise serbesttir (polar mikrotubulus)
lMikrotubuluslar ayrıca hüce içi madde transportunda da görev alırlar.
l
l
l
lMikroflamanlar (Microflaments)
l
lKontraktil flamanlar (aktin-myozin)
l
lİntermedier flamanlar (tonoflaman, nöroflaman, vimentin, sitokeratin, desmin v.s)
lSitoplazma İnklüzyonları (Paraplazmik oluşumlar)
lDepolanmış besin maddeleri
l
lSalgı maddeleri
l
lRenk maddeleri (Pigmentler=endojen-ekzojen)
lKaroten, demir, lipokrom, bilirubin, hemoglobin, melanin v.s.
l

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder