Atlarda Ayağın Anatomisi
Art.
metacarpo/metatarso- phalangeal eklemin distalinde kalan kısma ayak denir.
Ayağın
ön kısmı dorsal, arka kısmı volar veya plantar, iç ve dış kısımları ise medial ve lateral olarak adlandırılır.
Ayağın Kemikleri:
lPhalanx prima (1. phalanx- bukağılık kemiği)
lPhalanx secunda (2. phalanx- taç kemiği)
lPhalanx tertia (3. phalanx- ayak kemiği)
lOs sesamoideum proximale (proksimal susam kemiği)
lOs sesamoideum distale (distal susam kemiği)
Ayağın Eklemleri:
lArt. metacarpo/metatarso-phalangea (topuk eklemi)
lArt. interphalangea proximalis (taç eklemi)
lArt. interphalangea distalis (ayak eklemi)
Ayağın Kasları:
lm. ext. dig. communis
lm. ext. dig. lateralis
lm. flex. dig. superficialis
lm. flex. dig. profundus
Ayağın Damar ve Sinirleri
lÖn
ayaklarda;
a. metacarpica volaris superficialis
v. metacarpalis superficialis
lArka
ayaklarda;
a. metatarsica plantaris
superficialis ve kolları
v. metatarsica plantaris superficialis
lAyağın
innervasyonu;
n. volaris ve plantarislerin kolları olan;
ramus dorsalis ve ramus
volaris/plantarisler tarafından yapılır.
lCapsula ungulae
lParies ungulae (tırnak duvarı- kasnak)
lLinea alba (beyaz çizgi)
lSolea ungulae (taban)
lPila ungulae (ökçe desteği)
lCuneus corneus (çatal)
lTorus ungulae (yumuşak ökçeler)
Capsula ungulae
Paries ungulae (tırnak duvarı- kasnak)
Str.
superficiale, str. medium ve str. profundum katmanlarından oluşur.
Paries
ungulae’nin yer ile yaptığı açı;
Ön
ayaklarda: 45-500
Arka
ayaklarda: 50-550
lLinea alba (beyaz çizgi): Solea ungulae ile paries ungulae’nin birleşme
yeri olup, 4-5 mm genişliğinde, sarımsı beyaz renkte ve esnek bir yapıdadır.
lSolea ungulae (taban): Tırnağın yere temas eden kısmıdır.
lPila ungulae (ökçe desteği):
Paries ve solea ungulae’nin ökçelerin yan tarafında meydana getirdikleri
çıkıntılardır.
lCuneus corneus (çatal): Solea ungulae ile pila ungulae’ler arasında yer
alır. Ön kısmı apex cunei
cornei, arka kısmı basis cunei cornei adını
alır. Orta kısmında derin bir oluk (sulcus cunealis centralis) ve
dış tarafta ise yan oluklar (sulcus
paracornualis lateralis) yer alır.
lTorus ungulae (yumuşak ökçeler):
Corium limitans tarafından şekillendirilir ve pulvinus subcutaneus tarafından
desteklenir.
Corium ungulae
lCorium limitans
lCorium coronarium
lCorium parietale
lCorium soleare
lCorium cuneale
Ayağın diğer dokuları
lCartilago ungulae: Ayak
kemiğinin her iki tarafında yer alırlar. Önde m. ext. dig. communis tendosuna
yapışır, arkada ise taban yastığı ve m. flex.dig. profundus tendosunu aşarak
birbirine yaklaşırlar.
Tırnağın biyomekaniği
lHareket sırasında taban yastığı ve kıkırdaklar,
ökçelerle birlikte açılarak biyomekanik bir görev üstlenirler.
lTaban
yastığı ve çatal, yük binme sırasında çöker. Basıncın etkisiyle ökçeler yanlara
doğru itilir ve genişler. Taban yastığı tırnak kıkırdağına yapıştığı için,
bunlar da çatal ile beraber ökçeleri kenara iter. Böylece tırnak genişlemiş
olur. Tırnaktaki bu şekil değişikliğine Tırnağın Mihanikiyeti
denir.
lTırnak mihanikiyetinin yararları;
lTırnak
sardığı ve koruduğu canlı dokuları sıkmadığından yürüme rahattır.
lYerden
ayak eklemine gelen sarsıntıların etkisi azalır.
lTırnak
esnedikçe, corium ungulae ve diğer dokular kan dolaşımının düzenli oluşu
nedeniyle kanla daha iyi beslenip tırnağın düzgün bir şekilde uzamasını sağlar.
Nal Bilgisi
lNal tırnağın alt kenarının şekline uygun olarak
demir, çelik, alüminyum veya plastikten yapılır ve tırnağı aşınmaktan korur.
lNalın
bir iç ve bir de dış kolu vardır. Bu iki kolun ön tarafta birleştiği yere nalın ön kısmı, sümbük ya da nalın alnı adı verilir.
lNalda
bir alt veya toprak, bir de üst veya tırnak yüzü vardır. Toprak yüzünde oluk bulunan nallara oluklu nal, yalnız mıh başı yuvaları bulunan nallara da oluksuz nal adı verilir. Nalın tırnak yüzünde ayar bulunur. Nalın ön kısmının ortasında bir de yaprak bulunur. Kol uçlarında mahmuz bulunan nallara mahmuzlu nal, bulunmayanlara da düz nal adı verilir.
lNalın şekli, tırnağın alt kenarının şekline
uygun olmalıdır. Ön kısmı yuvarlak olan ön tırnak ile, ön kısmı sivri olan arka tırnak bir arada bir yumurta şekline benzer. Nalın dış
kolları, nalın en geniş yerinden itibaren, iç kollara oranla daha kavislidir.
lNalın
genişliği, beyaz çizgi ile birlikte paries ungulae kalınlığının yaklaşık iki
katı olmalıdır. Bu durumda, nalın genişliği ön tarafta daha fazladır. Tırnak ve
toprak yüzler arasındaki mesafe olan nalın kalınlığı, hayvanın yapısı ve
gördüğü işe göre ayarlanır.
l
lYarış atı nalı
lKatır veya merkep nalı
lTürk nalı
lMıh
Nalın çakılması
lBugün yaygın olarak kullanılan nallar tırnağa
çoğunlukla sıcak olarak uygulanır. Bundan amaç, nalın ve tabanın
birbirine uygunluğunu maksimum düzeyde sağlamaktır.
lOrtopedik nallar
lSümbüğü kalkık nal: Hayvanın hareket yeteneğini artırmak için
kullanılır.
lİç kenarı kalın nal:Nalın iç kenarı dış kenarına oranla daha
yüksektir.
lKöprülü nal: Tam ya da parsiyel köprü halinde bulunur. Genellikle çatalın bir ya da
iki tarafına binen basıncı artırmak amacıyla yapılır.
lBeşik şeklinde nal: Nalın
ön kısmının dayanıklılığını artırmak için yapılır.
lMemphis nalı:
Hareket yeteneğini artırmak için toprak yüze yapılan iki tam köprü vardır.
lKol uçları değişik şekillerde
uzatılmış nallar: Kol uçlarından bir veya
ikisi arka tarafta ortopedik amaçla dışarıya doğru uzatılmıştır.
lAyarlı nal:
lÇekişi artırmak veya bir hatayı düzeltmek
amacıyla tam veya yarım ayar şeklinde yapılır.
lSümbüğü pençeli nal:
Ayağın zemini iyi kavraması için nalın sümbük kısmının toprak yüzünde kama
şeklinde bir çıkıntı bulunan naldır.
lMahmuzlu nal: Ökçelerin üzerinde değişik çıkıntıları bulunan
naldır. Ökçelerin yükseltilmesi gereken hastalıklarda kullanılır.
lYapraklı nallar: Çeşitli amaçlarla nalın değişik bölümlerine
yaprakların eklenmesidir.
Topallığın Tanısı
lİnspeksiyon
lPalpasyon
lPerküsyon
lSinir
uzamı anestezisi
lRadyolojik
muayene
lGoniometri
lSinematografi
lTermografi
lArtroskopi
İnspeksiyon: hayvan dururken, yürürken ayakların önden ve
yandan muayenesi yapılır. Tabanın inspeksiyonu için ayak kaldırılır.
Şişkinlikler,
lezyonlar, akıntılar saptanmaya çalışılır.
Palpasyon:
lLokal
ısı değişimleri, krepitasyon, fluktuasyon gibi değişimler araştırılır.
Kapsül tırnak içerisindeki oluşumlar tırnak muayene pensi ile palpe
edilir.
lTırnak
muayene pensi ile;
l1.
paries ungulae – crura solea
l2.
paries ungulae – corpus solea
l3.
paries ungulae – iç crura solea
l4.
paries ungulae – çatal
l5.
paries ungulae – çatalın ucu
l6.
paries ungulae – çatalın iç kısmı
l7.
toruslar
Perküsyon
lTopallığın tanısı
Sinir uzamı anestezisi
Radyolojik muayene
Goniometri
Sinematografi
Termografi
Artroskopi
ATLARIN AYAK HASTALIKLARI
Atlarda Bozuk Bacak Duruşları : Sığırlardaki bozuk bacak duruşlarının aynısıdır.
Yürüyüş Bozuklukları ve Sağaltımı
*Topuk Çalma
*Yetiştirme
*Sürçme
TOPUK ÇALMA
Hayvanın yürüyüş sırasında, ileri attığı
ön veya arka ayağı ile yere basmakta olan ön veya arka bacağına değişik
bölgelerden vurmasına topuk çalma denir.
Bacağın medial yüzünde, corium
coronarium’da, topuk ekleminde, topuk ekleminin proksimalinde, karpal ekleme
kadar olan bölgede, paries ungulae’nin iç yarımında lezyonlar oluşabilir.
Önleri kapalı, it elli, X bacaklı, O veya fıçı bacaklı,
bozuk bacak duruşları, tırnağın zamanında kesilip düzeltilmemesi, ökçelerin
düzensiz yontulması nedeniyle ayağın bir yarımına fazla yük binmesi, iç kolu
geniş ve ağır nal kullanılması, mıh perçinlerinin yuvasına oturtulmaması gibi
hatalar nedenler arasında sayılabilir.
Topuk çalmaya neden
olan bozukluk saptanır. Ayağa boya ya da tebeşir sürülerek hayvanın nereden
nereye topuk çaldığı anlaşılır.
Önleri kapalı bacak duruşundan ileri gelen
topuk çalmalarda; dış kolu geniş ve ağır, iç kolu hafif ve
dar nal kullanılır. Bu nalın
iç kolunda mıh delikleri yoktur. Dış kolda ise bir yan yaprak bulunur.
Arka ayak topuk çalma nallarında iç kol toprak dar ve mahmuzları tok yapılır. Kol ucu
ile ökçe aynı hizada olmalıdır.
İt elli bacak duruşlarından ileri gelen
topuk çalma olgularında da aynı nal kullanılır.
O bacaklı bacak duruşlarında, çoğunlukla
tırnağın iç ön kısmının vurması nedeniyle topuk çalma meydana gelir. Bu ayağa
uygulanan nalın iç ön kısmı veya ökçeden vuruyorsa ökçe kısmı dar yapılır.
Tırnağın iç yan kısmından topuk çalma olduğu durumlarda ise nalın o bölümü dar
yapılır. Bu dar kısımlarda mıh deliği bulunmaz. Dış yan tarafta ise yaprak bulundurulur.
Mıh perçinleri topuk çalmaya neden
oluyorsa, o bölgeye mıh uygulanmaz veya yuvalarına iyice oturtulmayan mıhlar
yuvalarına oturtulur.
Karpal ekleme yakın bölgelerde topuk çalma varsa, ¾ nal
kullanılır.
Bu yöntemlerle topuk çalmanın önüne geçilemeyen durumlarda,
lastik veya deriden yapılmış halka veya bileklikler (protektör) kullanılır.
YETİŞTİRME
Hayvanın yürürken,arka ayak nalının ön kısmı ile ön bacağa veya ayağa
vurmasına yetiştirme denir.
Çabuk tırıs, galop, engel atlama gibi
yürüyüşler sırasında görülür.
Bu bozukluk sırasında, arka ayak nalının
ön ucu, ön ayak nalının kol uçlarına, ön iç kenarına, solea ungulae’sine
yumuşak ökçelerine, ve çatalına değerek bozukluklara, bazen ön ayak nalının
yerinden çıkmasına neden olur.
Bazı durumlarda yetiştirme, ön ayağın fleksor tendolarına,
ya da eklemlere de olabilir. Özellikle solea’ya yetiştirmelerde , ön ayak
nalının kol uçları ve mahmuzları, arka ayak tırnağının ön kısmı ile corona’sına
vurabilir ve buralarda aşınma ve lezyonlara yol açabilir.
Nedenleri:
Hayvanların kısa gövdeli ve arka
bacaklarının uzun olması, önleri bükük dizli ve arkaları kılıç bacaklı olması,
arka tırnak ve nalının ön kısmının sivri bırakılması, ön ayak nallarının kol
uçlarının uzun bırakılması, nalın geniş ve ağır olması, yorgunluk, binicinin
hatalı oturması ve hayvanı kuralına uygun idare edememesi gibi durumlar
yetiştirmeye neden olabilir.
Önlenmesi:
Uygulanan nalın normal özelliklerde olup olmadığı, tırnak
kesiminde hata bulunup bulunmadığı araştırılır ve hatalar giderilir.
Ortopedik olarak ön ve arka ayak yetiştirme nalları
kullanılır.
Ön ayak yetiştirme nalının kol uçları toprak dar
döğülmüştür.
Nalın iç kenarında, arka ayağın takılmasına engel olmak
için geniş açılmış ters ayar bulunur.
Arka ayak yetiştirme nalının ön kısmı düz ve fazla toprak dar yapılır.
Ön yan taraflarında birer yaprak bulunur.
Ön ayak nalının ön kısmına, arka ayak nalının arka kısmına
fazla ağırlık verilmesi ve iç kolunun hafifletilmesi de bu amaca yönelik
uygulamalardan biridir.
Bu uygulamalarla yetiştirmenin önüne geçilemiyorsa, zararlı
etkileri hafifletmek için lastik veya deriden yapılmış protektörler
kullanılabilir.
SÜRÇME
Hayvanın yürürken, tırnağın ön kısmının, adımın başlangıcında veya sonunda
yere sürtmesine sürçme denir.
Adi yürüyüş sırasında daha belirgin olarak ortaya çıkar. Çoğunlukla arka
ayaklarda görülür. Nalın ön kısmının kesilmişçesine aşınmasıyla kendini belli
eder.
Nedenleri:
Zayıflık, yorgunluk, yaşlılık, tendinitis veya arthritis
gibi bozukuluklar ve kronik topallıklar, bel salıklığı gibi bozukluklar
sürçmeye neden olur.
Önlenmesi:
Nedenler ortadan kaldırılır.
Nalla korumada, nalın ön kısmı kendi genişliğinin yarısı
kadar paries ungulae üzerine kıvrılarak aşınmanın geciktirilmesi sağlanır.
Hayvana mahmuzlu nallar uygulanmaz.
Corona Bölgesi Yara ve Kontüzyonları (Atent)
Atent
Bu bölgede çoğunlukla kontüzyon yaraları oluşur. Corona
bölgesindeki deri ve deri altı yaralanmaları oluşabildiği gibi, corium
coronarium düzeyinde oluşan ve paries ungulae’yi de etkileyerek altındaki
dokuları yıkımlayan ve sağaltımı güçlük yaratan yaralar şeklinde ortaya
çıkabilir.
Etyoloji: Çeşitli bozuk bacak duruşları, ön ayak
nalının mahmuzlarının veya kol uçlarının, arka ayağın corium coronarium’una
yetiştirmesi, engel atlama sırasında görülebilen tökezlemeler, bir ayağın
diğerine basması veya çarpması, çifte vuruşu, bukağılık ve corona bölgesinin
çeşitli sert cisimlere çarpması, hayvanın geri yürütülmesi veya dar
döndürülmesi sırasında bir ayağın diğerine çarpması gibi nedenler lezyonlar yol
açabilir.
Klinik görünüm:
Deride yüzeysel bir sıyrık olarak şekillendiği zaman, enfekte olarak flegmon ve
topallığa neden olabilir.
Derin kontüzyon yaralarında deri ve corium
coronarium’da irinli bir yangı ve nekroz gelişebilir. Bazen sulcus coronarius
az veya çok bir genişlikte corium coronarium’dan ayrılır. Duyarlılık fazladır.
Nekroz corium parietale’ye yayılabilir. Parachondral flegmon, cartilago ungulae
nekrozu ve fistülü, corium coronarium’da fistül ve sikatrisyel keloid oluşumuna
yol açabilir. Corium coronarium’daki lezyonlar paries ungulae’de tırnak
çatlaklarına, kerafilosel veya hücrelerin keratinize olmasına neden olabilir.
Sağaltım: Komplikasyonlar
şekillenmemişse açık yara sağaltımı uygulanarak ayak kuru veya antiseptik yaş
pansumanlara alınır.
Gecikmiş olgularda komplikasyonlara göre
sağaltım planı oluşturulur.
Ayak iyice temizlendikten sonra nekrotik
dokular kürete edilir.
Fistül şekillenmişse kökenini hangi
dokudan aldığı araştırılır. Eklemle ilişkili olgularda intraartiküler sağaltım
da gerçekleştirilir. Cartilago ungulae, tırnak gibi oluşumlardaki
komplikasyonlar kuralına göre tedavi edilir. Ayak kuru ve yaş pansumanlarla
korunur.
Tetanoz riski göz önünde
bulundurulur.
Coroner flegmon
Corona bölgesindeki deri altı bağ dokusunun yangısına coroner flegmon
denir.
Corner flegmon cartilago ungulae ve çevresine yerleşirse parakondral flegmon
adını alır.
Etyoloji: Corona
bölgesinin ezik ve yaralanmaları sonucu irin etkenlerinin derialtı bağ dokusuna
ulaşması, paries ungulae’nin margo coronarius’unda oluşan derin tırnak
çatlakları, ökçe eziği, mıh değmesi ve çatal hizasındaki mıh batmalarından
sonra irinli corium ungulae yangısının subcoroner bağ dokusuna ulaşması, irinli
podotrochlitis ve podarthritis purulentaların bu bölgeye ulaşması, n.
volaris’in neurectomie’lerini izleyerek coroner flegmon oluşabilir.
Semptomlar:
Çoğunlukla coroner bölgede sınırlanmış yangısel bir şişkinlik göze çarpar. Bu
şişkinliğin elle yapılan muayenesinde ağrılı ve sıcak olduğu görülür. Apseleşen
olgularda şişkinliğin ortası fluktuasyonludur. Topallık ve incik arterlerinde
pulzasyon artışı gözlenir.
Şişkinlik az ise yangısal infiltrat emilerek dağılabilir.
Çoğunlukla bir veya birkaç yerde apseleşme görülür. İlerlemiş olgularda
derialtı bağ dokusu, phalanx’lar fasciası, m. ext. dig.communis tendosunun ve
cartilago ungulae’nin nekrozu meydana gelir. Fistüller oluşur. İrinli yangı
ekleme yayılırsa, podarthritis purulenta şekillenir ve bazen öldürücü
septisemiye neden olur. Şiddetli ve eskimiş olgularda exungulation görülebilir.
Hastalığın kronik gidişinde ekzostoz oluşumu, taç ekleminde ankiloz, deri altı
bağ dokusunun sklerozu, tırnakta deformasyonlar ortaya çıkar.
Yine gecikmiş olgularda 3. phalanx’ın rotasyonu ve hayvanın
sürekli yatmasından dolayı dekubital gangrenler oluşur.
Neurectomie’lerden sonra şekillenen ödemler, çoğunlukla
tırnak düşmesine neden olur.
Tanı: Corona bölgesinin şişkinliği, bu
şişkinliğin genellikle bir bölgede sınırlı kalışı, şiddetli topallık,
apseleşme, apselerin kendiliğinden açılmasından sonra irinin boşalmasını
izleyerek topallığın aniden hafiflemesi tanıyı kolaylaştırır.
Sağaltım:
Corona bölgesinin bütün enfekte yaraları
coroner flegmona neden olduğundan bu yaraların zamanında sağaltılması suretiyle
flegmon oluşumu engellenebilir.
Bölgenin traş ve dezenfeksiyonundan sonra
sıcak duş ve sıcak antiseptik yaş kompresler, flegmonun rezolusyonu veya
apseleşmesine yardım eder. Yangılı bölge üzerine pom. camphree, pom.
iode-ioduree, pom. iodophormee, veya antibiyotikli ve sulfonamidli pomatlar
kullanılır. Oluşan apseler kuralına uygun olarak açılmalıdır. Apse boşluğunun
irrigasyonundan sonra gazlı bezden bir fitil konur ve her gün bu işlem
yenilenir.
İrinli yangı corium parietale’ye
yayılmışsa o bölgedeki paries ungulae kısmıbir törpü veya renet ile
inceltilerek irine yol verilir. İyi sonuç alınamazsa paries ungulae üzerinde
yarım ay şeklinde bir parça ekstirpe edilerek nekrotik dokular ve yangısal kitle
küretajla uzaklaştırılır.
Arthritis şekillenmişse bunun sağaltımı da
gerçekleştirilir. Cartilago ungulae’de fistül veya nekroz şekillenmişse
operatif olarak bunun ekstirpasyonu yapılır.
Soğuk uygulamalar kontrendikedir.
Lokal ve parenteral antibiyotik uygulamaları yapılır.
ATLARIN AYAK HASTALIKLARI
Podoarthritis
(Ayak Ekleminin Yangısı)
(Ayak Ekleminin Yangısı)
Akut, aseptik, septik, travmatik, dejeneratif yangı
şekillerine rastlanabileceği gibi, yangısel kökenli olmayan podarthrose
şeklinde de görülebilir.
Etiyoloji:
Bozuk bacak duruşları, hatalı nal
kullanılması, hatalı ve yetersiz tırnak bakımı, bozuk zemin, yaşlılık, aşırı
çalıştırma gibi hazırlayıcı etkenleri oluşturur.
Ekleme yakın yerleşen lezyonlar, ekleme
etkiyen travmalar, hematojen enfeksiyonlar podarthritis oluşumuna neden
olurlar. Eklemin sürekli kompresyona uğraması, gerek eklem içinde gerekse
subkondral bölgede enzimatik ve mekanik yıkımlanmalara neden olarak dejeneratif
ve yangısel olmayan eklem lezyonlarını oluştururlar.
Klinik
görünüm: Akut-septik olaylar
hızlı bir seyir gösterir. Eklemde fluktuan bir şişkinlik görülür. Sinovial sıvı
seröz ve serö-fibrinöz bir niteliktedir. Travmatik etkilerle bazen hemorajik
bir sinovia’da göze çarpabilir. Sinovia miktarı fazla, viskozitesi düşüktür.
Bölgede sıcaklık artışı görülür ve şiddetli topallık şekillenir.
Septik olgularda lokal belirtiler ve topallık çok
şiddetlidir.
Sinovia sarı renkli, partiküllü ve pıhtılıdır.
Eklem kapsülasında flegmon, lizis ve fistüller ile eklem
kıkırdağında dejenerasyonlar görülür.
Subkondral kemikte nekroz şekillenebilir.
Kronik seyirli travmatik-dejeneratif olgularda yangı
belirtileri ve topallık azdır. Sinovia berrağa yakın fakat içerisinde fibrin
pıhtıları veya kıkırdak döküntüleri bulundurur. Sinovial sıvı miktarı fazla
artmamıştır ve viskozitesi düşüktür.
Podartroz olgularında, sinovial sıvı bulguları dejeneratif
olgulardaki gibidir. Fakat yavaş seyirli ve ağrısızdır.
Tanı:
Klinik bulgulara göre kolaydır. Yangı tipinin ayırt
edilmesinde sinovial sıvının klinik ve laboratuar bulguları büyük önem taşır.
Pozitif kontrast artrografi tanıda yararlı olur.
Sağaltım:
Hastalığa yol açabilecek ortopedik
kusurlar ve hayvan sahibinden kaynaklanan hatalar saptanarak giderilmelidir.
Palmar veya plantar yüzün lateral veya
medial tarafından ve hafif proksimal yönde, aseptik koşullarda ekleme punksiyon
yapılarak yangılı sinovia boşaltılır. Septik ve dejeneratif olgularda eklem
boşluğunun ılık steril solüsyonlarla lavajı gerçekleştirilir. Böylece
intraartiküler basınç azalır ve ağrı ortadan kalktığı için topallık hafifler.
Aynı zamanda yangısal ürünler ortamdan uzaklaştırıldığından kullanılacak ilacın
etkinliği artırılmış olur.
Akut aseptik olgularda;
1. Otolog veya homolog sağlam sinovia
transferi (4-8ml kadar)
2. İntra-artiküler kortikosteroid,
3. Nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlar
(NSAD),
4. Geriletici inhibitörler,
5. Hyaluronik asit (HA) gibi ilaçlardan
birinin enjeksiyonu ve koruyucu pansuman 3-5 günde iyileşme sağlar.
Septik olgularda;
1. Eklemin her gün lavajı,
2. İntraartiküler antibiyotik
uygulamaları,
3. İntraartiküler HA,
4. Sinovial sıvı transferi
gerçekleştirilir.
Dejeneratif durumlarda ve artrozlarda;
1.
Nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlar (NSAID),
2.
Geriletici inhibitörler,
3.
Supedroxide dismutase,
4.
Flunixine meglumine,
5.
Naproxen,
6.
Petozonpolisulfat,
7.
Meflonamik asit,
8.
Kolşisin,
9.
Rumalon,
10. Hyaluronik asit,
11. Sinovial sıvı transferi gibi
uygulamalar yapılır.
Kronik olaylarda;
1. İrkiltici pomat kullanımı,
2. Koterizasyon gibi uygulamalara
başvurulur.
İyileşmeyen olgularda;
1. Artrotomi- sinoviektimi işlemlerini
izleyerek,
2. İlaç uygulamaları gerçekleştirilir.
Apparatus Sesamoidea’nın Yangısı- Naviküler Hastalık - Podotrochlitis
Podotrochlitis
Tanım:
Distal
sesamum ungulae ile m. flex. dig. profundus tendosu ve bunların arasında yer alan bursa
podotrochlea’nın yangılanması
sonucu ortaya çıkan, çoğunlukla kronik bir seyir ve intermittans topallık
gösteren ve çoğunlukla ön ayaklarda şekillenen bir hastalıktır.
Yangısal olaylardan daha çok dejeneratif olayların etkili
olduğu podotrochlose şeklinde de gelişebilir.
Etiyoloji:
Podotrochlitis, dik bileklilik ve susam
kemiklerinin zayıf yapısından ileri gelen ve kalıtsal faktörlerin de etkili
olduğu bir hastalık olarak kabul edilmektedir.
Tırnakların hatalı düzeltilmesi, hatalı
nallama, sert zeminlerde yapılan yorucu çalışmalar, distal susam kemiğinin
fazla basınç altında kalmasına ve profund tendonun aşırı gerilmesine yol açan
olaylar hastalığın hazırlayıcısı ve oluşturucuları arasındadır.
Patogenez:
Hastalığın patogenezi ile ilgili değişik
görüşler mevcuttur.
1. Bursitis Teorisi:
Distal susam kemiği ile m.flex.dig.
profundus tendosu arasındaki sarsıntıların bursitis’e yol açtığı, bunu
izleyerek hiperemi ve kemik dokusunda zayıflama ve değişikliklerin şekillendiği
kabul edilmektedir.
Bu olaylardan sonra digital arterlerde
tromboz, bu arterlerin beslediği kemik dokusunda iskemik nekroz gelişir. Susam
kemiğinin distal yüzünde ise vasküler yönden bir artış şekillenir ve bu bölümde
kemikte osteoporoz tablosu ortaya çıkar (lollipop
lezyonları).
2. Görüş:
İskemi ve tromboz tablosu şekillenmeksizin, yangısal
olaylar nedeniyle kemik dokusunda hacimce bir artış olur. Bu da profund tendo ve bursa’ya
basınç yaparak podotrochlitis’e yol açar.
Patoloji: Makroskopik
olarak susam kemiği ile profund tendo kılıfında sarı-kahverengi renk değişimleri,
susam kemiği yüzeyinde fibrokartilaj erozyonlar, dejenerasyon nedeniyle subkondral kemiğin açığa çıkması ve renk değişimine uğraması,
vasküler
kanallarda artış, ileri
dönemlerde profund tendo ile susam kemiği arasında adezyonlar,
kemik
erozyonları, sesamoidal
ligamentlerde sklerotik osteitis, profund tendoda yıkımlanma ve spontan
rupturlar gibi bulgularla karşılaşılır.
Semptomlar:
Başlangıçta,
dinlendirmeyle kaybolan, çalışmayla yeniden başlayan bir topallık görülür. İki
ayakta birden şekillendiğinde, hayvanın ayaklarını sırasıyla dinlendirerek
kullandığı ve önde tuttuğu görülür.
Yürüyüş sırasında hayvanın, ağırlığı tırnak ucuna aktarmak
için gayret sarf ettiği ve bu nedenle tırnağın
aşınmaları dikkati çeker.
Ağır işlerde ve bozuk-sert zeminlerde topallık artar.
Tırnak muayene pensiyle muayenede ağrının solea ungulae’nin
orta 1/3’ünde yoğunlaştığı anlaşılır.
Kronik dönemlerde tırnakta deformasyonlar görülür. Dengeli kullanılmadığı için
tırnakta sivrilme ve küçülme şekillenir.
Sivrilme
ve küçülme
Ayağın dengeli kullanılması
Parmakla basış Ökçelerle basış
Radyolojik bulgular:
Hastalığın ileri dönemlerinde önem taşır.
Distal susam kemiğinde osteoporoz, eksostoz, vasküler
kanallarda genişleme, yeni kemik oluşumu, osteoliz ve skleroz görülür.
Tanı:
İnspeksiyon, palpasyon, radyolojik
muayenelerden elde edilen
bulgular, sinir blokajları, diğer hastalıklara ait bulguların
olmayışı gibi bulgulara dayandırılır. Gerektiğinde, ökçeler arası çukurluktan
batırılan bir iğneyle önce deri altı, sonra bursa içi ve çevresine lokal anestezik enjeksiyonları da yapılabilir. Topallığın kaybolması olayı doğrulayıcı bir
nitelik taşır.
Scintigrafi
Termografi Scintigrafi
Sağaltım:
Öncelikle hastalığa neden olan faktörler
ortadan kaldırılır. Erken dönemlerde medikal, kronik olgularda
şirurjikal sağaltım etkili olur.
şirurjikal sağaltım etkili olur.
Akut olgularda;
1. NSAID (Fenilbutazon, meclofenamic asit,
naproxen, flunixine meglumine gibi),
2. Kortikosteroidler,
3. HA,
4. Superoxide dismutase gibi ilaçlar
verilir.
Fizyoterapi,
Dinlendirme.
Nal sökülür, tırnaklar düzeltilerek hayvan
kendi haline bırakılır.
Profund tendoya binen yükü hafifletmek ve ökçeleri
çalıştırarak basıncı azaltmak için kol uçları
inceltilmiş nal
uygulanabilir.
Darbeleri hafifletmek için plastik
nallar veya lastik ve kauçuk
protektörler de kullanılmaktadır.
Ağrıyı ortadan kaldırmak için, şirurjikal olarak cryogesia
ve neurectomie önerilmektedir. Ancak sonuçlar çok olumlu olmadığı için son çare
olarak bu yöntemlere başvurulmalıdır.
Corona bölgesine koterizasyon uygulaması, yangıyı akut hale çevirerek
iyileşme sağlayabilir.
Son yıllarda sesamoideal ligamentlerin desmotomisi yoluyla
(naviküler suspensor desmotomi) gerilmelerin ve dolayısıyla tutuk
yürüyüşün önüne geçildiği bildirilmektedir.
Distal Susam Kemiği Kırığı
Distal susam kemiğinin, dıştan gelen bir travma veya bu
kemik ile buna yakın dokulardaki purulent, kronik ve dejeneratif hastalıklar
sonucu (patolojik kırık) bütünlüğünün kaybolmasıdır.
Hayvanda şiddetli topallık vardır.
Palpasyon ve perküsyonda çatal bölgesinde duyarlılık saptanır.
Krepitasyon yoktur.
Radyolojik muayene ile kırığın yeri ve
şekli hakkında bilgi edinilerek buna göre bir sağaltım denenir.
Distal susam kemiği kırığı
Sağaltım:
Genellikle hayvanın dinlendirilmesi ve yumuşak altlıklı
bokslarda tutulmasıyla spontan iyileşme beklenir. Ancak düzenli bir kaynaşma
her zaman olası olmayacağı için ağrı kalıcı olabilir. Bu durumda neurectomie
uygulanması, ağrıyı ortadan kaldıracağından, hayvandan bir süre daha
yararlanmaya olanak sağlar.
Operatif olarak vidalama işlemine başvurulabilir.
Ökçeleri yukarı kaldıracak şekilde nal uygulamaları
yapılabilir.
3. Phalanx (Ayak Kemiği) Kırığı
Travmatik ve patolojik nedenlerden ileri gelir. Açık ve
kapalı kırıklar halindedir. Eklemi de içeren sagittal kırıklar, processus
volaris kırıkları, oblik kırıklar, parçalı kırık, fissur gibi bölümlere
ayrılır.
Klinik
görünüm:
Şiddetli bir basış topallığı vardır. Hayvan ilgili ayağını
yere basamaz. Ekleme kadar ulaşan kırıklarda, corona bölgesinde şişkinlik
gözlenir. Perküsyon ve palpasyonda tırnağın her yerinde duyarlılık saptanır.
Eskimiş olgularda, hayvan yavaş yavaş ayağını yere basmaya başlar.
Değişik yönlü radyografiler tanıyı
kesinleştirir.
Sağaltım:
Komplike olmayan olgularda, hayvanın yumuşak altlıklı
bokslarda 2 ay kadar dinlendirilmesi iyileşme için yeterlidir.
Açık kırıklarda öncelikle, enfeksiyona engel olmak için,
8-10 gün süreyle ayak, antiseptikli sıcak yaş pansumana alınır.
Ortopedik olarak, kolları geniş kösele altlıklı
nal, çatala karşılık gelecek
şekilde köprülü nal ve kol uçlarının dış kısmında yaprak bulunduran nal
kullanılabilir.
Parçalı kırıklarda, kallus oluşumu
sağlansa bile, çevre dokulara basınç yaparak sürekli ağrıya neden olacağından,
sağaltımdan pek olumlu sonuç alınamaz.
Pedal Osteitis
Yangısal olaylara bağlı olarak, üçüncü phalanx’ta çeşitli
değişimlerin ortaya çıkmasıdır.
Etiyoloji:
Pododermada uzun süre devam eden yangı olayları, laminitis,
sivri cisim batmaları, m.ext.dig. communis tendosundaki yangısal olaylar veya
bu tendonun aşırı kontraksiyonunun processus extensorious’u etkilemesi, ayak
ekleminin periartiküler formda seyreden kronik yangıları gibi durumlar, 3.
phalanx’ta yangısal bozukluklara yol açabilirler.
Bulgular:
Hayvanda topallık vardır. Tırnak muayene pensiyle yapılan
muayenede, çoğunlukla yaygın bir alanda ağrı saptanır.
Bu değişimler radyolojiyle daha kolay ortaya çıkarılabilir.
Sağaltım:
Hayvanın dinlendirilmesi, çevre dokulardaki lezyonların
kuralına uygun olarak sağaltılması gerekir. Tabandan gelen basınçları azaltmak
için yumuşak altlıklı nallar çakılabilir.
Yeni olaylarda, steroid ve NSAID
Septik olaylarda, antibiyotiklerin lokal uygulanmasıyla ve
sıcak hidroterapi ile sağaltım denenebilir.
ARPALAMA
Akut arpalama
Pododermatitis aseptica diffusa acuta
Akut laminitis
Akut furbür
Akut arpalama
Corium ungulae’nin ön ve yan kısımları ile corium
soleare’nin ön kısmında oluşan aseptik, diffuz ve akut bir yangıdır.
Oluştuğu yere göre;
1. Ön arpalama
2. Arka arpalama
3. Tek arpalama
4. Genel arpalama
Etyolojisine göre;
1. Travmatik arpalama
2. Toksik veya beslenme arpalaması
3. Semptomatik veya metastatik arpalama
4. Romatizmal arpalama
Hazırlayıcı
nedenler:
Vücut ağırlığının fazla olması, uzun süre dinlendirmeleri
izleyen yorucu çalıştırmalar, hayvanın performansı üzerinde çalıştırılması,
uzun süren taşıt yolculukları, zeminin sert ve düzensiz oluşu, hava ısısının
yükselmesi, tırnağın şekil bozuklukları gibi faktörler arpalama oluşumunu
kolaylaştırırlar.
Yapıcı
nedenler:
Azottan zengin tane yemlerin fazla miktarda yedirilmesi,
erken biçilmiş yeşil arpa, çavdar ve yulaf gibi yemlerin fazla yedirilmesi,
bozulmuş, küflenmiş ve fermente olmuş yemlerin yedirilmesi, tok ve terli
hayvanlara fazla miktarda soğuk su içirilmesi nedeniyle ortaya çıkabilecek
gastro-enteritislerin histidin salınımına yol açması gibi beslenme hataları,
Aşırı yorgunluk, özellikle terli ve yorgun hayvanların
soğuk ve ıslaklığın etkisinde kalmaları, bir ayağında hastalık olduğu halde
çalıştırılan hayvanlarda karşıt sağlam bacağa fazla yük binmesi, tedavide
yüksek dozda purgatiflerin kullanılması, östrojen hormonunun fazlalığı, fievr
tifoid, anazark, gurm gibi hastalıkların seyrinin metastatik ya da semptomatik
arpalamaya yol açması, doğum sonrası hayvanların yavru zarlarını yemeleri veya
retentio secundinarum sonucu oluşan otoentoksikasyonlar arpalamanın yaygın
nedenlerini oluştururlar.
Patogenez
Arpalamanın bir histaminoz olduğu
yaygın kabul görmektedir.
Hazırlayıcı ve yapıcı nedenlerin etkisiyle
kanda histidin normal düzeyin üzerine çıkar. Kapillar damarca zengin olan
corium ungulae’de kan serumu lamellalar arasına sızar. Corium parietale’nin ön
ve yan yüzleri ile corium soleare’nin ön kısmında hiperemi başlar ve seröz,
serö-fibrinöz veya damarların yıkımlanması sonucu hemorajik eksudat dokular
arasına sızarak lamella papillarisler ile lamella cornei’ler arasına girer ve
bunların birbirinden ayrılmasına neden olur. Bu eksudat ya pıhtılaşır ya da
serum kısmının rezorpsiyonu sonucu geriye peltemsi bir madde kalır.
Histaminoz
Semptomlar
Palpasyon
ve perküsyonda;
Ayağın ön ve yan
kısımlarında şiddetli ağrı, lokal ısı artışı, incik arterlerinde pulzasyon
artışı
Termografide akut arpalamanın erken dönem
görüntüsü
Semptomlar
Görevsel semptom olarak, tutuk yürüyüş, adımın kısa ve çabuk oluşu, basışın
ökçelerle oluşu ve anamnezde bu belirtilerin birden oluştuğunun saptanması gibi
bulgular gözlenir.
Genel
arpalama
ve
Ön
arpalamada;
Ön bacaklar öne
götürülmüş, arka bacaklar karın altına getirilmiştir.
* Hayvan ağırlığını ökçelere yüklemek ister.
Tek
arpalama;
Hasta bacak
karşıtı ile sık sık değiştirilerek kullanılır
Genel
semptomlar;
Hayvanda genel durum bozukluğu,
Beden ısısı yükselmesi (39-40.5 oC),
İştahsızlık,
Hızlı solunum,
Susama,
Terleme ve
Konstipasyon görülür.
Hastalığın sonu ve komplikasyonları
Hastalığın iyileşmesi (rezolusyon)
Hemoraji
Eksudasyon
Gangrenleşme
İrinleşme
Hastalığın sonu ve komplikasyonları
Hastalığın
iyileşmesi (rezolusyon)
Uygun tedaviyle hastalık 4-10 gün içerisinde sona erer.
Hemoraji
Corium parietale’nin ön ve yan kısımlarındaki damarların yırtılmasıyla
aşırı bir basınç ve bunun sonucunda şiddetli bir ağrı meydana gelir. Hayvan
ayakta duramaz, yere serilip yatar. Vücut ısısı yükselir, mukozalar kızarır.
Bazen ölümle sonuçlanabilir.
Eksudasyon
Lamella papillaris ve lamella cornei’ler arasında eksudat toplanır ve
bunlar birbirinden ayrılır. Zamanla burada biriken sıvının serum kısmı rezorbe
olur ve geriye fibrin bir kitle kalır. Bu kitle birkaç mm kalınlığında levhalar
oluşturarak, 3. phalanx ile tırnak duvarının birbirine uymamasına ve kronik
bozuklukların oluşmasına neden olur.
Gangrenleşme
Kılcal damarların yırtılması nedeniyle dokuların beslenememesi sonucu,
aseptik olarak ya da dıştan herhangi bir lezyon yoluyla nekroz basillerinin işe
karışması sonucu septik olarak gelişir. Bu tabloda belirtiler çok şiddetlidir.
İrinleşme
Herhangi bir lezyondan bölgeye ulaşan mikroorganizmaların olaya
karışmasıyla septik laminitis şekillenir.
Tanı
Tanı
Anamnez, tipik yürüyüş ve lokal bulgulara göre gerçekleştirilir
Sağaltım
Koruyucu sağaltım
Küratif sağaltım
Koruyucu sağaltım
Genç hayvanlar fazla çalıştırılmaz
Beslenmeye dikkat edilir
Doğum sonrası yavru zarlarının yenmesi önlenir
Küratif sağaltım
Beslenmenin düzenlenmesi;
Azottan zengin kesif yemlerle beslenmesini engellemek
Sürgütlerin verilmesi;
300-1000 g sulphate de soude birkaç litre suda eritilerek burun-meri
sondası ile içirilir.
Soğuk hidroterapi;
Karpal veya tarsal eklemlere kadar yapılan soğuk kompresler veya hayvanı
bir akarsuya sokmak yarar sağlar
Derivasyonu sağlamak;
Hayvanın omuz ve sağrı bölgelerine %10’luk alcool camphree, %10’luk pom.
Camphree, Bengay, Capsolin, Rheumon gel, Hirudoid, Naprosyn gel, Lasonil gibi
hiperemizan pomadlar sürülür.
Kan alma;
Yerli ırklarda: 3-5 litre, lenfatik hayvanlarda: 4-8 litre kan v.
jugularis’ten alınır.
Ağrıyı hafifletmek;
Analjezikler verilir.
Rezorpsiyonu sağlamak;
Periferal vazodilatatörler
verilir.
Eksudatın
pıhtılaşmasını engellemek;
Heparin enjeksiyonları yapılır.
Kanamayı önlemek;
Ca, Vitamin C ve Vitamin K
verilir.
Eksudasyon ve lokal yangı belirtilerini inhibe etmek;
Steroid ve nonsteroidal antiinflamatuar ajanlar verilir.
Toksinlerin atılımını hızlandırmak;
Diüretikler verilir (vetidrex, Lasix gibi)
Histaminin olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak;
Antihistaminikler verilir (Vetibenzamin 1 ml/30 kg canlı ağırlık)
Kortikosteroid uygulamaları kan basıncını yükselttiği için
kontrendikedir.
Hayvanın
yürüyüşünü kolaylaştırmak
Yumuşak
altlıklı nallar uygulanır
Kapsula içi basıncı
azaltmak;
Paries ungulae’nin ön ve yan
kısımlarında tırnak duvarını inceltmek veya oluklar açmak ağrıyı hafifleteceği
için hayvanı rahatlatır.
Kronik Arpalama
Pododermatitis aseptica chronica productiva diffusa
Kronik laminitis
Kronik furbür
Corium parietale’nin hipersekresyonu, 3. phalanx ve tırnak
duvarının birbirine uymazlığı, 3. phalanx’ın deviasyonu ve tırnağın şekil
bozukluğuna uğraması ile oluşan kronik bir yangıdır.
Akut arpalamanın 10-15 gün içerisinde sağaltılmaması sonucu
ya da yavaş seyreden bir yangı olarak ortaya çıkar.
Semptomlar
Tırnak uzar ve üst kısmı daralırken, alt
kısmı uzar ve şekil değişikliğine uğrar. Corium coronarium’un alt tarafında bir
çukurluk, bunun altındaki paries ungulae bölümünde bir kabarıklık gözlenir.
Paries ungulae’de ön kısmı birbirine yakın, ökçelere doğru
birbirinden uzaklaşan halkalar kronik arpalama için karakteristiktir.
Ökçeler yüksek ve dik bir durumdadır
Tabanın muayenesinde, tırnağın ön kısmında beyaz çizginin
genişlediği,
Çatalın ön ucu hizasında yarımay şeklinde bir kabarıklığın
oluştuğu, çatalın oluklarının derinleştiği gözlenir.
Bazen yarım ay şeklindeki kabarıklığın delindiği ve seröz,
bulanık veya hemorajik bir sıvının aktığı görülür.
Tırnak muayene pensi ile yapılan palpasyonda ve perküsyonda
ağrı saptanır ve boğuk bir ses işitilir.
Hayvanda akut arpalamada olduğu gibi topallık gözlenir.
Radyolojik muayenede 3. phalanx’ın
deviasyonu gözlenir.
Patolojik değişiklikler
Ön ve arka yönde ayağın dikey kesitinde,
paries ungulae’nin 3. phalanx’ın ön yüzüne paralel olmadığı gözlenir.
3. phalanx’ın ön ucunun yere dik bir
konuma geldiği, paries ungulae ile corium parietale arasında beyazımsı
yapraklar halinde korneal bir kitlenin toplandığı görülür.
Eksudatın rezorbe olduğu yerlerde boşlukların şekillendiği
saptanır.
3. phalanx’ta osteoporoz ve osteoskleroz görülür.
3. phalanx’ın margo solearis’inin yukarıya doğru kıvrıldığı
belirlenir.
3. phalanx’ın basınç atrofisine uğradığı görülür.
Üçüncü phalanx’ın rotasyonunda, organize olan korneal
kitlenin oluşturduğu basınç yanında,
Profund tendonun phalanx’ın arka kısmını
yukarıya çekmesi de etkili olmaktadır.
Tanı
Tırnakta oluşan lokal bozukluklar ve radyolojiyle kolaydır.
Sağaltım
Akut arpalamadaki kriterlere göre yapılır.
Ortopedik olarak kronik arpalama nalı kullanılır. (Stark Gunther nalı).
Stark
Gunther nalı
Kronik arpalama nalı
Nal uygulamadan önce tırnaktaki şekil değişikliğine uğramış
olan kısımlar kesilerek düzeltilir. Tırnağın ön ve yan kısımları kesilir.
Tabandaki kornu tabakası inceltilir.
Çatala dokunulmaz.
Ökçeler törpülenek düzeltilir.
Kronik arpalamada Stark-Gunther
nalı kullanılır.
Bu nalın ökçe kısımları kalkıktır. Tırnağa kızgın olarak
basılır.
Tabanda bir delinme veya fistül varsa, nalın bu bölgesinde
yarımay şeklinde bir pencere açılarak tedavisi buradan gerçekleştirilir.
Profund tendo’nun tenetomisi yapılabilir.
Pododermatitis Purulenta
Pododermatitis purulenta
(Septik laminitis)
(Septik laminitis)
Corium coronarium üzerindeki yaraların piyojen etkenlerle
enfeksiyonu sonucu veya mıh batması, mıh değmesi, ökçe ezikleri, tırnak
çatlakları, çatal çürükleri, boşalmış paries ungulae gibi hastalıkların bir
komplikasyonu olarak şekillenir.
1. Yüzlek (pododermatitis purulenta superficiale) ve
2. Derin (pododermatitis prulenta profunda) olmak üzere iki klinik
form gösterir.
Superficial yangıda corium ungulae’nin yüzlek katmanı
hastalanmıştır. Seröz kıvamlı- siyahımsı bir eksudat şekillenir. Bu eksudat
lamella papillaris’ler ile lamella cornei’ler arasındaki bağlantıyı çözer ve
burada bir boşluk şekillenir. Bu eksudat ya margo solearis düzeyinde kendine
yol bularak dışarı akar ya da corium parietale ile paries ungulae arasından
yukarıya doğru corium limitans’a kadar ulaşır ve bunu yıkımlayarak dışarıya
akar.
Klinik
bulgular:
Lokal semptom olarak palpasyon ve perküsyonda şiddetli
ağrı, lokal ısı artışı, corium coronarium ve torus ungulae’de şişkinlik ve
kızarıklık, fistülize olmuş olgularda corium coronarium veya margo solearis’te
gri-siyah akıntı gözlenir.
Görevsel semptom olarak, şiddetli topallık görülür.
Profund yangıda corium ungulae’nin bütün katmanları
yangılanmıştır. Fistülleşmiş olgularda koyu kıvamlı, sarımsı-beyaz renkte bir
irin akıntısı gözlenir. Hastalığın etkisiyle paries ve solea ungulae
yıkımlanmış olabilir.
Zamanında sağaltılmayan olgularda, nekroz basillerinin de
olaya karışmasıyla, 3. phalanx, profund tendo ve corium ungulae nekrozu
gelişir.
Profund yangıda lokal ve görevsel semptomlar daha şiddetlidir. Hayvan
ilgili ayağını yere basamaz. Bazı olgularda eksungulasyon da şekillenebilir.
Klinik bulgular, sıvının karakteri ve gerektiğinde mikrobiyolojik
muayenelerden elde edilen bulgulara göre tanı konur. Derin dokulardaki
yıkımlanmaları saptamak için sondalama, direkt veya fistül kanalı yoluyla
kontrast radyografiye başvurulabilir.
Sağaltım:
Nal sökülür, ayak sıcak sabunlu sularla
yıkanarak temizlenir. Henüz fistül şekillenmemiş olgularda paries veya solea
ungulae renetle inceltilir.
Cornu tabakasından bir parça ekstirpe edilerek irine yol verilir. Fistülize
olgularda, gerektiğinde fistül ağzı ve kanalı genişletilerek drenaj işlemi bu
yolla yapılır.
Nekrotik dokular kürete edilerek uzaklaştırılır. Ayak sıcak antiseptik yaş
pansumanlara alınır. İrin akıntısı ve nekrotik doku atılımı tamamlanıncaya
kadar bu uygulamaya devam edilir. Pansuman uygulanmadan önce 20-30 dakika
süreyle sıcak hidroterapi uygulaması iyileşmeyi hızlandırır. Lokal ve
parenteral antibiyotik uygulamaları yapılır.
Yangı durdurulduktan sonra antibiyotik tamponlanmış kuru pansumanlarla ayak
birkaç gün daha korunur. Daha sonra, yeni tırnak oluşumunu hızlandırmak için,
katrana batırılmış bir gazlı bez yara üzerine örtülerek ayak kuru pansumana
alınır.
ATLARIN AYAK HASTALIKLARI
Mıh Batması
Solea ungulae ile örtülü olan canlı dokulara cam, çivi,
mıh, tel, odun parçası gibi sivri cisimlerin batması olayıdır.
Etkilenen dokuları saptamada taban üç
bölgeye ayrılarak incelenir.
1. Birinci bölge;
Tırnağın ön ucu ile apex cunei cornei
(çatalın ön ucu) arasındaki bölgedir. Ön bölge adı verilen bu bölgeye batan
yabancı cisimler çoğunlukla 3. phalanx’a zarar verirler.
2. İkinci bölge;
Çatal ön ucu ile çatalın orta oluğunun ön
ucu arasındaki orta bölgedir. Bu bölgeye batan yabancı cisimler m.flex.dig.
profundus tendosu, bursa podotrochlearis, distal susam kemiği ve ayak eklemini
etkilerler.
3. Üçüncü bölge;
Çatalın orta oluğunun ön ucu ile yumuşak
ökçeler arasındaki arka bölgedir. Bu bölgede şekillenen mıh batmalarında
pulvinus subcutaneus, parachondrium ve fleksor tendoların ortak sinoviaları
zarara uğrayabilir.
Klinik
görünüm:
Sürekli ve şiddetli bir topallık vardır. Topallığın şiddeti
cismin battığı yere göre değişebilir. Batan cisim yerinde değilse battığı yer
görülür. Bazen, yabancı cisim kırılarak içeride kalabilir veya özellikle iki
ucu sivri cisimlerin battığı durumlarda tamamen içeri gömülebilir.
Yeni olaylarda yabancı cisim çekilip çıkarılmışsa cismin
battığı yerden kan gelir.
Aradan zaman geçmişse derin dokularda sepsis ve nekroz
şekilleneceğinden, cisim çıkarıldığında battığı yerden irin akıntısı gelir.
Tırnak muayene pensiyle yapılan perküsyon ve presyonlarda,
şiddetli duyarlılık saptanır.
Komplike olaylarda ayağın her tarafında duyarlılık
gözlenebilir.
Cartilago ungulae, tenosinovia ve ayak eklemini etkileyen
olaylarda bu oluşumlara ait yangısal bozukluklara rastlanılır ve olay
çoğunlukla septik ve nekrotiktir.
Direkt ve kontrast radyografi dokulardaki patolojik
bozuklukları ve yabancı cisimleri saptamada detaylı bilgiler verir.
Tanı;
Anamnez, klinik bulgular ve radyolojiyle kolaydır.
Komplikasyonlar;
Tetanoz, septisemi, piyemi, septik laminitis, ayak
kıkırdağı nekrozu gibi komplikasyonlar sıklıkla görülür.
Prognoz;
Yüzlek ve yeni olgularda olumlu, eski ve komplike olgularda
kuşkuludur.
Sağaltım;
Nal sökülür, ayak yıkanarak temizlendikten sonra yabancı
cisim yerindeyse çıkarılır. Yabancı cismi yakalamada zorlukla karşılaşılırsa,
battığı yer renetle biraz derinleştirilmelidir. Cisim çıkarıldıktan sonra bölgeye
tentürdiyot sürülerek ayak kuru pansumana alınır.
Eski ve komplike olaylarda yeterli genişlikte kornu
tabakası kesilerek uzaklaştırılır. Alttaki enfekte ve nekrotik dokular kürete
edilerek temizlenir. Ayak sıcak antiseptiklerle yıkanır ve bunu izleyerek
antiseptik yaş pansumanlar uygulanır. Pansumanın kurumaması için
antiseptiklerle sık sık ıslatılır. Başlangıçta her gün, akıntının azalmasından
sonra 2-3 günde bir pansuman açılarak aynı işlemler yinelenir. Bu süreler
içerisinde lokal ve parenteral antibiyotik ve sulfonamidler uygulanır.
Zamanla akıntı azalırken bir yandan da granülasyon dokusu
üreyerek bölgeyi doldurur. Aşırı granülasyon dokusu üremelerinde, taban
seviyesinde yüzeysel olarak koterizasyon ile epitelizasyon sağlanır. Bunun için
elektrokoterizasyona başvurulabileceği gibi kostik ilaçlardan da
yararlanılabilir.
Epitelizasyonu hızlandırmak için epitelizan ilaçlar (Pom.
Madecassole, Pom. İodophormee gibi) bölgeye kuru pansuman eşliğinde
uygulanabilir.
Kornu tabakasının üremesini hızlandırmak ve antiseptik bir
etki oluşturmak amacıyla ardıç veya çam katranı, kuru pansuman eşliğinde
bölgeye tamponlanabilir.
Tetanoz riski de her zaman akılda bulundurulmalı ve ona
göre önlemler alınmalıdır.
Mıh Değmesi
Nal çakılması sırasında mıhın corium parietale ve 3.
phalanx’ı yaralamasına denir. Nalbant corium ungulae’nin yaralandığını fark
edip mıhı çekip çıkarırsa buna da vahze adı verilir.
Semptomlar;
Vahze, nalın çakılması sırasında hayvanın gösterdiği
reaksiyon nedeniyle kolayca fark edilir. Ancak koruyucu önlemler ve
dezenfeksiyona başvurulmadığı zaman, septik pododermatitis gibi olayların
gelişmesine yol açabileceğinden önem taşır.
Mıh değmesinde ise ya hayvanın reaksiyon göstermemesi ya da
nalbantın veya sahibinin önemsememesi sonucu, nallamayı
izleyerek bir topallık başlar.
Topallığın geçmediği durumlarda hekime başvurulur.
Klinik muayenede, topallığın nallama sonrası oluştuğu
şeklinde bir anamnez alınması büyük önem taşır. Palpasyon ve perküsyonda şiddetli ağrı
saptanır. Komplikasyonlar şekillenmişse duyarlılık daha geniş bir sahadadır.
Bazen ilgili mıhın çevresinden irin akıntısı geldiği gözlenir.
Radyolojik muayenede, mıhların bir hizada olmadığı görülür.
Septik ve nekrotik pododermatitis, 3. phalanx karies’i ve
tetanoz gibi komplikasyonlar şekillenir.
Tanı ve Sağaltım:
Anamnez, klinik muayeneler ve radyolojik
muayeneyle tanıya varılır.
Vahze durumlarında tentürdiyot sürülerek
ayağın kuru pansumana alınması ve lezyonlu yere yeniden nal çakılmaması
yeterlidir. Mıh değmesi ve zamanında önlem alınmamış vahze olgularında
öncelikle nalın sökülmesi gerekir. Mıh deliğinin çevresindeki kornu
tabakası renetle yontularak irine yol verilir. Nekrotik dokuların küretajı yapıldıktan
sonra ayak sıcak antiseptiklerle yıkanır ve antiseptik yaş pansumanlarla
korunur. İrin akıntısı durduktan sonra kuru pansumanlar uygulanır ve tırnak
üremesini hızlandırıcı önlemler alınır. Lokal ve parenteral antibiyotik
kullanılır.
Mıh Sıkması
Nallama sırasında mıhın, paries ungulae’nin stratum
lamellatum katına girerek, corium parietale’yi yaralamaksızın bu dokuyu ezmesi
ve basınç altında tutmasına mıh sıkması denir.
Nallamadan sonra başlayan bir topallıkla kendini belli
eder. Mıh değmesinde olduğu gibi çeşitli komplikasyonlara yol açabilir.
Sağaltımı mıh değmesinde olduğu gibidir.
Ökçe Eziği (Blem)
Ökçelerin alt kısmında corium parietale ve corium
soleare’nin kontüzyonundan ileri gelen hemorajik yangıya ökçe eziği adı
verilir.
Ökçe eziği bazen corium parietale’de (corium parietale ökçe eziği), bazen corium soleare’de (corium soleare
ökçe eziği) bazen de her iki
dokuda birlikte görülebilir.
Önleri dar, önleri geniş, it elli ve paytak bacaklı gibi bozuk bacak duruşları, tırnak yapısının düzensiz oluşu, ökçe darlığı, düz taban ve dolgun
tırnaklar, zeminin bozuk oluşu, hayvanın ağır işlerde çalıştırılması, cartilago
ungulae nekrozu gibi ayağın biyomekaniğini bozan bir çok durum hastalığın
oluşumunda hazırlayıcı faktör olarak etki eder.
Nalın çok dar, kısa veya geniş olması, ökçelerin fazla
yontulması, hatalı nallarla hayvanın uzun süre çalıştırılması, yetiştirme ve
çeşitli travmalar en önemli yapıcı nedenlerdir.
Klinik bulgular;
Lokal semptom olarak
ökçeler üzerinde renk değişmeleri ve lezyonlar görülür. Sadece kan
oturmalarının görüldüğü tabloya kuru veya hemorajik ökçe eziği adı verilir.
Travmanın şiddetli olduğu durumlarda
paries ungulae ile corium ungulae birbirinden ayrılarak cornu tabakasının
altında kanlı-seröz bir sıvı toplanarak yaş ökçe eziği şekillenir.
Kısa sürede olaya piyojen
mikroorganizmalar katılarak purulent veya irinli ökçe eziği ortaya çıkar.
Bölgede biriken irin kitle zamanla
fistülize olarak dışarıya açılabildiği gibi profund tendo, 3. phalanx, pulvinus
subcutaneus, corium soleare ve cartilago ungulae gibi dokuları da
etkileyebilir. Bu tabloya da komplike veya fistülize ökçe
eziği adı verilir.
Palpasyon ve presyonlara karşı elde edilen
tepkiler olayın şiddetine göre değişiklik gösterebilir.
Görevsel semptom
olarak topallık gözlenir. Fistülize olgularda, irin akmasıyla basınç
azalacağından topallık hafifleyebilir.
Tanı:
Kolaydır. Komplikasyonların varlığı klinik
muayeneler ve radyolojiyle saptanabilir. Fistül kanalının sondalanması da
tanıya yardımcı olur.
Prognoz:
Komplikasyonlar şekillenmemişse olumludur.
Sağaltım:
Koruyucu olarak bozuk bacak duruşları, nal
ve nallama hataları, yetiştirme, hatalı çalıştırma gibi olumsuzlukların önüne
geçmek gerekir.
Küratif sağaltımda öncelikle nalın
sökülmesi ve ayağın iyice yıkanarak temizlenmesi gerekir. Kuru ökçe eziklerinde
hayvanın dinlendirilmesi ve kuru pansuman uygulanması yeterlidir. Gerekirse
pansuman nalı da uygulanabilir.
İrinli ve komplike ökçe eziklerinde, kornu
tabakası yontulduktan sonra ayak sıcak antiseptiklerle yıkanır ve irin akıntısı
duruncaya kadar antiseptik yaş pansumanla korunur. Derin dokularda
komplikasyonlar şekillenmişse, operatif yolla nekrotik
dokular uzaklaştırılır.
Nekroza uğramışsa pulvinus subcutaneus, profund tendo gibi oluşumlar kesilerek
uzaklaştırılır. Nekrotik dokuların küretajından sonra yaş pansumanlar
uygulanır.
Akıntının durdurulmasından sonra katran
sürülmüş kuru pansumanlarla ayağın korunması iyileşmeyi hızlandırır.
Lokal ve parenteral antimikrobiyel
sağaltıma da başvurulmalıdır.
Solea Ungulae Eziği
Corium soleare’nin kontüzyonundan ileri gelen hemorajik
yangılara solea ungulae eziği adı verilir.
Etiyoloji, semptom, tanı ve sağaltımı ökçe ezikleriyle
benzerlik gösterdiği için aynı kriterler göz önünde bulundurulmalıdır.
Exungulation (Tırnak Düşmesi)
Capsula ungulae’nin corium ungulae’den çeşitli nedenlerle
tamamen ayrılıp düşmesi olgusudur.
Sığırlarda gözlenen exungulation olguları ile aynı
faktörlerde ileri gelir ve sağaltımları aynıdır.
Ayağın Yanığı
(Pododermatitis combustionis)
(Pododermatitis combustionis)
Capsula ungulae’de yıkımlanma yoksa sıcaklığı kolayca
geçirmeyeceği için corium ungulae yanıkları ender olarak şekillenir. Ayak
yanıkları çoğunlukla hatalı kızgın nal çakılması, ayak kanseri gibi hastalıklar
sırasında kostiklerin kullanılması, corona bölgesinin derin koterizasyonları,
oluşabilen yangınlarda ayağın uzun süre sıcakla temas etmesi gibi nedenlerden
ileri gelir.
Klinik görünüm yanığın derecelerine göre
farklılıklar göstermektedir.
Birinci derece yanıklarda (combustio erythematosa), corium ungulae’nin yüzlek katlarında hiperemi ve hafif eksudasyon görülür. İkinci derece yanıklarda (combustio bullosa)
tabanın yüzlek katının kömürleştiği ve derin kısımlarının sarımsı renk aldığı
görülür. Pododermatitis aseptica diffusa oluşarak corium limitans ayrılır veya
solea ungulae delinerek pododermatitis purulenta şekillenir. Üçüncü derece
yanıkta (combustio escharotica) ise çoğunlukla tabanın ayrıldığı, 2.
derecedeki lezyonlardan daha şiddetli lezyonların ortaya çıktığı ve eksudasyon
oluştuğu görülür.
İkinci ve üçüncü derecedeki yanıklarda
topallık çok şiddetlidir.
Sağaltım:
Koruyucu olarak özellikle nallama
hatalarının önlenmesi, koterizasyonlarda dikkatli davranılması, hayvanların
sönmemiş kireç gibi kostik maddelerle temasının önlenmesi gerekir.
Küratif sağaltımda nal sökülür ve ayak
ılık suyla yıkanır. Eğer yanık şiddetliyse tırnağın düşmesi (exungulation)
kaçınılmaz olduğundan, tırnağın düşmesini hızlandırmak, ılık antiseptiklerle
kompresler ve yaş pansumanlar uygulayarak sepsise engel olmak, nekrotik
kitlelerin küretajını sağlamak ve yeni tırnak oluşumunu hızlandırmak için
katranla birlikte kuru pansumanlar uygulamak sağaltım için çoğunlukla
yeterlidir.
Kapsulayla birlikte derin dokularda
karbonizasyon şekillenmişse bunun sağaltımı olası değildir.
Ayağın Donması
(Pododermatitis congelationis)
(Pododermatitis congelationis)
Soğuğun etki derecesine göre deride bir
yangı (dermatitis) şekillenir. Buna enfeksiyon etkenlerinin de karışmasıyla
nekrozlar oluşur. Damar ağından zengin bir şekilde donatılmış olan corium
ungulae’nin uzun süren soğuğun etkisinde kalmasıyla kan dolaşımı ve dokuların
beslenme ve oksijenasyonu gerçekleştirilemez. O nedenle tırnak düşmesi ve
yaygın nekrozlara varan bozukluklar ortaya çıkabilir. Fakat, kapsulada bir
lezyon yoksa, ayağın donması oldukça zordur.
Özellikle corona ve ökçeler bölgesinde
lezyonlar şekillenir. Burada başlayan yangı ve nekroz derin dokulara kadar
yayılır.
Sağaltım:
Hafif olgularda hayvanın ılık bir ortamda dinlendirilmesi
veya ılık su kompresleri yeterli olur. Özellikle üçüncü derece donmalarda
tırnağın düşmesi kaçınılmaz olacağından, yanıklarda olduğu gibi önlemler
alınır. Ilık su banyoları, antibiyotik ve sulfonamidlerin lokal uygulaması,
nekrotik dokuların küretajı ve etkilenmiş tırnak bölümünün düzgün bir şekilde
kesilerek yeniden uzamasının sağlanmasına çalışılmalıdır.
Başlangıçta sıcak uygulamalar
kontrendikedir. Donmayı izleyerek ayağın aşamalı olarak ısıtılması daha
yararlıdır. Böylece dolaşım yetmezliğinin önüne geçilerek vücudun bundan zarar
görmesi önlenmiş olur.
Corona bölgesinde geniş defektli
gangrenler şekillenmişse gangren sağaltımı uygulanmalıdır.
Şiddetli ve üzerinden uzun zaman geçmiş
olgularda sağaltımdan sonuç alınamayabilir.
Emeğiniz için çok teşekkürler...
YanıtlaSilHarikasiniz. Emeginiz icin cok tesekkurler. shiatsuturkiye.com adina tesekkurlerimizi sunariz.
YanıtlaSilteşekkürlerr
YanıtlaSilAllah razı olsun 😊 bunlar lazım di bana
YanıtlaSil