16 Aralık 2012 Pazar

SÜT SIĞIRCILIĞI





İnsanların sağlıklı ve dengeli beslenmeleri için gerekli olan Hayvansal Proteinlerin başlıca kaynaklarından olan sütün üretiminde en büyük pay süt inekçiliğine aittir. Dünya süt üretiminde süt inekçiliğinin payı ortalama %90’dır. Süt Yağı, Süt Proteinleri ve Süt Şekeri (Laktoz) insanların özellikle büyüme ve gelişme çağındaki çocukların beslenmesi açısından yüksek biyolojik değer taşımaktadır.

Bir inek sağım dönemi boyunca kendi ağırlığının yaklaşık 15 katı süt üretebilir. İnsan gıdası niteliğinde olmayan yemleri en iyi şekilde değerlendirerek yavru ve süt verimi sağlar. Süt ineği her yıl bir buzağı verir ve sadece sağımın kesildiği doğum öncesi iki ay kuru dönemde süt verimi olmaz. Çayır ve mera bitkilerini, diğer kaba yemleri, tarımsal ürün ve fabrika artıklarını, hayvansal gübreleri biyolojik yolla değerlendirebilmektedirler.

Süt inekçiliği et ve deri üretimi için iyi bir kaynaktır. Et üretimi amacıyla damızlık niteliğinde olmayan erkek danalar ve düveler ile ekonomik ömrünü tamamlamış olan yaşlı inek, boğa ve öküzler sığır besiciliğine kaynak sağlarlar. İhtiyaç fazlası bir inek veya dana istenildiği an satılarak veya besiye alınarak gelir elde edilebilir.

Sığır gübresi ve hayvan beslenmesi için üretilen yem bitkileri toprak verimini artırır. Süt sığırı besiciliği kırsal kesimde yaşayan bir çok insanın esas işi veya yan işi niteliğindedir. Bu sebeple önemli bir istihdam kaynağıdır. Süt üretimi diğer iş kollarına kıyasla daha az yatırımla kısa vadede üretime geçiş imkanı sağlar. Kısacası süt her gün üretilen ve çok kısa vadede paraya dönüştürülen bir üründür. Günlük geçim sıkıntısının giderilmesi için kolayca paraya çevrilebilir.



TÜRKİYE’DE SÜT SIĞIRCILIĞINDA BAŞLICA OLUMSUZLUKLAR
Süt; muhafazası ve depolanması zor olan bir üründür. Sütün aynı gün içinde satılması veya başka şekilde değerlendirilmesi gerektiği için süt üreticisinin pazarı yönlendirme gücü zayıftır. Pazarda da süt fiyatları genelde düşüktür. Gelişmiş ülkelerde süt üreticileri ancak sübvansiyonlarla (destekleme) ayakta kalabilmektedirler.

En büyük sorunlardan biri ise kaliteli kaba yem teminindeki güçlüklerdir. Geviş getiren hayvanların fizyolojisi gereği çok fazla miktarda kaliteli kaba yeme ihtiyaçları vardır. Kaliteli Kaba Yem kullanılmadığı taktirde yem ve ilaç maliyeti yükselir. Ülkemizde yem bitkileri üretimi çok ihmal edilmiş bir konudur. Hayvanlarımızı beslemek, verim sağlamak için gerekli yem bitkisi ve kaba yem üretiminde çok fazla açığımız bulunmaktadır. Aynen insanlarımıza sağlamamız gereken Kırmızı et ve hayvansal protein üretimindeki açığımız gibi.

Yüksek verimli kültür ırkları çok iyi bakım, beslenme ve barınak şartları ister. Kötü bakım ve beslenme şartlarına ve hastalıklara dirençleri düşüktür. Sağım hataları, kötü bakım şartları ve kuru dönemde gerekli tedbirlerin alınmaması gibi sebeplerle klinik mastitis (Meme İltihabı) ve subklinik mastitis (Gizli Meme İltihabı) yoğun şekilde görülmektedir. Basit hatalar bile önemli verim kayıplarına neden olmaktadır. Hatta temin edilen kaliteli damızlık hayvanların önemli bir kısmı kısa sürede özelliklerini kaybetmekte ve verimsiz hale gelmektedir. Ülkemizde süt sığırcılığı yetiştiricisi çok sayıda olmakla beraber genellikle bilinçsiz, dağınık ve örgütsüzdür. Politik yaptırım güçleri hiç yoktur. Her kademede büyük boyutta eğitim yetersizliği vardır.



SÜT SIĞIRCILIĞINDA VERİMLİLİK KRİTERLERİ
Süt İneğinin Başlıca Verimleri;

1. Süt Verimi

2. Yılda Bir Buzağı

Bir süt ineğinin verimli olabilmesi bu iki kritere bağlıdır. Öncelikle kendi ırk özelliklerine uygun, neslini ve işletmenin verimliliğini devam ettirmesi için yılda bir buzağı alınmalıdır. Yerinde sayan büyüyemeyen bir işletme karlılıktan söz edemez. Her geçen zaman verimini arttırmalı ve karlılığını devam ettirmelidir. Uzun süre kısır kalan inekler işletme için fazladan maliyet demektir. Boşuna bakım ve besleme masrafı, zaman kaybıdır. Doğan buzağıyı yaşatamamak, ondan verim ve gelir elde edememek annenin kısır kalması anlamına gelir. Yavru veriminin en önemli engellerinden biri Brusella (Yavru atma) Hastalığı’dır.

İkinci en önemli verim süt verimidir. Süt verimi öncelikle Yüksek Verimli Kültür Irkı Süt İneklerinden elde edilir. Fakat genetik özellikler verimi ancak %30 etkiler. Çevre özellikleri istenilen ölçüye getirilemezse ırkın sağlayabileceği süt verimini almak imkansızdır. Hatta Kültür ırklarını yaşatabilmek imkansızdır. Şimdi karlı bir süt işletmeciliği yapıp yapamadığımızı irdeleyelim. Şu sorulara verebileceğiniz sorular çok önemlidir;

1. Süt maliyeti ile sütün fiyatı arasındaki fark üreticinin lehine mi?

Ø Ürettiğimiz 1 litre süt için ne kadar masraf yapıyoruz?

Ancak bunu düzgün bir kayıt sistemi yaparsak öğrenebiliriz. İşletmecinin en öncelikle yapacağı iş kayıt tutma alışkanlığı’nı kazanmasıdır.

Ø Eğer işletme kaba yem başta olmak üzere yem kaynaklarında dışa bağımlıysa kar etmesi imkansızdır. Yanlış bakım ve besleme alışkanlıkları da özellikle yem maliyetini arttıracaktır. Yapılan tüm masraflar içinde yem maliyetinin oranı %70-85 arasındır.

2. Boğa altında bulunan her inekten yılda bir buzağı elde ediliyor mu?

Ø İlk tohumlamada gebelik oranı en az %70 olmalıdır

Ø Ortalama 1,3 tohumlamadan bir buzağı elde edilmelidir

Ø İki doğum arasındaki zaman 400 günü geçmemelidir

Ø Kızgınlık göstermeme, döl tutmama veya yavru atma gibi dölerme problemi gösteren inek sayısı %10’u geçmemelidir

3. Ahırdaki ineklerin ortalama ekonomik ömrü ne kadar?

Normalde; ineğin 10 yaşına kadar elde kalması ve bu süre içinde en az 7 sağlıklı buzağı doğurması ve beklenen süt verimini vermesi gereklidir.

4. Bir sağım döneminde inek başına kaç litre süt sağılmaktadır?

Sütün kalitesi yani; % yağ oranı, % kuru madde oranı ne kadardır?

5. Yavru atma ve buzağı ölümü miktarı ne kadardır?

İyi bir işletmede yıllık yavru kaybı %5’i geçmemelidir.

6. Irk özellikleri ve verim bakımından nesilden nesle iyileşme mi yoksa geriye gidiş mi var?

7. İşletme elinde hayvanları doyasıya besleyecek kadar kaba yem kaynağı var mı?

Yem maliyeti, yüksek verim ve hayvanların sağlığı açısından kaba yemlerin özellikle süt sığırı besiciliği için çok büyük önemi vardır.

8. Harcanan yem maliyetinin süt verimine dönüşüm oranı nedir?

9. İneklerin memeleri ne ölçüde sağlıklıdır?

Sütün üretim yeri memelerdir. Memeler ne kadar ırk özelliğini sağlıyor, dış görünüşünde deformasyon yok ve sağlıklıysa o kadar süt elde edilir. Klinik meme iltihapları; memeden iltihabın gelmesiyle kolayca teşhis edilir ve tedavi edilebilir. Meme iltihaplarının nedeni yanlış sağım ve temiz olmayan ahır ortamıdır. Pis ellerle sağma, sağım sırasında meme dokusuna zarar verme, ahırların aşırı sıcak ve pis olması meme iltihaplarının olumuna hazır zemin oluştururlar. Gizli meme iltihaplarında ise dıştan hastalık belirtileri görülmez. Sadece inek süt verimini azaltır. En güzel belirtisi her sene süt veriminin artacağı yerde azalması veya yerinde saymasıdır. Gizli meme iltihabı sütünüzü çalan en büyük düşmandır. Bir işletmede ineklerin yaklaşık %80-90’ında mutlaka gizli meme iltihabı vardır. Bunun için sağılan sütler Veteriner Hekimler tarafından kontrol edilmelidir. Kontrolü çok basit bir olaydır.

Öncelikle sağım temizliğine dikkat edilmelidir. Pis ellerle sağım yapılmamalı, sağımdan önce memeler yıkanmalı, kuru temiz havlulularla kurulanmalı, temizlikten hemen sonra sağım yapılmalı (yapılan temizlikle sağımın bitişi arasında 7 dakika olmalıdır), sağım bittikten sonra dezenfektanlı suyla meme başları yıkanmalı, ahır temizliğine azami dikkat edilmelidir. İnekler doğuma iki ay kala mutlaka soğutularak kuruya alınmalı, kuru döneme özel mastit tüpleri her memeye bir defa verilmelidir. Bunları yaptığınızda süt veriminiz en az 1,5 kat artacaktır.

10. Ahır şartları hijyenik mi? Ahır ısısı, rutubet oranı, havalandırma şartları istenen ölçüde mi?

11. Süt sığırı besicisi ve bakıcılar işlerine bağlı, hayvanlara karşı sevecen, bakım ve besleme konusunda yeterince bilgi ve beceriye sahipler mi?

12. Veteriner hizmetleri tatmin edici mi?



VERİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
1. KALITSAL YAPI
Kalıtımın verim üzerine etkisi;

Süt miktarı :%30
Sütte yağ oranı :%50
Sütte protein oranı :%50
Sütte kuru madde oranı :%50
Sağım kolaylığı :%30
İneğin ömrü : %5

Hayvan Islahı ve Seleksiyon;

Kalıtsal yapısı itibariyle düşük verimli bir ineğin bakım ve beslenmesine ne kadar özen gösterilse de kalıtımla sınırlanmış verim düzeyinin üzerine çıkması mümkün değildir. En uygun kalitedeki damızlıklar elde tutulmalı ve en mükemmel tohum kullanılmalıdır.
Normal olarak bir işletmede her yıl 6 inekten bir tanesi ayrılarak damızlıktan çıkarılır, yerine daha üstün özelliklere sahip düve veya inek konulacağı gibi daha az sayıda fakat verimleri daha yüksek ineklerle üretime devam edilir.

Damızlıktan Çıkarma (Seleksiyon) Nedenleri;

a) İlk buzağılamadan sonra işletme ortalamasına göre %70 veya daha az süt verimi olan inekler

b) İkinci Buzağılamadan sonra işletme ortalamasına göre %80 veya daha az süt verimi olan inekler

c) Üçüncü buzağılamadan sonra işletme ortalamasına göre %90 veya daha az süt verimi olan inekler

d) İki doğum arasında uzunca bir zaman geçenler, 6 aydan daha uzun kuruda kalan inekler, kısırlık ve döl tutma problemi olan inekler

e) Kronik hasta inekler

f) Sinirli mizaçta ve sağılması güç inekler

g) Tedavisi mümkün olmayan meme hastalığı (mastitis) bulunan inekler

h) Brusella, Leptospira gibi hastalıklar nedeniyle yavru atan veya rahim iltihabı gibi genital hastalıklara yakalanmış olan inekler

i) Irk özelliği bozuk inekler

Süt Verimi İçin Düzeltme Kat Sayıları;

İneklerin süt verimi yaşa göre değişir. 5-8 yaş arası (3., 4. ve 5. buzağılama) ineğin en verimli çağıdır. İnekten sağılan süt miktarını belli kat sayılarla çarparak en verimli çağında ne kadar süt vereceğini tahmin edebiliriz.



Aşağıdaki kat sayılar Siyah-Alaca inekler içindir;

24 Aylık 1,30
30 Aylık 1,21
36 Aylık 1,15
48-150 Aylık 1,07

Saf Yetiştirme ve Melezleme

Bakım ve beslenme şartları sağlanabiliyorsa düşük verimli ırkları elden çıkartıp yerlerine yüksek verimli kültür inekleri satın alarak saf yetiştirmeye geçmekle kısa vadede hedefe ulaşmak mümkündür. Ancak; bunun için en önemli koşul bakım, besleme, sevk idare ve diğer çevre faktörlerinin bu ırklara uygun olmasıdır. Bakım, besleme ve diğer çevre şartları henüz yeterli durumda değilse kalıtsal yapı itibariyle yüksek kaliteli spermalar kullanmak suretiyle elde mevcut olan düşük verimli yerli ineklerden yüksek verimli melez sığırlar elde etmek ve birkaç nesil içinde yerli ırkları yüksek verimli ıklara dönüştürmek akıllıca ve ekonomik bir yöntemdir.

Suni Tohumlama
İster saf yetiştirme isterse melezleme yapılsın erkek damızlık çok önemlidir. İşletmenin kaliteli boğa edinmeleri ve yetiştirmeleri hem zor hem de çok pahalı bir yöntemdir. Bir boğadan birkaç işletmenin birden faydalanması da çok sakıncalıdır. Çünkü hastalık bulaştırma (özellikle Brusella) riski çok yüksektir. Günümüzde maliyeti ve riskleri sebebiyle çok büyük işletmeler dahi damızlık boğa yetiştirmekten vazgeçmekte ve suni tohumlama yöntemi ile en kaliteli boğaların spermasını kullanmayı tercih etmektedir. Suni tohumlamada kullanılan spermalar ana ve babası en yüksek verimli soylara dayanan ve iyi bir damızlık görüntüsü veren boğalardan elde edilmektedir.


Suni Tohumlamada Kullanılan Irklar;

HOLŞTAN (SİYAH-BEYAZ ALACA);
Anavatanı Hollanda'nın Frizya bölgesidir. Almanya'da bulunan Holstein eyaleti bu ırka ismini vermiştir. Siyah Alacalar sütçü yönde ıslah edilmiş kültür ırkı sığırlardır. Bedende önden arkaya doğru yavaş yavaş genişlik ve derinlik artar. Deri ince ve yumuşak olup boyunda dikey kıvrımlar yapar. İneklerde memeler büyük, yumuşak ve iyi şekillenmiş olup inde karın altı ve arkada yukarıya doğru düzgün bir şekilde uzanarak bağlanır. Laktasyonda (305 gün) ortalama süt verimi 8.000 kg/yıl kadardır.

İSVİÇRE ESMERİ (MONTOFON)
Anavatanı İsviçre'dir. Renk gümüşi griden siyaha yakın koyu esmere kadar değişir. Sırtta açık renkte bir ester çizgisi bulunur. Kulak içindeki tüyler çoğunlukla uzun beyazdır. Burun ucu, kuyruk ucu, dil ve boynuz uçları siyahtır. Son yıllarda et verimi yönünden önemi artmaktadır. Ortalama süt yağı oranı ise %3.7 civarındadır. Bu hayvanlar yüksek besi performansına sahiptirler. 17-18 aylık bir beside ortalama 900 gr/gün canlı ağırlık artışı sağlamaktadır. Türk esmerlerinde günlük canlı ağırlık artışı saflardan daha yüksek bulunmuştur. Esmerler diğer kültür ırklarına göre olumsuz şartlara daha dayanıklıdırlar.

SİMENTAL (KIRMIZI ALACA);
Anavatanı İsviçre'dir. Öncelikle et olmak üzere, süt verimleri yönüyle de dikkat çekmektedir. Renk sarı-beyaz yada kırmızı-beyaz alacadır. Baş genellikle beyaz olup üzerinde sarı veya kırmızılıklar olabilir. Simentallerde tırnaklar sağlam, sırt uzun ve kuvvetli, göğüs geniş ve derin, sağrı dengeli ve kaslar gelişkindir. İneklerde ilk buzağılama yaşı 27-30 aydır. Ortalama süt yağ oranı %4 kadardır. İyi besi şartlarında günlük ortalama canlı ağırlık artışı 1.000 gr, et randımanı ise %55-60 arasındadır

CHAROLAISE (ŞAROLE-FRANSIZ GRİSİ);
Anavatanı Fransa'dır. Bu ırkın hayvanları iri ve ağır yapılıdır. Kıllar krem rengindedir. Etçi bir ırk olup canlı ağırlık ergin dişilerde 800 kg ve ergin erkeklerde 1.000 kg civarındadır. Buzağılarının doğum canlı ağırlıkları ortalama 40-45 kg.dır. Doğumdan itibaren 6. aya kadar günlük canlı ağırlık artışı 1 kg.ın üzerindedir. Besideki sığırların et randımanı %60-70 mera besisinde ise randıman %40-45'dir

JERSEY;
Anavatanı İngiltere ve Fransa arasındaki Jersey adasıdır. Sütçü sığır ırklarının en küçük yapılısıdır. Ergin ineklerde ortalama canlı ağırlık 400 kg kadardır. Renk açık kahverengiden siyaha kadar değişir. Jersey'ler yemi en ekonomik şekilde süte çevirirler. Orta kaliteli çayırları diğer sütçü ırklardan daha iyi değerlendirirler. Jersey buzağılarının doğum ağırlıkları 20 kg civarında olup büyütülmeleri için büyük bir özen gerekir. İyi düzeydeki şartlarda %5 yağlı 3.000 kg süt verirler. Bir yaşını tamamlayan düveler sıfata alınabilirler.

MONTBELIARDE;
Fransa'da geliştirilmiştir. Fransız'ların yerli ırkları ve simantallerin melezlenmesi sonucu elde edilmiştir. Dağlık bölgelerde daha yaygındır. Renk kırmızı-beyaz alacadır. Sütçü bir sığır olarak geliştirilmesine rağmen et verimi de iyi düzeydedir. Ortalama laktasyon süt verimi 5.000 kg olup süt yağı oranı %3.5'tur. Genç erkekler entansif beside 1.200 gramın üstünde canlı ağırlık kazanır.

Boğa Testleri;

En kaliteli ana ve baba kan hatlarından gelen boğa adayı erkek danalar suni tohumlama araştırma kurumlarında toplanır. Birkaç yıl boyunca bu boğa adaylarından alınan spermalar dondurularak depo edilir. Her bir boğa adayı sperması ile belli sayıda inek tohumlanır. Bu ineklerden doğan yavruların verim kayıtları tutulur. Verim kabiliyeti uzun yıllar sonucu süren deneyimler sonucu ispatlanan boğaların spermaları suni tohumlama olarak kullanılır.


“En Karlı Yatırım İyi Bir Döl İçin Yapılan Yatırımdır”

1. ÇEVRE FAKTÖRLERİ
Yüksek verim kapasitesine sahip bir ineğe gerekli bakım, besleme ve diğer çevre koşulları sağlanmadığı takdirde bu inekten beklenen verim alınamaz ve ineğin sağlığını korumak da imkansızlaşır. Kalıtsal faktörler süt verimini ancak %30 oranında etkiler. Süt verimi %70 oranında sadece çevre faktörlerine bağlıdır. Kalıtsal verim kabiliyeti artıkça besin ihtiyacı o nispette artar ve çeşitlenir. Bakımı da bir o kadar masraf ve özen gerektirir. Kızgınlık göstermeme veya döl tutmama gibi geçici kısırlıkların nedeni %95 bakım ve besleme hatalarına bağlıdır. İneğin sağlığı sonbahar ayında bozuluyorsa %100 olarak bakım ve besleme hatalarına bağlıdır. Süt sığırlarının verimliliğini etkileyen en önemli unsurlardan biri, hatta başta geleni beslenme konusudur. Yanlış yada yetersiz besleme uygulama verim düşüklüğünün yanı sıra önemli hastalıklara ve hayvan kayıplarına neden olmaktadır. Süt sığıcılığının başarılı şekilde gerçekleştirilmesinde iyi bir bakım, yönetim, uygun hayvan seçimi ve barınak gibi faktörler de önemli rol oynamasına rağmen kărlılığı etkileyen faktörlerin başında iyi bir besleme programı uygulanması gelmektedir. Çünkü bir sığırcılık işletmesinde besleme yöntemlerine bağlı olarak işletme giderlerinin % 40 – 70 gibi oldukça değişen oranlardaki büyük bir kısmını besleme giderleri oluşturmaktadır. Bu giderler besleme programları iyileştikçe azalmaktadır.

Süt Verimini Ve İneğin Sağlığını Etkileyen Çevre Faktörleri;

1. Ahır ve Barınak Koşulları

2. Besleme Koşulları

3. Bakım, Sevk ve İdare

4. Hastalıkları Önleme Yöntemleri

Yerli ineklerin kötü çevre şartlarına uyum yetenekleri çok yüksektir. Bunları atadan dededen öğrendiğimiz geleneksel yöntemlerle besleyebiliriz. Fakat verim bekleyemeyiz.. Yerli ineklerde dahi çevre koşullarını düzelttiğimizde verimleri %50 artacaktır.



YARI AÇIK SERBEST SİSTEM
Bu tip ahırların genellikle üç cephesi duvarla kapalı, güney cephesi gezinti mahalline açıktır. Gezinti yeri ile birlikte inek başına 6-7 metrekare alana ihtiyaç vardır. Üstü kapalı bölüme yeterli sayıda yatma ve istirahat bölmeleri konulur. Bölmeler ortalama 2,5 metre boyunda 1,1-1,2 metre eninde olmalıdır. Bölme zeminine 10-15 cm. kalınlığında sap veya kum serilmelidir. İstirahat bölmeleri gezinti kısmından biraz yüksekte olmalıdır. İnekler yatmak istedikleri zaman bölmenin açık kısmından girer ve yattıklarında arka kısımları bölme dışında kalır. Altlık temiz kalır ve hayvanın memeleri ve vücudu kirlenmez. Yemlikler gezinti kısmında bulunur. Yemliğin uzunluğu hayvan başına 50-60 cm olmalıdır. Her 20-25 hayvan için bir otomatik suluk veya su yalağı yeterlidir. Tabanın fazla çamur olmaması için hafif meyil verilmeli, kaygan olmayan beton veya ızgaralı tahliye kanalları yapılmalıdır.

Düve ve erkek danalar için kullanılan açık sistem daha basit ve daha ucuzdur. Ayrı bir istirahat bölümü yoktur. Hayvan başına 4-5 metrekare alan gereklidir. Düvelerin sağlıklı şekilde büyümeleri ve ileride iyi bir inek olmaları için ilk gebeliğin ortalarına kadar tamamen merada, açık veya yarı açık sistemde beslenmeleri tavsiye edilmektedir. Buzağılar özellikle ömürlerinin ilk iki haftasında doğumdan itibaren inek ahırlarından ve diğer buzağılardan ayrı bir yerde barındırılmalıdır.

Yarı Açık Serbest Sistem İçin Alınması Gereken Önlemler ;

Ø Halkın alışkın olduğu bir sistem değildir. Üşütme korkusuyla bu sistemi benimseyememektedir

Ø Hayvan başka iklimden getirildi ise yeni iklime alışıncaya kadar iki hafta süreyle özel önlemler alınmalıdır

Ø Yeterli uzunlukta yemlik bulunmasına, yataklık bölme sayısının yeterli olmasına dikkat edilmelidir

Ø Hayvanlar verimlerine, cinslerine ve canlı ağırlıklarına göre gruplandırılmalıdır

Ø Sağım için ayrı bir bölüm yapılmalıdır

Ø Boynuzlu hayvanlar sorun oluşturabileceği için buzağıların boynuzlaştırılması uygundur

Ø Yemliklerde devamlı olarak kaba yem bulundurulmalıdır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder