23 Haziran 2012 Cumartesi

Mastitis


Süt insan hayatının her döneminde ve özellikle küçük yaşlardan itibaren sağlıklı bir gelişim için önem taşıyan bir besin maddesidir. Bu yeni doğan bir buzağı için de geçerlidir. Sütün yararlı olabilmesi içinse öncelikle sağlıklı bir kaynaktan elde edilmesi gerekmektedir. Süt sığırlarında çeşitli sebeplerle ortaya çıkabilecek hastalıklar, sütün mikrobiyolojik kalitesini bozarak yarardan çok zararlı bir duruma gelmesine neden olmaktadır. Özellikle çiftliklerde  sıklıkla karşılaşılan mastitis  nedeniyle meydana gelen ekonomik kayıplar, yetiştiriciler için büyük sorun teşkil etmektedir. Örneğin mastitis nedeniyle A.B.D’de meydana gelen yıllık ekonomik kayıp 1,7-2,0 milyar dolardır. Bu yıllık süt üretiminin %10’una eş değerdir. Türkiye’de bu hastalık nedeniyle meydana gelen ekonomik kaybın ise yılda 14 bin YTL olduğu edilmektedir.
Memenin Yapısı
     Meme adını verdiğimiz yapı aslında bir dış salgı organıdır. Bir süt ineğinin memesi 4 bölmeden meydana gelir. Hayvanın ardından bakıldığında sağ ve sol lopların birbirinden ayrıldığı görülebilmektedir. Yan bakıda ise memenin orta uzunlukta olduğu ve karın duvarına sıkıca bağlandığı gözlenir. Arka meme lopları öndekilere oranla daha büyük olup, günlük süt üretiminin yaklaşık olarak %60’ını karşılamaktadırlar. Meme loplarından her biri bir meme başı ile sona ermekte ve süt meme başları sayesinde alınmaktadır. Ayrıca her bir lopta meme başının haricinde bir meme başı kanalı, meme başı haznesi, meme hanesi, süt toplama kanalı ve alveoller  bulunmaktadır. Meme başlarının memeye düzgün bir şekilde yerleşmiş olması, uzunluğu ve meme başı kaslarının durumu birçok açıdan önemlidir. Bazı ineklerde bu dört meme başının haricinde küçük meme başları da bulunabilirse de bunların herhangi bir işlevi yoktur. Meme başı kanalının bağlantı noktasında güçlü bir kas yapı bulunmaktadır. Sfinkter veya Fürstenberg rozeti adı verilen bu yapının görevi; sağım ve buzağının emme dönemleri dışında meme sütle doluyken dahi sütün akışını önlemek ve çevrede bulunan mikroorganizmaların meme kanalı içerisine girişini engellemektedir.
Sütün Oluşumu
     Meme son derece damarlı bir yapıya sahip olup, süt yapımı için gerekli besin maddeleri memeye kan yoluyla ulaşmaktadır. Süt meme bezlerinde alveol adı verilen yapılarda üretilir. Alveol hücreleri tarafından üretilen süt, alveol kesesi içindeki boşluğa bırakılır. Üretilen süt miktarı başka faktörlerin de etkisi altında değişebilmekle birlikte, meme damarlarından geçen kan miktarı da sütün azlığı veya çokluğunda büyük rol oynar. Örneğin yaklaşık bir litre süt üretimi için memeden geçmesi gerekli kan miktarı 400-450 litre kadardır. Memedeki damarlaşma ne kadar kuvvetliyse süt üretimi de o derece fazla olur. Üretimin yapıldığı süt bezleri çevresindeki damar yapı gebeliğin doğuma yakın dönemlerinde artar. Biriken süt bir dizi kanal ile meme sarnıçlarına taşınarak sağıma kadar depo edilir. Üretilen sütün indirilmesinde ise sinirsel ve hormonal sistem rol oyna-maktadır. Buzağının sağım yerinde oluşu, meme başına masaj yapılması gibi faktörler varlığında memenin uyarımı ve sağımı gerçekleştirilebilir. Sağım sırasında sütün tamamını almak için sağımın en geç 10 dakika içerisinde tamamlanması gerekmektedir. Gürültü ve benzeri stres faktörleri sütün memeden çıkışını engelleyebilir.
Mastitis
     Süt sığırcılığında hayvanları sürüden elemenin en büyük nedenlerinden biri meme sağlığı problemleridir. Bu problemlerin sürü içerisindeki oranı %30-40 civarındadır. Mastitis meme dokusunun bakteriyel, kimyasal, termal ve mekanik nedenlerle yangılanması olarak tanımlanmaktadır. Mastitis, meme dokusunda patolojik bozukluklara yol açan ve süt veriminin azalmasına, sütün fiziksel ve kimyasal yapısının değişmesine neden olur. Sonuçta hayvan elden çıkarılmak zorunda kalır veya hastalık bazen de hayvanın ölümüyle sonuçlanır.
Mastitisli hayvanların meme dokusunda ve sütlerindeki alyuvar sayısında artış görülür. Hayvanları mastitise predispoze eden birçok etmen bulunmaktadır. Ahır ve çevre koşulları hazırlayıcı faktörlerden önemlileridir. Altlık inekler için çevresel patojenlerin birincil kaynağını oluşturur. Fakat kontamine meme başı, meme içi infüzyon, etkenlerle bulaşık sağım aleti, deri lezyonları, çamur ve sinekler de enfeksiyon kaynağı olabilirler.
Bulaşma
     Bulaşma etken veya etkenlerin meme başı kanalından girmesiyle olabileceği gibi Brucellozis ve Tuberkülozis gibi hastalıklar sırasında kan yoluyla ile de olabilmektedir. Etkenin meme dokusuna girebileceği diğer bir yol ise meme derisindeki yara ve çatlaklardır. Bütün sürülerde mastitisli inek bulunabilir. Mastitis etkeni meme başı deliğinden girerek süt kanalı yolu ile meme lobuna ulaşır. Burada unutulmaması gereken; bir meme lobunda oluşan enfeksiyonun meme içindeki diğer loplara normal şartlarda bulaşmayacağıdır. Sağımcılar, sağım makineleri ve ilaç uygulamaları gibi durumlarda ise enfeksiyonun bir meme lobundan diğerine bulaşması söz konusu olabilmektedir.
Hazırlayıcı Faktörler
     Yaş, süt verimi, memenin anatomik durumu, laktasyon sayısı, ırk, mevsim, ahır veya çevre koşulları, besleme ve sağım koşulları hayvanı mastitise hazırlayıcı faktörlerin en önemlileridir.
Bakteri Türü: Bazı bakteriler mastitise neden olan diğerlerine oranla daha patojendirler. Mastitis normalde meme florasını oluşturan saprofit bakterilerin çeşitli nedenlerle patojen hale gelmesi ile ortaya çıkabildiği gibi streptococcus veya staphylococcus alt türleri, gram negatif çubuklar ve özellikle laktozu fermente eden enterik orijinli mikroorganizmalar (coliformların) bu hastalığın etkenleri arasında sayılır. Hastalıkta 100’den fazla bakteri türü rol oynayabilir. Epidemiyolojik açıdan değerlendirildiğinde hayvandan aerosol yolla bulaşabilen Mycoplasma spp.; Staphylococcus aureus, Streptococcus agalactiae ve Corynebacterium bovis gibi bakteriler önem taşır. Diğer bazı streptococcus ve staphylococcus türleri ise hayvanın çevresindeki fırsatçı patojenlerdir.
Sağımcının El Temizliği: Özellikle sağımcılar hastalık etkenlerinin hayvanlara bulaştırılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Mastitisli hayvan bulunan sürülerde sağım yaparken, hastalığın diğer ineklere geçmemesi için sağım yapan kişinin bilhassa el temizliğine dikkat etmesi ve sağımı sırayla yapması gerekir. Öncelikle sağlıklı hayvanların sağımı yapılırken, sırasıyla hastalığı atlatmış ve son olarak da mastitisli hayvanın sağılması gerekmektedir.
Barınak Temizliği: Hayvanlar yatar konumdayken özellikle memelerinin idrar ve dışkı çukuruna denk gelmesi engellenmelidir. Bu gibi durumlarda memenin, başta dışkıda bulunan coliform grubu bakterilerle bulaşması kaçınılmazdır. Yanı sıra altlıklar ve ahır sıklıkla temizlenmeli ve periyodik olarak dezenfekte edilmelidir.
Hayvanın Irkı: Kültür ırkı hayvanlar genel olarak hastalığa yerli ırka göre daha hassastırlar. Bunun sebebi süt üretiminin fazla olmasıdır. Yanı sıra kalıtsal faktörler ve hormonal dengesizlikler de hazırlayıcı faktörler arasında yer almaktadır.
Hayvanın Yaşı: Hayvanın yaşı ilerledikçe ve yaptığı doğum sayısı attıkça mastitis oranınında arttığı görülmüştür. Streptecoccus  ve E.coli enfeksiyonlarından kaynaklanan mastitis özellikle yağlı ineklerde ve yüksek süt verimi dönemlerinde ortaya çıkmaktadır. Buna karşın C.pyogenes ve Staphylococ’tan kaynaklanan mastitisler ise daha çok genç görülür.
Beslenme Faktörü: Özellikle tek yönlü kesif yemle beslenen hayvanların mastitise daha yatkın olduğu görülmektedir.
Hayvanın Fizyolojik Durumu: Hormonal durumda da mastitise yakalanmayı etkilemektedir. Östrojen hormonunun normalden az olduğu durumlarda, yavru doğduktan hemen sonra mastitise yakalanma oranı normal zamanlara oranla 4 kat fazladır.
Memenin Durumu: Meme başı yapısındaki bozukluklar da mastitise hazırlayıcı madde olarak rol oynar. Memelerin çok büyük ve sarkık oluşu, meme ligamentlerinin gevşekliği, meme başı sfinkterlerinin (Fürstenberg Rozeti) anotomik olarak gevşek, çok sıkı bir yapıya sahip olma veya meme başı deliğinden çok yukarıda olması gibi nedenlerden ötürü hayvanın mastitise yakalanma olasılığı artmaktadır. Meme başı sfinkterleri gevşek olan hayvanlarda meme süt ile doluyken sütün kendiliğinden aktığı görülür. Normalde bu sfinkterle meme içi süt basıncı arasında bir denge vardır. Bu denge dışarıda bulunan mikroorganizmaların meme içine girmesini engelleyen bir bariyer görevi görür. Meme başı anotomik yapısı bozuk olan hayvanlarda etkenlerin içeri girmesi daha kolay olacağından bunların mastitise yakalanma olasılıkları daha fazladır.
Çevresel Hazırlayıcı Faktörler: Mastitise sebep olan çevre faktörleri arasında meme başında meydana gelen çerpmalar, yaralanmalar, hava şartları, ahırların ve ağılların temizliği ve sinek gibi çeşitli mikroorganizmalara taşıyıcılık yapan vektörler yer almaktadır. Hayvanların aniden sıcaktan soğuğa geçirilmeleri hem hayvanın bağışıklık sistemini zayıflatır ve hem de meme başında çatlakların meydana gelmesine nede olur. Hastalık genellikle yazdan kışa geçiş döneminde daha sık ortaya çıkar.
Sağım Dönemi Ve Günlük Sağım Sayısı: Taze sütte mikroorganizmaların üremsini engelleyen faktörler bulunduğundan sağım dönemi dışındaki inekler mastitise daha yatkındırlar. Fakat olumsuz şartlarda laktasyonun her döneminde memeler enfekte olabilir. Ancak, doğum öncesi 1 haftalık dönem doğumu takip eden 2 aylık dönem ve kuruya alınmayı takip eden 2 haftalık dönem bulaşmaların en yoğun olduğu dönemlerdir. Sütçü ineklerde günlük sağım sayısının klinik mastitis ve süt verimi üzerine etkisinin araştırıldığı bir çalışmada; süt ineklerinde sağım sayısının artırılmasının süt veriminde belirgin bir artışa ve klinik mastitis olgularında da azalmaya sebep olduğu saptanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder