LİPİDLER
n Yağ
ve benzeri molekülleri içine alan molekül grubudur.
n Suda
çözünmezler
n Benzen,
Aseton, Kloroform, Alkol gibi Organik çözücülerde çözünürler
n Bunun
sebebi yapılarında bulunan uzun hidrokarbon zinciri ve benzen halkasıdır.
n Bu
zincirler kutupsuz olup, hidrofobdurlar, su bağlamazlar. Bazı lipidlerde
alifatik karbon zincirinin bir ucunda kutuplu bir grup bulunabilir ve böylece
hidrofil bir durumun meydana gelmesine neden olur. Bu hidrofil grup hidrojen
bağı ile su bağlar.
n Lipidler
yağ asitlerinin alkollerle oluşturduğu esterlerdir.
n Yağ
moleküllerinde lipidlere özel karakterini veren birimler yağ asitleridir.
n Yağ
asitleri bir alkolle veya üç karbonlu bir alkol olan gliserin ile veya başka
maddelerle birleşerek lipidleri meydana getirirler.
n Her
yağ asidi molekülü, üzerine hidrojen atomları bağlanmış olan ve bir ucunda bir
karboksil (-COOH) grubu bulunan zig zag şeklinde uzun bir karbon zincirinden
yapılmıştır.
n Hücresel
lipidlerin hemen hepsinde 16-20 karbon atomu uzunluğunda Yağ Asidi komponenti
bulunur.
n Bir
yağ molekülünde genel olarak
-Bir molekül gliserin
-Üç molekül
yağ asidi bulunur.
n Gliserin
molekülünün üç tane –OH grubunun her birine bir yağ asidi molekülü bağlanır ve
her bağlanma bölgesinden bir su molekülü ayrılır (dehidrasyon sentezi).
n Bir
asitle bir alkol arasındaki interaksiyondan meydana gelen bu bağa ester bağı
denir ve karbonil grubu ile karakterize edilir.
Trigliserid
n Dokudaki
yağ asitleri 3 tip alkolle esterleşirler.
n Gliserolle
esterleşenler trigliseridleri veya nötral yağları (doğal yağlar)
n Gliserofosfatla
esterleşenler fosfolipidleri
n Kolesterolle
birleşenler kolesterol esterlerini oluşturur.
TRİGLİSERİDLER
n Hayvan
dokularındaki ana yakıt deposudur. Vücudun ihtiyacından fazla alınan besin
maddeleri trigliserid haline çevrilir ve gereği halinde kullanılmak üzere
çeşitli yağ dokularında yağ damlaları halinde saklanır.
n Vücutta
belli hormonal uyarım ile gerektiğinde yağ dokusunda bu trigliseridler serbest
yağ asitlerine hidrolize olurlar. Bu hidrolize lipidler okside olarak kan
dolaşımı ile enerji sağlamak üzere karaciğer ve kaslara taşınırlar.
n Yağların
özelliği ve kalitesi, yapılarındaki yağ asitlerinin zincir uzunluğu ve çift bağ
sayısı ile belirlenmektedir.
n Eğer
karbonların hepsine iki tane hidrojen bağlanmışsa, bu yağlara doymuş yağlar
denir.
n Stearik
asit 18 C kapsayan doymuş bir yağ asitidir.
n Bazen
karbona bağlı hidrojen atomları eksik olabilir ve karbonlar arasında çift
bağlar meydana gelir. Bu yağlara da doymamış yağlar denir.
n Linoleik
asit doymamış bir yağ asitidir.Karbon sayısı 18’dir.
n Doymuş
yağlarla beslenen deney hayvanlarında ciddi problemler ortaya çıkmıştır.
n Doymamış
yağlarla beslenenlerde ise hiçbir problem gözlenmemiştir.
n Doymamış
yağlardan linoleik asit ve araşidonik asidin bulunmaması beslenme bozukluğuna
yol açar. Bu nedenle esasi yağ asidi olarak bilinirler.
n Prostaglandin
bu iki yağ asidinden (linoleik asit ve araşidonik asit) meydana gelmektedir.
Hormonal aktiviteye sahip olan prostaglandin ilk olarak prostat bezinin bir
salgısı olarak belirlenmiştir. Ancak çeşitli dokularda bulunmaktadır.
n Bir
yağ asidi zincirinde çift bağ sayısı arttıkça, erime noktası düşer.
BİLEŞİK YAĞLAR
n Yağ
asitleri, alkoller ve diğer bileşiklerden yapılmış kompleks moleküllerdir.
n Biyolojik
açıdan bileşik yağlar fosfolipidler, sfingolipidler, glikolipidler, steroidler,
terpenler ve lipoproteinler olarak sınıflandırılabilir.
FOSFOLİPİDLER
n Fosfolipidler
hücre zarının temel bileşenini oluştururlar.
Fosfolipidlerin Yapısı
n Gliserol
n Yağ
asitleri
n Fosforik
asit
n Nitrojen
(Azot) bazı
Fosfolipid
n Gliserine
bağlı üç yağ asidinden birinin yerine fosfor kapsayan bir grup girer.
n Fosfor
ve azot içeriklerinden dolayı fosfolipid molekülü polar hale gelir.
n Yağ
asidinin hidrofobik özelliğine karşı hidrofilik olarak davranır.
n Hem
hidrofobik hem de hidrofilik olmaları nedeniyle fosfolipidler hem suda hem de
organik çözücülerde çözünebilmektedir.
n Yağlarda
fosfolipidler iki tabaka olarak bulunurlar. Zar tabakalarının iç tarafı
kutupsuz olarak kabul edilir. İç taraf yağ asidi köklerinin uzun hidrokarbon
zincirlerinden oluşur. Fosfat grubu dışa dönük olup, ya hücrenin dış çevresine
veya sitoplazmaya doğru yerleşmiştir.
STEROİDLER
n Sterolleri
içeren büyük bir grup meydana getirirler. Sterollere, bir ucunda –OH grubu
bulunduğu için bu ad verilmiştir.
n Tüm
hayvan hücreleri, bitkilerin çoğu ve mikroorganizmalar steroid içerirler.
n Steroidlere
örnekler
n Eşey
hormonları, adrenal kortikol hormon, safra asitleri ve D vitamini
n Steroid
hormonlar bir çok metabolik ve üreme olaylarını düzenler.
n Çok
sayıda metilen ve hidrokarbon grubu içerirler. Bunlar açık uzun zincirler
halinde değil, 4 ayrı halkasal yapı gösterirler.
KOLESTEROL
* Sterollerin içinde en önemlisi kolesteroldür.
* Hayvan
dokularında bu grup moleküllerden olan kolesterol fosfolipidlerle beraber zarda
yoğun olarak bulunur.
* Özellikle beyin, sinir dokusu,
adrenal bezleri ve diğer endokrin dokularda bulunur.
* Kolesterol arterlerde sertlik
yaparak arteroskleroide neden olur.
Fonksiyonları
1- Diğer steroidler için öncül
moleküldür.
2- Hayvan vücudunda çeşitli zar
yapısının entegrasyonu için ihtiyaç duyulur.
Omurgalılarda, besinlerle alınan
veya organizmada sentezlenen kolesterol diğer steroid gruplarına
çevrilmektedir. Bunlardan biri safra tuzlarıdır.
* Karaciğerde yapılır, safra
kanalları yolu ile barsaklara iletilir. Orada yağların sindirimi ve
absorbsiyonunda rol oynar.
* Endokrin organlarda adrenal bezde kolesterol
kortisol ve aldosteron, overlerde östrojene, testislerde androjene ve korpus
luteumda progesterone çevrilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder