12 Haziran 2012 Salı

Histoloji - Epitel Doku


n
Epitel Dokusu
§Epitel dokularını oluşturan hücrelere epitel hücreleri denir.
§Epitel hücreleri her üç embriyonal yapraktan
§ektoderm,
§endoderm,
§mezoderm’den köken alabilirler.
n
nEpitel hücreleri farklı görevler yüklenmişlerdir ve görevin türüne bağlı olarak da değişik biçimler kazanmışlardır.
nEpitel hücrelerinin başlıca görevleri şunlardır:
  a) Organizmanın dış yüzü ve boşluklu organların iç yüzlerini örtme,
  b) salgı yapma,
  c) kasılma,
  d) duyuları alma ve iletme.
n
nBu görevler göz önüne alınarak epitel dokular dört gruba ayrılırlar:
  1. örtü epiteli,
    2. salgı epiteli,
  3. kassel epitel,
  4. duyu epiteli.
n
nEpitel dokuları kan damarı içermezler. Bunların beslenmeleri, altlarında ya da etraflarında bulunan damarlardan çıkan maddelerin difüzyonu ile olur.
1.ÖRTÜ EPİTELİ
(
KORUYUCU EPİTEL)
nÖrtü epiteli, organların dış ya da iç yüzlerini veya her iki yüzünü birden örterek bu organları mekanik, fiziksel ve kimyasal etkenlere karşı korur.
n
nÖrtü epitelleri vücudun ve organların yüzeylerini ya da boşluklarını örttüklerinden,
•epitelin boşluklara bakan yüzeylerine apikal yüz,
•karşı yüzeylerine ise bazal yüz denir.
•Komşu hücrelerin birbirlerine bakan yüzlerine de lateral yüz adı verilir.
n
n
nÖrtü epitel hücrelerinin apikal yüzleri, yerine getirilen işlevin türüne bağlı olarak,  
  mikrovilluslar,
  kinosilyumlar,
  stereosilyumlar
  filagellumlar
hücre yüzeyi farklılaşmalar gösterirler.
n
nÖrtü epitelinin vücudun dış yüzünü örten türüne epidermis hücreleri,
nSindirim, solunum ve ürogenital sistemlerin iç yüzünü örtenine mukoza epiteli,
nVücut boşluklarını ve bu boşluklarda bulunan organların dışyüzlerini örten türüne mezotel hücreleri (mesothelium),
nDolaşım sisteminin iç yüzünü örtenine ise endotel hücreleri (endothelium) adları verilir.
n
nÖrtü epitelinin sınıflandırılması
   Örtü epitel dokusu, kendisini oluşturan epitel hücrelerinin katlılık durumuna ve gösterdiği şekillere göre;
nKat bakımından örtü epitelleri,
  1- Tek katlı örtü epiteli,
  2- Yalancı çok katlı örtü epiteli,
  3- Çok katlı örtü epiteli
            olmak üzere 3 gruba ayrılırlar.
nŞekillerine göre ise:
  a) Yassı örtü epiteli,
  b) Kübik örtü epiteli,
  c) Pirizmatik örtü epiteli,
  d) Piramidal örtü epiteli,
  e) Değişken örtü epiteli
          olmak üzere, örtü epitelleri 5 gruba ayrılırlar.
n
nİki özelliğine göre örtü epitelleri şu şekilde sınıflandırılır:
  1- Tek katlı yassı örtü epiteli,
  2- Tek katlı kübik örtü epiteli,
  3- Tek katlı pirizmatik örtü epiteli,
  4- Tek katlı piramidal örtü epiteli,
  5- Yalancı çok katlı pirizmatik örtü  
           epiteli,
  6- Çok katlı yassı örtü epiteli,
  7- Çok katlı pirizmatik örtü epiteli,
  8- Çok katlı değişken örtü epiteli.
n
n
n1. Tek katlı yassı örtü epiteli
nBu tür epitel dokusunda bulunan bütün epitel hücreleri tek sıra halinde yan yana dizilerek birer yüzleri ile bazal membran üzerine oturmuşlardır.
nHücrelerin genişlikleri yüksekliklerinden çok daha fazladır.
nÇok köşeli (poligonal), dolayısı ile de çok yüzeyli (polihedral) olan hücrelerdirler.
nBazı yassı epitellerde hücre sınırları girintili çıkıntılı, bazılarında ise düzdür.
nÇekirdekleri ovaldir ve sitoplazmanın orta bölgesini çıkıntılaştırır.
nTek katlı yassı örtü epiteli                         
n2. Tek katlı kübik örtü epiteli:
nTek sıra halinde olan bu hücreler de poligonaldirler;
nAncak, enleri yüksekliklerine eşit olduğundan, yüzeye dikey düşmüş kesitlerde kare biçiminde görünürler.
nYuvarlak olan çekirdekleri hücrelerin ortalarında lokalize olmuşlardır.
n
nTek katlı kübik epitele
•böbrekteki ductus connectivus'larda,
•anatomik tükrük bezleri
•pankreasdaki ilk akıtıcı kanallarda
     (pars initialis'ler),
•akciğerlerdeki bronchulus'larda,
•plexus chorioides'de
•göz merceğinin ön yüzünde rastlanır.
n
nTek katlı kübik örtü epiteli
tiroid           tükrük bezi          böbrek
nTek katlı kübik örtü epiteli
böbrek
n3. Tek katlı pirizmatik örtü epiteli:
nBazal membran üzerine tek sıra halinde oturmuş hücrelerden oluşmuştur.
nHücrelerin boyları, bulundukları organa göre basık pirizmadan yüksek pirizmaya kadar değişebilir.
nEnine kesitlerde çok köşeli (poligonal) dolayısı ile de çok yüzeyli (polihedral) olarak görünürler.
n
nÇekirdekleri hücrelerin şekillerine uygun olarak uzun ve ovaldir.
nGenellikle sitoplazmanın ortasına yakın fakat biraz bazal yarıma kaymış vaziyette bulunurlar.
nTek katlı pirizmatik epitele organizmada bol olarak rastlanır.
nÖrneğin mideden itibaren sindirim sisteminin geri kısmı böyle bir örtü epiteli ile kaplanmıştır.
n
nTek katlı pirizmatik epitel hücrelerinde fonksiyon yönünden bir kutuplaşma vardır.
nApikal yarım, fonksiyona bağlı olarak, organdan organa farklı özellikler gösterir.
•Midede bu kısım sümüksel bir salgı maddesi (mukus) ile doludur. Bu madde mide mukozasını korur.
•Ince bağırsaklarda ise, çok sayıda mikrovillus ile donanmıştır. Onun için de bu hücreler emme (rezorpsiyon) işini rahatlıkla gerçekleştirirler.
•Örneğin bronkulusları döşeyen tek katlı pirizmatik epitel hücreleri kinosilyumludurlar.
•Ayrıca, tuba uterina ve uterus ile duktuli efferentes'de epitel hücrelerinden bir kısmı da kinosilyum taşırlar.
n
n
nBöbreğin duktus kollektivusları ve safra kesesinin iç yüzünü örten hücreler bu tür epitel hücrelerindendir.
nBazı tek katlı pirizmatik örtü epitellerinde örneğin bağırsak epitellerinde epitel hücreleri arasında kadeh hücreleri de bulunur.
n
nTek katlı pirizmatik örtü epiteli
oviduct                 barsak                                           
nKadeh hücreleri
n4. Tek katlı piramidal örtü epiteli:
nBu tür örtü epiteline en tipik örnek böbrekteki tubulus proksimalis'ler ve distalis'leri oluşturan epitel hücreleridir.
nBu hücrelerin bazal membran üzerine oturan yüzleri, lumene bakan yüzlerinden daha geniştir.
nBu durumdan ötürü hücreler az çok piramidi andırırlar; tabana dikey düşen kesitleri bir üçgen e benzer.
nÇekirdekleri yuvarlaktır ve sitoplazmanın ortasına yakın bir yerde bulunur.
nTubulus proksimalis'lerde bulunan hücrelerin lumene bakan uçları bol miktarda mikrovillus taşır.
nBu tür örtü epiteli de, diğer bir kısım örtü epitel türleri gibi, emme işi ile görevlidir.
nBÖBREK
n5. Yalancı çok katlı pirizmatik örtü epiteli:
nBu epitel dokusu aslında tek katlı bir epitel dokusudur;
nDokuda bulunan bütün hücreler birer yüzleri ile bazal membran üzerine oturmuşlardır; ancak, hücreler değişik boylarda olduklarından, bunlardan sadece bir kısmı lumene kadar uzanabilir.
nBu duruma bağlı olarak da, hücrelerin çekirdekleri tek sıra değil de, üst üste birkaç sıra halinde görünürler.
nÇekirdeklerin bu görüntülerinden ötürü bu tür epitele çok sıralı epitel de denir.
nUzun olan hücrelerin çekirdekleri oval, kısa olanlarınki ise yuvarlağımsıdır.
n
nLumene kadar ulaşan hücrelerin uçları, kinosilyumlarla donanmıştır.
nYalancı çok katlı pirizmatik epitelde bulunan bütün hücreler pirizmatik şekilli değillerdir.
nHer ne kadar lümene ulaşan hücreler prizmatik iseler de, bunların aralarını dolduran değişik boydaki hücreler daha çok piramit şekillidirler.
n
nBir örtü epiteli olan yalancı çok katlı epitel, salgı salan hücreler de taşır.
nDoku içine aralıklarla yerleşmiş olan bu hücrelerin orta kısımları şişkindir; bazal yarımları ise, bazal membrana yaklaştıkça daralır.
nHücreler bu halleri ile bir kadehi andırdıklarından kadeh hücreleri (cellula caliciformis) diye adlandırılırlar.
nKadeh hücrelerinin apikal yarımları sümüksel bir salgı (mukus=mucus) ile doludur; genellikle üçgen ya da yarımay biçiminde olan çekirdekleri bazal yarımda yerleşmiştir.
nkadeh hücreleri
(cellula caliciformis
)
n
nBurundan başlamak üzere, solunum yollarının bronkuslar sonuna kadar uzanan bölümleri yalancı çok katlı ve kinosilyumlu örtü epiteli ile örtülmüştür.
nBu epiteldeki titrek tüyler yabancı maddelerin solunum yollarının derinlerine girmelerini önlemeye çalışırlar;
nkadeh hücreleri ise, çıkardıkları mukus ile hücrelerin yüzeylerini sıvar; onları, girip çıkan ve ısısı ile rutubeti devamlı değişen havanın kurutucu etkilerinden korur. Ayrıca, toz zerrelerinin yapışmasını da sağlar.
nSolunum yollarını örten yalancı çok katlı epitel yanında, bağırsakları örten tek katlı prizmatik epitelde de bol miktarda kadeh hücreleri bulunur.
nBu hücrelerin buradaki görevi, bağırsak yüzeyini kayganlaştırmak ve örtü epitel hücrelerini, enzimlerin eritici etkilerinden korumaktır.
nYalancı çok katlı pirizmatik örtü epiteli
nYalancı çok katlı pirizmatik örtü epiteli
nYalancı çok katlı pirizmatik örtü epiteli
nYalancı çok katlı pirizmatik örtü epiteli
nYalancı çok katlı prizmatik örtü epiteli
n
nYalancı çok katlı epitel hücreleri bazı hayvanların uterusunda da bulunur.
nOrganizmada yalancı çok katlı örtü epitelinin diğer bir türüne de epididimis kanalında rastlanır.
nDuctus epididymiste lumene kadar varabilen hücrelerin boyları çok uzundur (yüksek pirizmatik) ve apikal uçları hareketsiz silyumlarla (stereocilium) donanmıştır.
n
nOrganizmada yalancı çok katlı örtü epitelinin diğer bir türüne de epididimis kanalında rastlanır.
nDuctus epididymiste lumene kadar varabilen hücrelerin boyları çok uzundur (yüksek pirizmatik) ve apikal uçları hareketsiz silyumlarla (stereocilium) donanmıştır.
n
n6. Çok katlı yassı örtü epiteli
nMekanik ve kimyasal etkilerle karşı karşıya olan bu tür epitel dokusunda gerçek bir çok katlılık vardır.
nDokudaki hücrelerden sadece en alt sırada bulunanlar bazal membran üzerine oturmuştur.
nÜst sıralarda olanların bazal membranla bağlantıları yoktur.
nBütün çok katlı epitel türlerinde bazal membran üzerindeki ilk sırayı oluşturan epitel hücreleri prizmatiktirler.
n
nÇok katlı epitellerin yassı, prizmatik ve değişken diye gruplara ayrılması, epitel dokusundaki hücrelerden yüzeyde olanların şekline bakılarak yapılır.
nEğer bu üst sıralardaki hücreler
•yassı şekilli iseler, doku çok katlı yassı örtü epiteli,
•pirizmatik iseler çok katlı pirizmatik örtü epiteli,
•şekil değiştiren türden iseler çok katlı değişken örtü epiteli diye isimlendirilir.
n
nÇok katlı örtü epitelinde orta sıraları işgal eden epitel hücreleri çok köşeli (poligonal)'dirler.
nÇok katlı değişken epitel de 3-5 sıra halindedir; çok katlı yassı epitelde ise daha fazla sıralar yaparlar.
nBazal membran üzerindeki pirizmatik hücreler mitozla bölünerek üst katlardaki hücreleri meydana getirirler.
n
nÇok katlı yassı epitel, epidermisde, ağız boşluğu, yutak, gırtlak, yemek borusu, anus, vagina gibi kutan mukozaların da iç yüzlerini oluşturur.
nSayılan bu kısımlardaki yassı epitelin yüzeydeki hücreleri, fazla tonofibril içerdiklerinden, sertleşmişlerdir; bu tür epitele keratinize epitel denir.
n
nÇok katlı yassı örtü epiteli, diğer bütün örtü epitel dokularından daha kalındır.
nBu kalınlıktan ötürü, yüzeye yakın hücrelerin difüzyon yoluyla beslenmeleri zordur.
nBeslenmeyi kolaylaştırmak için alttaki bağ dokusu yer yer doku içine doğru parmak biçiminde girintiler yapar. Bunlara mikroskopik papilla denir.
n
nPapillaları dolduran bağ dokusu kapillar damarlardan zengindir.
nEpitel dokusunun derinliklerine kadar sokulan fakat doku ile karışmayan bu damarlardan çıkan maddeler, üst yüzeylere kadar ulaşabilirler.
nMikroskopik papillalar aynı zamanda epitel dokusunun alttaki bağ dokusuna sıkı bir şekilde bağlanmasını da sağlar.
n
n
nÇok katlı yassı örtü epiteli

deri
nÇok katlı yassı örtü epiteli
nÇok katlı yassı örtü epiteli
nNon-keratinize  anüs rektum bağlantısı
n
nKornea'nın önyüzü de çok katlı örtü epiteli ile örtülüdür. Ancak buradaki yüzlek epitel hücrelerinde keratinleşme yoktur
    (nonkeratinize epitel).
n
nEpitel dokusu fazla kalın olmadığından, papilla içermez.
nÖzofagusun non-keratinize kısmı
n7. Çok katlı pirizmatik örtü epiteli:
nDokunun özelliği, lumene bakan hücrelerinin pirizmatik oluşudur.
nBu tür çok katlı epitel dokusu fazla kalın değildir.
nGenellikle iki sıra halinde yerleşmiş epitel hücrelerinden oluşmuştur.
nÇok katlı pirizmatik örtü epiteline en tipik örnek anatomik bezlerin ana akıtıcı kanallarını örten epiteldir.
nÇok katlı pirizmatik örtü epiteli
nÇok katlı pirizmatik örtü epiteli
nÇok katlı pirizmatik ve yassı
örtü epiteli
n8. Çok katlı değişken örtü epiteli:
nBu tür örtü epiteline pelvis renalis'den başlayarak üretranın bitimine kadar olan boşaltım yollarının yüzünde rastlanır.
nDokunun özelliği, lumene bakan hücrelerinin, organın doluluk durumuna göre şekil değiştirmeleridir.
n
n
nDiğer katlardakilerden çok daha büyük olan bu yüzeysel hücreler, boşaltma organları boşken pirizmatiktirler.
nOrgan idrarla doldukça bunların boyları kısalmaya, genişlikleri artmaya başlar; tam dolması halinde ise yassılaşırlar. Organ boşalıp da daralınca, hücreler tekrar pirizmatikleşir.
nÇok katlı değişken örtü epiteli
nÇok katlı değişken örtü epiteli
n2. SALGI EPİTELİ = BEZ EPİTELİ
nOrganizmayı oluşturan bütün hücreler, yaşamlarını sürdürebilmek için madde alış verişinde bulunurlar.
nSalgı hücreleri ise, bu fonksiyona ek olarak, organizmanın bütününü ilgilendiren olaylarda kullanılmak amacıyla madde de sentezlerler ve bu maddeleri dışarı verirler.
n
nBu tür madde sentezine sekresyon (secretion),
nsentezlenen maddelere salgı (sekret=secret) ve
nbu maddelerin hücrelerden dışarı verilmesi olayına da salgılama (ekstruzyon=extrusion) denir.
n
nSekresyon sadece salgı epiteline özgü bir olay değildir.
nBazı örtü epitel hücreleri de koruyucu fonksiyonları yanında, salgılama fonksiyonuna da sahiptirler.
nBu bakımdan örtü ve salgı epitelleri arasında her zaman kesin bir ayrım yapmak olanaksızdır.
nEsasen salgı epiteli, embriyonal gelişme sırasında kökenini örtü epitelinden alır.
n
nSalgı epitel hücrelerinin yaptıkları topluluklar bez=glandula diye isimlendirilirler.
nBezler salgılarını ya birer boşaltıcı kanalla, kendilerinden uzakta bir yere (vücut yüzeyine, boşluklu organların lumenlerine) akıtırlar ki bunlara dış salgı bezleri (ekzokrin bezler),
nya da direkt olarak yakınlarında bulunan kan damarlarına (kapilar damarlara) verirler ki bunlara iç salgı bezleri (endokrin bezler) denir .
n
nEkzokrin (exocrine) bezler, boşaltıcı kanalları aracılığı ile örtü epiteli ile bağlantı halindedirler.
nEndokrin bezlerde boşaltıcı kanal bulunmaz; bunlar embriyonal gelişme sırasında, örtü epiteli ile olan bağlantılarını kaybederler.
n
nDış ve iç salgı bezleri, salgı salan hücrelerin organizasyonu bakımından da birbirlerinden farklıdırlar.
n
nDış salgı bezlerinde, belli sayıdaki bez epitel hücreleri bunlar çoğunlukla piramit şekillidirler, ufak bir boşluk (lumen) etrafında genellikle tek sıra halinde dizilerek bir takım üniteler meydana getirirler.
nBunların herbirine korpus glandule (corpus glandulae) adı verilir.
n
nBir ekzokrin bezdeki korpus glandule sayısı azsa böyle bir bez mikroskopik düzeyde kalır (dudak, yanak, damak ve dil bezleri gibi).
nEğer bez fazla miktarda korpus glanduleden oluşmuşsa gözle görülebilir; anatomik düzeydedir (dilaltı, kulakaltı ve altçene tükrük bezleri, pankreas ve karaciğer gibi).
n
n
nEndokrin bir bezi oluşturan hücreler (tiroid hariç) bir lumen etrafında toplanıp korpus glandule oluşturmazlar.
nBez epitel hücreleri üç boyutlu düzlemde biraraya gelerek kordonlar yaparlar ve bu kordonlar birbirleri üzerine yumaklaşırlar.
nAralarında kalan boşlukları da genişlemiş kapilar damarlar (sinüzoid'ler) doldurur ve hücreler salgılarını (hormon) bu kapillarlara verirler.
nEndokrin bezleri oluşturan epitel hücreleri çok yüzeyli olan hücrelerdir.
    (tiroid'de genellikle kübik)
n
nEndokrin bezlerdeki, bez epitel hücreleri damarlara hangi yüzleri dönükse o yüzleri ile hem besin maddesi alış verişi yaparlar; hem de salgılarını boşaltırlar.
n
n
n
nEkzokrin bezleri oluşturan epitel hücreleri bazal yüzlerinden madde alırlar; apikal yüzlerinden ise yaptıkları salgıları bezin lumenine akıtırlar.
n
nBez epitel hücreleri, yaptıkları salgıları üç şekilde dışarı verirler.
merokrin ya da ekrin salgılama
apokrin (apocrine) salgılama
holokrin (holocrine) salgılama 
nMerokrin ya da ekrin salgılama
nBazı bez epitel hücrelerinde salgının dışarı verilmesi, sitoplazmada bir kayba yol açmaz. Bu tür salgılamaya merokrin ya da ekrin salgılama denir.
nEkrin salgılama 2 şekilde olur:
•Ya yapılan salgı granülleri sitoplazma içinde erirler ve içerikleri difüzyon yoluyla hücreden dışarı verilir;
•Ya da salgı granülleri hücre yüzeyine göç ederler; hücre ve granül membranları bir noktada kaynaşıp yırtılarak granül içeriği lumene akıtılır.
nBu ikinci tür salgılama ekzositoz (exocytosis) diye de isimlendirilir.
nEndokrin bezlerin tümü ile ekzokrin bezlerin çoğunluğu ekrin türde olan bezlerdir.
nEkrin ter bezi
nApokrin (apocrine) salgılama
nBu tür salgılamada sitoplazma bir miktar kayba uğrar.
nSentezlenen salgı maddesi apikal sitoplazmanın uç kısmında toplanır; bu kısım boğumlanarak, salgı maddesi ile birlikte kopar ve lumene düşer.
nBurada sitoplazma kütlesini saran membran erir ve salgı maddesi bağımsız hale geçer.
nApokrin salgılamadaki sitoplazma kaybı, hücre tarafından, yeni bir salgı siklusunun başlamasından önce rejenere edilir.
n
nApokrin bezler
  *Meme bezleri
  *Primatlar dışındaki memelilerde derinin kıllı bölgelerindeki ter bezleri, *İnsanlardaki koltuk altı bezleri, *labium majorlardaki bezler ve *anus civarındaki bezler
nHolokrin (holocrine) salgılama
nHolokrin salgılamada hücrenin bütünü salgılanır.
nHücre salgı maddesi ile dolarak ölür, parçalanır ve bezden atılır.
nBezlerdeki genç hücreler mitozla çoğalarak ölenlerin yerini doldururlar.
n
nHolokrin bezler
  *deride bulunan yağ bezleridir, bunun yanında
  *gonadlar (ovaryum ve testis) holokrin çalışan bezlerdendir. 
Ancak bunlar, salgı maddesi değil de hücre (oosit ve spermatozoon) salgılarlar. Bundan ötürü gonadlara sitojenik bezler de denir.
n
nDış salgı bezleri = Ekzokrin bezler
nBunların en basit tipi, bezsel mukozaların lamina epitelyalis'leri (lamina epithelialis) içinde bulunan kadeh hücreleridir (cellula caliciformis)
nBunlar örtü epiteli içinde aralıklarla yerleşmiş, tek hücreden ibaret bezlerdir
nŞekilleri bir kadehi andırır.
nSümüksel bir salgı (mukus) salgılarlar.
nKadeh hücrelerine solunum yolları ve bağırsaklarda rastlanır.
n
nBunlar dışındaki bütün ekzokrin bezler ise birden fazla hücreden oluşmuşlardır. mültisellüler bezler ve ekzoepitelyal bezler diye adlandırılırlar.
n
nMultisellüler dış salgı bezleri, boşaltıcı kanallarının dallanma durumuna göre:
  a) basit bezler
  b) bileşik bezler
olmak üzere iki gruba ayrılırlar.
n
n
nBasit bezlerde bir veya birkaç korpus glandule bulunur ve bütün korpus glanduleler tek bir boşaltıcı kanala açılırlar.
nBu kanal bazen bulunmayabilir. Bu durumda korpus glanduleler tek bir boyun (kollum glandule) ile örtü epiteline bağlanırlar
n
nBileşik bezlerde ise ortak bir ana boşaltıcı kanal vardır; bu kanal, korpus glandulelere ulaşıncaya kadar bir kaç defa dallanır ve her dallanmada çapı daralır.
nBileşik bezlerin büyük çoğunluğu makroskopik (anatomik) düzeyde olan bezlerdir; bundan ötürü de çok miktarda korpus glanduleye sahiptirler
n
nAnatomik düzeydeki bileşik bir bezin
nana boşaltıcı kanalına
  *duktus ekskretoryus veya
    duktus glandularis
  *pars ekskretorya
   bu iki tür kanal iki katlı pirizmatik epitel hücreleri ile örtülüdürler.
  *pars sekretorya veya
    pars sitriyata
    Pars sekretoryaları tek katlı yüksek  pirizmatik epitel hücreleri oluştururlar.
  *pars inisyalis ya da
    pars interkalata
   ilk kısımları tek katlı kübik, korpus glandulelere bağlanan son kısımları ise, tek katlı yassı örtü epiteli taşır.
n
nBazı bileşik bezlerin boşaltıcı kanalları, yapılan salgıyı  boşaltma yanında salgıyı yoğunlaştırma ya da bu kanalların seröz bir salgı salmaları sonucu, salgıyı sulandırma görevi görürler.
nYine bu kanallar, bazı etkili maddeler salmak veya kandan aldıkları iyonları salgıya katmak suretiyle, salgının aktif hale gelmesini de sağlarlar.
n
nDış salgı bezleri korpus glandulelerin şekline göre de üç gruba ayrılırlar:
 
  a) tubuler bezler,
  b) alveoler (asiner) bezler
  c) tubulo-alveoler bezler
nBu üç tür korpus glanduleye hem basit, hem de bileşik bezlerde rastlanır.
nKorpus glandule
tubuler bezlerde     tüp,
alveoler bezlerde    üzüm tanesi (asinus)
tubulo-alveoler bezlerde, bir kısım korpus glanduleler tüp, diğerleri ise üzüm tanesi biçimindedir.
ntubuler bezler
nBasit tubuler bezler, dallanmayan ve düz tüpcükler biçiminde olan fundus bezleridir.
nBu bezlerin boşaltıcı kanalları yoktur,
nkollum glandule kısımları ile doğrudan doğruya lamina epitelyalise açılırlar.
n
nBütün korpus glanduleler tek bir kollum glandule oluşturarak yüzeye açılırlar.
nMide ve uterus bezleri bu tür bezlerdir.
n
n
nBir diğer grup tubuler bezde ise, korpus glandule dallanmamış fakat kendi üzerine yumaklanmıştır ya da kıvrımlı seyreder.
nDerideki ter bezleri bu tür bezlerdendir.
n
nAlveoler (asiner) bezler
nOmurgalılarda dallanmamış basit alveoler bez bulunmaz. Bu tür bezlere omurgasızların derisinde rastlanır.
nOmurgalılarda derideki yağ bezleri ise, dallanmış türde olan basit alveoler bezlerdendir.
n
nDeri- yağ bezleri
nTubulo-alveoler bezler
nBasit tubulo-alveoler bezler organizmada oldukça yaygın olarak bulunurlar.
nBu bezlerde tek olan boşaltıcı kanala değişik noktalardan açılan korpus glandulelerden bazıları tüpçük, bazıları ise alveol (asinus) biçimindedirler.
nBasit tubulo-alveoler bezler submukozalarda yerleşiktirler.
n*Ağız mukozasındaki mikroskopik bezlerle, *yemek borusunun, *solunum yollarının ve *duodenum'un submukozasındaki bezler bu tür bezlerdendir.
n
nBir bileşik bez, bağdokusu tarafından birtakım ünitelere (loplara), bu üniteler de daha küçük ünitelere (lopçuklara) ayrılır.
nHerbir lopçukta çok sayıda korpus glandule ve boşaltıcı kanal bulunur.
n
n
nAnatomik bezlerde korpus glanduleler ile lop ve lopçukların aralarını dolduran ve bezlerin etrafını da saran bağ dokusu, bezin iskeletini oluşturduğundan stroma,
nfonksiyon yapan kısımlar olan korpus glanduleler ile akıtıcı kanallar ise parenkim diye isimlendirilir.
n
nBileşik tubuler bezler en iyi örnek
   testisler ve böbrekler dir.
nBileşik alveoler bezlerin en tipik örneğini *meme bezleri oluştururlar.
nBileşik tubulo­alveoler bezler en tipik olanları *anatomik tükrük bezleri ve *pankreas dır.
n
nDış salgı bezleri bir de korpus glandulelerin yaptıkları salgının türüne göre gruplara ayrılırlar.
n
seröz bezler
müköz bezler
sero-müköz = mikst (karışık) bezler
n
nkorpus glanduleler sulu (seröz) bir salgı salgılarsa, böyle bezlere seröz bezler
nkorpus glanduleler koyu (sümüksel) bir salgı (mukus) salgılarlarsa, böyle bezlere de müköz bezler denir.
nkorpus glandulelerden bir bölümü seröz, diğer bölümü ise müköz salgı salarlarsa; ya da bir korpus glanduledeki bez epitel hücrelerinden bir bölümü seröz, diğer bölümü müköz salgı yaparsa böyle bezlere de sero-müköz=mikst (karışık) bezler adı verilir.
n
nSeröz ve müköz salgı salan bez epitel hücreleri, yapı ve görünüm bakımlarından birbirinden farklıdırlar.
nSeröz bez epitel hücrelerinde
  
nÇekirdek yuvarlaktır ve hücrelerin ortalarına yakın bir yerde bulunurlar;
nSitoplazmalar iyi boyanır (koyu tonda).
   Bu duruma,
  - Sitoplazmanın ergastoplazmadan zengin olması
  - Protein tabiatında salgı granüller (zimogen granüler) nin bulunması
n
nzimogen granüler
nMüköz bez epitel hücrelerinde
  
nÇekirdekler, genellikle bir kavun çekirdeği gibi, yassılaşmış (yassı-oval) ve bazal membran üzerine itilmişlerdir
nSitoplazma iyi boyanmaz.
n
n
nİç salgı bezleri = Endokrin bezler
nEndokrin bezlerin akıtıcı kanalları olmadığından, örtü epiteli ile bağlantılı değildirler.
nOrganizmanın derinlerinde bulunurlar.
nBu bezlerde, bez epitel hücreleri korpus glandule yerine, yumaklanan hücre kardonları yaparlar.
nTiroid bezi dışındakilerin lumenleri olmadığından, salgılarını direkt olarak kan damarlarına (sinuzoidlere) verirler.
n
n
nTiroid bezinde ise, diğer endokrin bezlerden farklı olarak, belli sayıdaki epitel hücresi, tek sıra halinde dizilerek, yuvarlak ve içi boş oluşumlar (tiroid follikülleri) meydana getirirler.
nYapılan salgı önce bu folliküllerin lumenlerinde toplanıp olgunlaştırılır; ondan sonra geri emilerek, etraftaki kan damarlarına verilir.
n3. KASSEL EPİTEL = MYOEPITHEL
nSeröz ve müköz karakterdeki bir kısım bezlerin (*anatomik tükrük bezleri, *süt bezleri, *ter bezleri) korpus glandulelerinde, bez epitel hücrelerinin bazal yüzleri ile daha dıştaki bazal membran arasında özel bir türde epitel hücreleri bulunur ki bunlara kassel epitel hücreleri (myoepithel hücreleri) denir.
n
nBunlar kesitlerde, koyu boyanan yassı bir çekirdekle, bunun etrafında az bir sitoplazmadan ibaret olarak gözlenirler.
nAslında hücrelerin gövde kısımlarından çıkan çok sayıda sitoplazma uzantıları vardır.
nBir korpus glandulenin etrafında bulunan kassel epiteller, uzantıları ile bezi bir ahtapot gibi sararlar.
n
nKASSEL EPITEL = MYOEPITHEL
n
nBu hücrelerin sitoplazmalarında kontraktil filamanlar (aktin ve miyozin filamanları) bulunur.
nBu organelden ötürü miyoepitel hücreleri kasılma gücündedirler.
nKasılmak suretiyle korpus glanduleyi sıkıştırır ve lumende toplanan salgının boşaltıcı kanallara geçmesini kolaylaştırırlar.
nDUYU EPITELİ = NÖROEPİTEL
nBu tür epitel hücreleri, duyuları alma yönünde özelleşmiş olup örtü epiteli içine yerleşmişlerdir.
nDokunma duyularının bir bölümü ile tad ve işitme duyularının alınması ile görevlidirler.
nDokunma duyularını alan hücreler genellikle yuvarlağımsı, tad ve işitme duyularını alanlar ise lamba şişesi biçiminde ya da pirizmatiktirler.
nOlfactory epithelium
sensory cell
nTad ve işitme duyularını alan duyu epitel hücrelerinin apikal uçları organ boşluklarına kadar uzanırlar ve burada stereosilyumlar oluştururlar.
nDuyu epitellerinin bazal yarımları duyu sinirlerinin uçları ile sarılmışlardır.
nDuyu hücreleri kimyasal (tad) ya da mekanik (işitme, dokunma) yolla uyarıldıklarında, içerdikleri sinirsel uyarıcıları hücre dışına verirler ve bu maddeler duyu sinirlerini uyarırlar.
n
nOlfactory epithelium
nsensory cell
n

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder