lHİSTOLOJİ
lHücre=Cell (Biyolojik)
lİlk defa 1665 yılında Robert Hooke, şişe mantarında gördüğü
yapılara odacık anlamında cellula isimlendirmiştir.
lOrganizmanın özel yapı ve fonksiyona sahip olan dış ortamdan
aldığı maddeleri özümleştiren (asimilasyon) ve bölünüp çoğalabilen (proliferasyon) en küçük canlı birimine hücre denir.
Yani;
lYaşamın en küçük birimi. Yaşayabilen
en küçük birim.
l“Yaşam” nedir? Yanıt zor... Protoplazma içinde devam eden kimyasal olayların
bir belirtisi…
●Üreme (seksüel/aseksüel)
●Büyüme ve Gelişme
●Enerjiden yararlanma (Katabolizma↔Anabolizma=METABOLİZMA)
●Çevre şartlarına yanıt
●Homeostazis (?)
●Adaptasyonlar
lHücre Büyüklüğü
Memeli Hücreleri ortalama 7-50 mikrometre
olabilir. Sinir hücreleri ve ovum daha büyük hücre tipleridir. Örneğin: Memeli
ovumu 200, kurbağa ovumu 2000 ve kanatlı ovumu 40.000 mikrometre olabilir.
Sinir hücrelerinin aksonu hesaba katılırsa 1,5 metreyi bulabilir.
N. vagus gibi.
lHücre Şekilleri
lHücreler fonksiyon ve
bulundukları yerlere göre değişiklikler gösterebilirler. Bez epitel hücresi
salgı durumuna göre uzar veya kısalabilir. Akyuvarlar damar duvarından geçerken
uzar kısalırlar.
lYassı, kübik, prizmatik,
pramidal, oval, yuvarlak, mekik, iplik veya yıldız şekilli olabilirler.
lPeparatlarda normal
yapılarından farklı olabilirler
l
lHücre Tipleri
lÖkaryotik
hücre=(Eukaryotic Hücre, ökaryotlar)
Genetik materyali çekirdekte taşırlar
lYüksek sınıf organizmalar (memeliler ve diğer vertebralılar, insektler vb.)
lİnsan
lFare
lDrosophilia
melanogaster (Meyve Sineği)
lCaenorhabditis
elegans (C. Elegans, toprak solucanı)
lProkaryotik
hücre=(Prokaryotic Hücre, prokaryotlar)
Genetik materyal sitoplazmada serbesttir
lVirus, Bakteri
ve Cyanobacteria (mavi-yaşil alg)
v.s.
l
lHücre Anatomisi
lHücre=Protoplazma
SİTOPLAZMA ÇEKİRDEK=Nukleus
SİTOPLAZMA ÇEKİRDEK=Nukleus
SİTOPLAZMA(Cytoplasm):
l
lTemel Plazma=Sitozol (Cytosol)
l
lŞekilli Unsurlar
lTemel Plazma=Sitozol
-Sitoplazmada bulunan ve şekilli
unsurların arasını dolduran pelte
kıvamlı (kolloidal) yapı. Su aldığı sürece sol haldedir. Su kaybederse gel hale
geçer. Bu durum sürekli olursa ölüm şekillenir.
-Yaklaşık %90 sudur. Protein
(enzimler-yapı taşları), lipidler ve
karbonhidratlar, metabolik ürünler, amino asitler, co-enzimler, ATP, ADP, pH
düzenleyici katyon (K, Mg, Ca) ve anyonlar (CO3,PO4), iz elementler ve oksijen
bulunur.
l
l
-Temel Plazma (=Sitozol) da
proteinlerin önemi büyüktür.
- Proteinler globüler (Yumaklanmış) veya ipliksel olabilirler. Bazıları;
-Mikroflamanlar-Mikrotubuluslar
(iplikçik ve borucuk oluşturabilirler)= Hücre İskeleti, Hücreye şekil verirler.
l
lZar (Membran) sistemleri
-Elementer membranlar da denir (globuler
protein+lipid=Lipoprotein). Bütün
membransel organellere köken teşkil ederler (Ünit membran=birim membran).
l
lUnit membrane
lMembranların Sandviç Modeli
lMembranların Sıvı Mozaik Modeli
l
lFreeze fracture
lMembran Proteinlerinin Hareketi
lÖkaryotik Hücrenin Anatomisi
lSitoplazma
lOrganeller
lRibozom
lGolgi apparatı
l
lSitoplazmanın Şekilli Unsurları
Membransel
organeller
(Biyolojik
membranlar) :
- Hücre
zarı
-
Ergastoplazma (ribozom ve
endoplazma retikulumu)
- Golgi
aygıtı
-
Lizozomlar
-
Mikrocisimler
-
Mitokondriyonlar
lI) Hücre
Membranı (Hücre zarı=Plasmalemma)
lÜnit membran yapısındadır, ancak diğer membranlardan daha fazla
kolesterol içerir
lHücrenin tüm fonksiyonel komponentlerinin çepeçevre sarar.
lDışardan gelen uyarıları alır veya reddeder (Reseptör).
lÇift lipid katmandan oluşur. Fosfolipidler 2 yağ asidi ve
bir fosfat grubundan oluşur. Yağ asitleri doymuş ya da doymamış olabilir.
lSuda çözünmez.
lGömülü transmembran proteinler içerir.
lMarker (hücreyi tanıtıcı) olarak yüzey karbonhidratları içerir.
l
l
l
l
lHücre membranını dıştan glikokaliks denen
karbonhidrat yapısında örtü çevirir. Karbonhidratların bir bölümü protein
moleküllerine, diğerleri ise lipidlere bağlıdır. Proteinlere bağlı olanlar
oligosakkarit ise glikoprotein; polisakkarit ise proteoglikan şekillenir. Dış katmandaki
bazı lipidlere bağlı olan oligosakkaritler ise glikolipid yapıları
oluşturur.
lGlikoprotein yapımı granüler ER’de, proteoglikanlar ve
glikolipidler ise Golgi aygıtında olur. Sentezlenen bu maddelerin bir kısmı
membran yapımında bir kısmı da hücreler arası temel doku sentezinde kullanılır.
lGlikokaliks’teki sialik asit negatif elektrik yüküne
sahiptir.
lCanlı organizmada glikokaliks hücreye antijen özelliği verir.
l
lMembran Komponentleri
l
lMembran Proteinleri:
Hücre membranında çok sayıda özelleşmiş
proteinler vardır. İşlevleri:
1)Membranın
bir tarafına madde taşımak (Transport proteinleri)
2)Dış
uyaranlara karşı aracılık ederek hücrenin davranışını belirlemek (Reseptörler)
3)Membranın
yapı taşı lipidlerin sentezlenmesine yardımcı olmak
l
l
l1) Transport Özelliğindeki
İntegral Proteinler
lBu proteinler enzim özelliğinde olmakla birlikte, ilgi duydukları
maddeleri değişikliğe uğratmazlar sadece taşınmalarını sağlarlar. Madde
transportu membranların geçirgenliğinin artması demektir; enzim özelliğinde
olan bu tip taşıyıcı proteinlere permeaz’lar da
denir.
lPasif Transport
l
b) Kolaylaştırılmış Difüzyon (Transmembran proteinleri görev alırlar):
Kanal Proteinleri ve Taşıyıcı Proteinler
i) Kanal Proteinleri
Daha çok katyonik (H, Na, K ve Ca) iyonların transportunda görevlidirler. Bu elementlerin geçişi için kanal oluştururlar. Kanalların açılması için, bölgede toplanan iyonların oluşturduğu elektriksel uyarım gereklidir. Her iyon için özelleşmiş
kanallar vardır.
b) Kolaylaştırılmış Difüzyon (Transmembran proteinleri görev alırlar):
Kanal Proteinleri ve Taşıyıcı Proteinler
i) Kanal Proteinleri
Daha çok katyonik (H, Na, K ve Ca) iyonların transportunda görevlidirler. Bu elementlerin geçişi için kanal oluştururlar. Kanalların açılması için, bölgede toplanan iyonların oluşturduğu elektriksel uyarım gereklidir. Her iyon için özelleşmiş
kanallar vardır.
lii) Taşıyıcı Proteinler
l
lKolaylaştırılmış difüzyon=
Taşıyıcı Proteinler
Taşıyıcı Proteinler
lAktif Transprt
lMetabolik enerji kullanımı zorunludur
lNa+K+ Pompası,
lAz yoğun ortamdan çok yoğun ortama madde geçişi için enerji
kullanımı söz konusudur. Na+ hücre dışında, K+ ise hücre içi daha yoğun bulunan
bir maddedir. Na+’un hücre dışına, K+ hücre içine verilmesi aktif transport ile
olur.
lGlukoz hücrelerarsı dokuda fazladır ve kolaylaştırılmış difüzyonla
hücreye alınabilir, buna karşın barsak kanalı ve böbrek kanalcıklarında hücre
dışı glukoz daha azdır ve glukozun alınımı enerji gerektirir.
lAktif Transport:
Na+-K+ ATPase
Na+-K+ ATPase
l
l2) Reseptör Özellikli İntegral
Proteinler
lBir kısmı hormonların hücre yüzeyine bağlanmalarını sağlar ve
sitozolde bazı reaksiyonların oluşmasına yol açarlar. Örneğin; adrenalin
bağlanırsa glikojen glukoza parçalanır, bağlanan insülin ise glukoz hücre içine
girer.
l
lDiğer reseptörlerden bazıları ise sinirsel uyarıcılar (Nörotransmitter) ile etkileşirler
Kas tellerinin sinir sonu ile temasa gelen
kısımlarında (motor
plak) çok miktarda reseptörler
vardır ve bunlar Ca++ iyonlarının etkimesiyle açılırlar. Açılan reseptörler
aracılığı ile sinir uçtan asetilkolin gibi nörotransmitterler bu aralığa
(synaps) dökülür ve kas teli yüzeyindeki Na+ iyonu kanallarına bağlanır. Böylece
aralıkta bol miktarda bulunan Na+ kas hücresine girer ve elektriksel uyarıma
yol açar.
Hücre zarında bu tipte birçok kimyasal uyaranı
bağlayan çok sayıda reseptör bulunur.
l3) Gerçek Enzim Özelliğindeki
İntegral Proteinler:
l
Membranlara gelen birçok maddeden yeni yapılar
sentezlenmesinde görev alırlar. Örneğin yağ asitlerinden lipidlerin
sentezlenmesi gibi. Bu tip proteinler sadece hücre membranında değil tüm
biyolojik membranlarda bulunur.
lHücre Yüzeyinin Uğradığı
Morfolojik Değişiklikler:
1)Madde
Alışverişini Sağlayan Değişimler
a) Mikrovilluslar: Evaginasyon ile şekillenirler:
Boyları 1 mikrondan daha küçüktür. Barsak, böbrek prox. tubulus hücreleri vs.
de bulunur. Hücre yüzeyini genişletirler. Her bir mikrovillus içinde 20-30 adet
aktin flamanı vardır. Bu flamanlar
protein molekülleri ile demet oluştururlar ve sitoplazma tarafında terminal web denen kısma tutunurlar.
(Fırçamsı kenar).
l
l
lTitrek tüyler (Cilia) ve
Mikrovilluslar
l
lb)Endositoz (endocytosis)
-Pinositoz (Pinocytosis)
-Fagositoz (Phagocytosis)
lPinositoz (Pinocytosis):
lReseptör Aracılı Endositoz
(Receptor-Mediated Endocytosis)
l
lTransferrin reseptörleri
lLow-Density
Lipoprotein (LDL) Reseptör (Düşük
yoğunluklu lipoprotein)
lFagosiztozis (Phagocytosis)
1)Şemotaksis 2)Tutunma (Adherence) 3)Psöydopod oluşumu 4)Fagozom oluşumu 5)Phago-lizozom
oluşumu
l
lEkzositoz
lParçalanmış maddeler veya
veziküler oluşumlar ya da salgı granülleri sitoplazma içerisinde membran ile
çevrili haldedir. Bunlar dışarı atılacakları zaman, bunların membranları ile
hücre membranı temasa gelir ve temas yerindeki
membran yırtılır ve böylece içerik dışarı atılır. Bazı salgılar zymogen granül denen inaktif formda
atılır (Pankreas salgısı).
l2) Hareket Sağlayan Değişimler:
A) Yalancı ayaklar
(Pseudopodium).
(protozoanlarda=amip). Kalıcı değildir. Organizmada bu tip hareketi
makrofaj, mikrofaj ve daha az T lenfositler yapar.
l
lB) Titrek
tüyler (Cinociliumlar):
-Kalıcı sitoplazmik yapılar.
Evaginasyon ile oluşurlar. 0,2-10 mikron olabilir.
-Enine kesitlerde ipliksel
oluşumlar vardır. Bunlar 9 çift olarak periferde ve 1 çifti merkezde bulunan
mikrotubuluslardır. Periferdekiler bazal
cisimcik denen sitoplazma yüzeyine yakın bir oluşumdan köken alır. Orta çift baza cisimciğe ulaşmaz.
-Solunum yollarında boldur.
lCilium’un İnce Yapısı
lC) Stereociliumlar
lYanlış olarak silyum denmektedir. Mikrotubulus ve bazal cisimcik
yoktur. Silyumdan daha çok mikrovillusa benzerler. Aktin flamanları içerirler
ve dallanma gösterirler. Pasif hareket ederler.
lTipik olarak epididimiste bulunurlar.
lD) Kamçılar= Flagellum
lHarektli ve kalıcı sitoplazmik uzantılardır. Titrek tüylerden daha
uzundurlar. En tipik örnek
sprematozoonun kuyruğu dur.
l3) Hücreleri birbirlerine
bağlayan değişimler=Hücre adezyon molekülleri=Integrinler
lZonula okludens (Tight junction):Tek katlı ve çok katlı epitel hücreleri arasında
lZonula aderens: Kalp
kasında
lMakula aderens(Dezmozom): Epidermal spinal hücreler
lHemidezmozom (Tonoflaman):Kutan mukoza, epidermis ve kıl follikülü hücrelerinde
lGap junctions: Çoğu
dokuda bulunurlar
lLateral uzantılar: Tek katlı epitel, endotel, mezotel ve madde alışverişinin fazla
olduğu böbrek tubulus ve barsak epitelleri arasında
lII) Ergastoplazma
lIşık mikroskobunda
hematoksilen-eozin ile boyanan bez epitelleri, plazma hücreleri fibroblast gibi
hücrelerin sitoplazmalarında görülen koyu alanlar.
l
lElektron mikroskobunda bu
alanların bağımsız ribozom ve endoplazma retikulumu oldukları görülür.
lBağımsız Ribozomlar
lRibozomal RNA (rRNA)
moleküllerinden oluşurlar (%60 RNA ve %40 protein).
lRibozomlar farklı büyüklükte
iki alt üniteden oluşur. Küçük ünitede 1 adet,
büyük olanda 3 adet RNA molekülü vardır. Alt üniteler nukleoulusta şekillenir ve çekirdek zarındaki porlardan
aktif transportla sitoplazmaya geçer ve birleşerek fonksiyonel ribozomları
oluştururlar.
l
l
lRibozomlar genelde sitoplazmada
tek tek bulunur veya toplu halde bulunurlar ; Poliribozom (polizom).
lPolizomlar uzunca iplik halindeki (zikzak, spiral, rozet veya Y
şeklinde olabilir) haberci
RNA (mRNA) molekülü üzerine inci
tanesi gibi dizilmişlerdir. Bağlanmayı küçük ünite sağlar (20 aminoacyl-tRNA
synthetases). mRNA ne kadar uzunsa o kadar sayıda ribozom bulundurur.
lBağımsız ribozomlar ve polizomlar sitozolde protein sentezinin
yapıldığı organellerdir. Proteinler, hücrenin bölünüp çoğalması için gerekli
olduğundan, genç (blast) hücrelerde ribozom sayısı
fazladır. Sentezlenen proteinlerin bir kısmı çekirdeğe geçer, diğerleri
proteolitik enzimlerce amino asitlere ayrılır. En uzun ömürlü olanları hücre
iskeletini oluşturanlardır.
l
l
lProtein Sentezi (Translasyon)
l
l
l
lStart kodon: AUG
lStop kodonlar: UAA, UAG, UGA
Codon: 5' GCU 3' (mRNA)
Anticodon: 3' CGA 5' (tRNA) her amino asit için en az bir tRNA
vardır. Bir insan tRNA’sı maya
hücresinde de fonksiyon görebilir.
lProtein sentezi metiyonin
amino asidi ile başlar ve start
codon denir (AUG).
lAmino asitlerin çoğu birden fazla kodonla şifrelenmiştir.
l
l
l
lAmino asitler protein monomerleridir
l
l
l
l
l
lAmino asit zincirlerine polipeptid adı verilir.
l
l
l
l
l
ltRNA da mRNA gibi iplik halindedir ancak şekildeki gibi; tRNA 4
kol ve 3 ilmek şeklinde bükülmüştür.
Acceptor koldaki amino-acyl-tRNA synthase ile
amino asit’e bağlanır.
ltRNA’ya amino asit bağlanması
l
lEndoplazma Retikulumu (ER)
l
Granüllü ER (Granler ER=GER)
Granüllü ER (Granler ER=GER)
l
lER genç hücrelerde daha azdır. Polizomlar ergositoplazmanın
çoğunluğunu oluşturur. Sonradan oranı artar.
lDaha çok dış çekirdek zarından köken alır. Hücre çekirdeği ile
olan bağlantılarına sık rastlanır. Hücre zarı ile bağlantısı kas hücrelerinde
görülebilir.
lOlgun alyuvarlarda, kan
pulcukları ve bakterilerde bulunmaz.
l
Hücrelerin büyük çoğunluğunda
GER vardır. Hücrenin aktivasyonuna göre miktarı azalır-artar. Kuvvetli protein
sentezi olan hücrelerde daha fazladır (bez epiteli, plazma hücreleri,
fibroblast, sinir hücreleri v.s de yoğundur.
Dinlenme halindeki hücrelerde
GER’ler birbirleri üzerine paketlenmiş halde bulunurlar.
GER’un sitozole bakan
yüzlerinde aralıklarla oturmuş halde ribozom ve polizomlar vardır. Ribozomlar
buralara alt ünitelerinden ve reseptörler aracılığı ile bağlanırlar
l
l
lRibozomlarda yapılan
proteinlerin çoğunluğu bağlandıkları reseptörlerin kanalları aracılığı ile
retikuluma ait keseciklerin boşluklarına geçer ve burada globüler biçim
kazanırlar. Globüler proteinler tekrar işlenerek yüksek kuruluştaki
glikoproteinlere dönüşür. Bunların da bir kısmı buradan Golgi aygıtına
gönderilir.
l
lDiğerleri ise sitozolde diğer
organel membranları için yapı malzemesi (integral protein) amacıyla
kullanılırlar.
l
lGranülsüz ER (SER)
lTek tek ya da bağlantılı geniş boşluklar (sistern), anastomoz
yapan ve daralıp genişleyen kanalcık veya vezikülerden oluşur.
lEn çok karaciğer epiteli (hepatosit), yağ bezleri ve steroid
hormon sentezleyen bezlerde ve kas hücrelerinde bulunur.
lKaraciğerde glukoz↔glikojen siklusuna görev alırlar.
lSER özellikle yağ asidi ve lipid sentezinde görev alır.
lAyrıca detoksifikasyonda da görev alır.
lBarsaklarda absorptif epitelde SER, emilen yağ asidi ve
monogliseridler trigliseridlere dönüşerek emilmesini kolaylaştırır.
lKas hücrelerinde (sarkoplazma
retikulumu) ileti ve kontraksiyonda görev
alır.
lGolgi Aygıtı (Golgi Komplex)
lİlk defa 1906 yılında nobel ödülü alan Camillo Golgi tarafından
bulunmuştur.
lSitoplazmada sentez olaylarında rol alır.
lGümüş boyamalarla ışık mikroskobunda rahatlıkla gösterilir.
lAlyuvarlarda bulunmaz. Çizgili kas hücrelerinde az miktarda, salgı
yapan hücrelerde çoktur. Sinir doku en zengin olandır.
lÇekirdek etrafında aralıklarla yerleşmiş halka görünümündedir.
lGlikoproteinleri işleyerek (granüler hale gelirler) daha yüksek
kuruluştaki maddelere çevirir (enzimler-hücredışı ve lizozomal olanlar-,
steroid hormonlar v.s).
lŞekillenme yüzü (giriş yüzü=konveks=dışbükey yüz) ve olgunlaşma
yüzü (çıkış yüzü=konkav=içbükey yüz)
olmak üzere iki yönü vardır.
l
l
l
l
l
l
Hücre
yüzeyi, Golgi aygıtı, ER veya Lizozom gibi organeller arasında veziküller
aracılığı ile sürekli madde taşınır. Bu trafiğe mikrotubulus ve mikroflamanlar
aracılık ederler.
lLizozomlar
lÜnit membranlı organellerdir.
lİlk yapılanlarına primer
lizozom denir ve Golgi aygıtından
köken alırlar.
lPirmer lizozomlar, endositoz ile ile alınan maddeler (endozom-fagozom) veya endojen metabolizma
sonucu oluşanlarla ya da hücre organelleri ile birleşirlerse sekonder lizozom adını alırlar.
lHidrolitik enzimler (asit hidrolazlar, pH=5).
lLizozom membranının bu asitliğe nasıl dayandığı bilinmemektedir.
lBazen patolojik durumlarda membrandan sızabilir.
lÖlümden sonra membran bütünlüğü kaybolur (Autolysis)
l
l
lPeroksizomlar (Mikrocisimler)
l0,3-1,5 mikron arasında oval
yuvarlak granüller.
lPeriferi az yoğun merkez çok yoğun.
lKaraciğer epiteli ve böbrek
tubulus epitelinde yaygın. Ayrıca lökositlerde de bulunur.
lH2O2 yıkımlayan peroksidaz içerirler (peroksizom). Bu enzimler ribozomlarda yapılırlar.
lMitokondriyon
l
lÖkaryotik hayvansal hücrelerde enerji (ATP) üretiminden sorumlu
olan organellerdir.
lUygun boyamalarda ışık mikroskobunda görülebilirler ve yuvarlak,
çomak veya iplik tarzında olabilirler.
lEM incelemede içi içe geçmiş iki adet ünit membrandan oluşur.
lDış membran lipidlerden zengindir ve porin denen kolaylaştırılmış
difüzyon ile çalışan kanalları vardır.
lİç membran ise kıvrımlar yapar (cristae mitochondriales)
lBu kristalar karşılıklı olarak içeri çıkıntı yapar ve tam olmayan
kompartımanlara ayırır.
lİç kısımda sitozolden daha koyu madde (matrix) ile doludur.
l
l
İki tip
mitokondriyon vardır:
-Krista tipi mit. ve Tubulus tipi mit.
Mitokondriyonların
iç membranları übikinon, sitokromlar, sitokrom oksidazlar, ATP sentetaz gibi
enzimlerden zengindir.
Mit. lar
aktif hücrelerde yoğundur ve hareket edebilirler. Birleşebilirler veya
bölünerek çoğalabilirler. Krista tipli olanlar ikiye bölünerek veya
tomurcuklanarak, tubulus tipte olanlar ise orta kısımdan boğumlanarak
bölünürler.
Kendilerine
ait DNA ve 3 tip RNA içerir. Sitoplazmada tek DNA içeren organeldir (Maternal
DNA).
Mit. Aktif
olduklarından 10-20 gün yaşarlar.
l
l
●
l
lMitokondriyonların Görevleri:
-Sitozolden aldıkları yakıt maddelerini
aerobik yolla parçalayarak (biyolojik aksidasyon, dehidrojenaz enzimleri
sayesinde) enerji açığa çıkarırlar ve bu enerjiyi ADP ile Pi molekülleri
arasına sıkıştırıp (bu işe adı geçen enzimlerle yaparlar) enerji yüklü ATP
molekülleri oluşturmaktır (oksidatif fosforilasyon).
- Yakıt maddeleri pruvat (glikozun aerobik
yolla parçalanması ile oluşur), yağ asitleri ve amino asitlerdir.
- ATP
sitozole geçip metabolik faaliyetlerde kullanılınca tekrar ADP ve Pi açığa
çıkar. Bunlar tekrar mit.’lara döner ve siklus böylece devam eder.
lb) İpliksel
Organeller
Sentrozom
Sentrozom
lHücrenin merkezi olarak kabul edilir.
lBu organelin temelini oluşturan sitoplazma (sentroplazma)
lİki adet centriol vardır ve bunlar 90 derece açı ile
yerleşmişlerdir.
lHer bir sentriolde 9 adet üçlü mikrotubulus demeti vardır.
lBölünme öncesinde (S-fazı) sentriol sayısı 4’e çıkar.
l
l
l
l
lSentriyoller mitoz bölünmede mekik ipliklerinin şekillenmeleri
yanında, hareketlerini de bunlar yönetirler (Flagella ve Cilium benzeri).
lProfaz başında sentroplazmada kısa boylu ve radier seyirli
mikrotubuluslar belirir ve bunlar sentroplazmaya ışınsal görünüm verirler (astrosfer).
lMikrotubuluslar, tubulin moleküllerinin birbirlerine dynein benzeri enzim ile eklenmesiyle
uzarlar.
lKromozomlar ekvatoryal düzlemde toplanınca kromozomal mikrotubuluslar kromozomlara tutunurlar (kinetekor aracılığı ile) ve kromozomları
kutuplara çekerler.
lBazı mikrotubuluslar ise serbesttir (polar mikrotubulus)
lMikrotubuluslar ayrıca hüce içi madde transportunda da görev
alırlar.
l
l
l
lMikroflamanlar (Microflaments)
l
lKontraktil flamanlar
(aktin-myozin)
l
lİntermedier flamanlar
(tonoflaman, nöroflaman, vimentin, sitokeratin, desmin v.s)
lSitoplazma İnklüzyonları
(Paraplazmik oluşumlar)
lDepolanmış besin maddeleri
l
lSalgı maddeleri
l
lRenk maddeleri
(Pigmentler=endojen-ekzojen)
lKaroten, demir, lipokrom,
bilirubin, hemoglobin, melanin v.s.
l
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder