nKıkırdak Dokusu
n
n
n
n
n
n
nOrganizmada bağ dokusundan
başka yumuşak dokulara destek görevi gören kıkırdak ve kemik dokuları bulunur.
nKıkırdak doku özellikle burun,
gırtlak, hava borusu, akciğerin bazı bölümleri ve kulak kepçesi gibi dokulara
destek olurlar.
n
n
nKıkırdak belli derecede
bükülgen, solid (kompakt) konnektif bir dokudur. Kıkırdağın bu özellikleri
matriksinin yapısıyla ilgilidir.
nKıkırdağın temel maddesi, proteoglikan=(protein+glukoz) (merkezinde protein bulunur=core protein)’larca zengindir. Bu merkezi proteinin
çevresine fırça şeklinde çok sayıda (yaklaşık 100 adet) glukozaminoglikan (GAG) tutunmuştur.
n
nGAG’lar disakkaritlerin
tekrarlayan ünitelerinden oluşur ve bu ünitelerden bir tanesi her zaman için hekzosamin veya galaktozamin gibi
glukozaminlerdir. (GAG’a ismini verir).
nKıkırdak matrikste core
proteine tutunan belli başlı GAG’lar: kondroitin 4-sülfat, kondroitin 6-sülfat ve az miktardaki keratan sülfattır. Ayrıca tropokollajen ve kondronektin de bulunur.
n
n
nProteoglikanların kendileri
bükülmeyen hyaluronik
asit (HA) moleküllerine bağlıdır ve HA’in kendisi GAG’dır, fakat diğer
GAG’lardan farklı olarak birkaç bin disakkkaritten oluşur. (diğerlerinde birkaç
yüz).
nYaklaşık seksen proteoglikan
molekülü bir HA molekülüne bağlanır.
n
nDev HA-proteoglikan
makromolekülerine ilaveten matriks içerisinde kollagen fibriller vardır. Bu
kollagen fibriller diğer konnektif dokulardan (kollagen tip I) farklı olarak
daha ince yapılı olan kollagen tip II fibrillerdir.
nMakromoleküller elektrostatik
olarak ve çapraz bağlı glikoproteinler aracılığı ile ince kollagene bağlıdır.
n
n
nKıkırdak dokunun (özellikle
hyalin kıkırdağın) net ağırlığının yaklaşık %60-80’i sudur ve bu durum
kıkırdağa elastiki bir özellik kazandırmaktadır.
n
n
nGlukosaminoglikanlar (GAG) üzerindeki
bol sülfat ve karboksil gruplardaki negatif elektrik yükler su çekerler. Bu
şekilde sağlanan hidrasyon temel maddedeki bulunan suda çözünen maddelerin
diffüzyonuna izin verir. Buna rağmen büyük moleküllerin ve bakteri gibi
mikroorganizmaların hareketi inhibe
edilir.
n
nKıkırdak doku zayıf
vaskülarizedir ve besin maddeleri diffüzyonla alınır. Yaşlı kıkırdakta iyileşme
zordur.
n
n
nSu çekici özellikteki GAG aynı
zamanda bazik boya moleküllerini de çekerler. Matrix içindeki boyanma
yoğunluğundaki farklılıklar proteoglikan miktarındaki farklılıkları gösterir. En yoğun boyanma kıkırdak
hücreleri çevresinde olur.
n
nKıkırdak dokudaki kollagen
fibriller standart histolojik preparatlarda görülmez. Çünkü onların refraktif
indeksleri, temel maddeden belirgin derecede farklı değildir.
n
n
nKıkırdak doku bazı bazik
boyalarla, boyanın renginden farklı renkte boyanır (Metakromazi !).
nGAG’lardaki negatif yüklü
grupların varlığında boya molekülleri dimer veya polimer agregatları
oluştururlar ve bunların absorptif özellikleri de bozulur. Bu nedenle boyanma
mavi yerine kımızı veya mor renkte olur.
nKıkırdak Tipleri:
nHyalin kıkırdak
nElastik kıkırdak
nFibröz kıkırdak
nEklem kıkırdağı
nHYALİN KIKIRDAK
nOrganizmada en çok
rastlanan tiptir.
nSolunum yolları,
kostaların uç kısımları, burun ve larinks ile bazı eklemlerde bu tipte kıkırdak
bulunur.
nİntrauterin hayatta
bütün uzun ve kısa kemikler hyalin
kıkırdak taslaklarından ibarettir.
nÇok az esnektir
ancak kollajen ipliklerin (tropokollajen tip II) her yöne düzenli olarak
dağılmalarından ve oldukça ince yapılı
olmalarından dolayı basınçlara dirençlidir.
n
n
n
nKollagen ipliklerin (tip II)
kalınlığı ~20nm’dir ve matriksin yaklaşık %40’nı oluştururlar. Bunların ince
yapılarından dolayı ışık mikroskobu ile kıkırdak matrix yapısız gözlenir.
n
nHyalin kıkırdak, diğer
konnektif dokular gibi mezenşimal hücrelerden köken alır.
nKıkırdağı oluşturan hücreler (kondroblastlar) kıkırdağın
ekstraselüler matriksinin komponentlerini salgılamaya başlarlar.
nEkstraselüler matriks
hyaluronik asit, kondroitin sülfat ve keratan sülfat, tropokollagenden (ince
kollagen fibrillerin polimerleri) yapılmıştır.
nHyalin kıkırdağın
komponentleri
nKondroblast= Chondroblast=genç
kıkırdak hücreleridir ve asıl kıkırdağı sentezleyen hücrelerdir.
nKondrosit= Erişkin kıkırdak
hücreleri
nLacunae= kondrositleri
bulunduran küçük kaviteler
nKondrosit=Chondrocytes=kıkırdak
dokuyu oluşturan hücreler
nPerichondrium=kıkırdağı besleyen
fibröz zar
nMatrix= Hücreler arası
boşluğu dolduran temel madde
n
nDiğer tüm protein oluşturan
hücreler gibi kondroblastlar da matriksi sentezleyen çok sayıda ribozomal ER
içerir.
nKondroblastlar kondrosit
şeklinde yaşlandıkça RER miktarı azalır. Kodrositler canlı kıkırdakta lakunayı
tamamen doldurur.
n
nKondrositlerin küçük hücre grupları (izojen grupları)’nın yakınındaki
matriks daha çok miktarda ve farklı tipte GAG içerir. Matriksin bu kısmı territorial
matrix (territorial
kapsül) olarak da bilinir. H&E ile
boyanmış kesitlerde territorial matrix daha bazofilik yani koyu boyanır. Diğer
matriks interterritorial matriks olarak bilinir.
nKıkırdağın Büyümesi
n
n
Apozisyonel (Appositional) büyüme – Perikondriumun derin kısımlarındaki kıkırdak
dokuyu çevreleyen mezenşimal hücreler kondrolastlara dönüşür. Bu tip büyüme erişkin kıkırdakta oluşur.
Eklem kıkırdağında
perikondrium bulunmadığından sadece interstisyel büyüme görülür.
n
n
n
nELASTİK KIKIRDAK
Epiglottis, larinksin kornikülat ve
kuneiform kıkırdağı, dış kulak kepçesi ve yolu bu kıkırdakla örtülüdür. Aslında
hyalin kıkırdağa benzer ama ilave olarak dallanma gösteren yoğun bir elastik fibril ağı içerir. Ayrıca temel maddesi hyalin kıkırdağa
benzer.
n
nElastik kıkırdakta
kondroblastlar genellikle tek tek bulunur çok seyrek olarak 2-3 adet olabilir.
Yüzeysel kısımlarda kondroblastlar yerleşmiştir.
n
n
n
n
nFİBRÖZ KIKIRDAK
nBu kıkırdak şekli,
yoğun konnektif doku ve hyalin kıkırdak arasında geçiş gösteren transiyonel bir
bağ dokudur. Kondrositler tek veya çiftler halinde uzanır, fakat çoğunlukla bu
hücreler yoğun kollagen ipliklerden oluşan bantlar arasında kısa demetler oluştururlar.
Diğer kıkırdak tiplerinin aksine tip I kollagen dominanttır.
n
n
nİntervertebral diskler, bazı
eklem kıkırdakları, simfizis pubisteki kıkırdak, ligament ve tendonların
uçlarındaki kıkırdak bu tiptedir.
nKöpekte ayrıca kalbin atriyal
ve ventriküler kaslarını da fibröz kıkırdak birbirine bağlar.
nPerikondriumunu belirlemek
zordur.
n
n
nİntervertebral diskler
ligamentlerle omurlara bağlanmışlardır. Her bir disk iki kısımdan oluşur: Anulus
fibrozis ve nukleus pulpozus.
nAnulus, fibröz kıkırdaktan
oluşmuştur. Nukleus pulpozus tek tük hücre ile hyaluronik asitten zengin bir
sıvı içerir.
nBunlar vertebraları hareket
sırasında birbirlerine sürtünmeden korurlar.
nKıkırdaktaki kollagen, tip I özelliklidir.
n
n
n
nARTİKULAR KIKIRDAK
nHyalin kıkırdağın özelleşmiş
formudur.
nPerikondriumla çevrili değildir
ve kısmen vaskülarizedir. Kondrositler ve kollagen fibrillerin düzenine göre
birkaç bölgeye ayrılırlar:
n
Tangential katman
nKondrositler daha
küçük ve yassıdır ve yüzeye paraleldirler. Bazen hücreden yoksun olabilirler.
Bu bölgede kollagen fibriller çok incedir ve yüzeye paraleldir. Deride bulunan
kollagene benzerler.
n
nTransitional
zone
nKondrositler biraz
daha büyüktür ve hem tek hem de izojen gruplar halinde bulunurlar Bu alanda
kollagen fibriller oblik yönde dizilmişlerdir.
n
n
nRadial zone
nBu bölgede
kondrositler açıkça daha büyüktür ve hücre kümeleri eklem yüzeyine dik olarak (perpendekülar)
seyrederler. Bu kümeleri kollagen fibriller takip eder.
n
nKalsifiye
(Calcified) kıkırdak katı
nKemiğin korteksini
örten kısmıdır. Bu bölge HE ile diğer bölümlerden daha koyu boyanırlar.
n
n
nEklem kıkırdağının
beslenmesindeki esas kaynak eklem boşluğunu dolduran synovial sıvıdır. İlaveten
az miktarda besin kalsifiye kıkırdak bölgesi ile komşu olarak bulunan
damarlardan gelir. Zaman zaman canlı kondrositler küçük parçalar halinde eklem
boşluğunda bulunur.
nOsteoarthritis eklem hastalığıdır ve kondrositlerin ve proteoglikanların
kaybıyla sonuçlanır. Sonuçta eklem kemiğinin açığa çıkmasına neden olur.
n
n
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder